Referandum için çalışma yürüttüğü 16 il olan Manisa’ya sabahleyin gelen Umut Oran, Şehzadeler ilçe örgütünün dayanışma toplantısına katıldı. Daha sonra İl Başkanlığına geçen Umut Oran, burada basın toplantısı düzenledi. CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Semih Balaban, CHP Yunus Emre İlçe Başkanı Kubilay Koç, CHP İl Başkan Yardımcısı Reis Öncü, Süleyman Özcan, Bektaş Kılınç, Hatice Gözlet, Yıldız Kılınç, Enver Akgün ile kadın ve gençlik kolları yöneticilerinin katıldığı toplantıda Umut Oran şöyle konuştu:
BABAOCAĞIMDA OLMAKTAN MUTLUYUM
Türkiye’nin birliğini korumak ve milletin bekasını riske atanlara “hayır” demek için Anadolu’yu karış karış geziyorum ve bugün baba ocağım Manisa’da olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ancak bilmelisiniz ki Manisa’daki “hayırlı” havayı görmekten de ayrıca memnunum. Çünkü bu salona gelene kadar karşılaştığım herkes, tıpkı dün Ankara’da, ondan önceki gün Konya’da, daha önceki gün Balıkesir’de ve İstanbul’un tüm ilçelerinde karşılaştığım yurttaşlarımız gibi, Türkiye’nin hayırlı yarınlarının 16 Nisan’da 80 milyon kere “hayır” demekten geçtiğini görmüşler. Gittiğim her yerde “hayır” oylarının açık ara önde olduğunu görüyorum. Ancak geçen 15 yıllık AKP dönemini değerlendirdiğimde ve Türkiye’nin bölünmesine hayır demek için sadece 21 gün kaldığını düşündüğümde tüm yurttaşlarımı uyarma ihtiyacı duyuyorum!
AKP TOPLUMUN GERİSİNDE KALMIŞTIR
AKP hükümeti toplumun gerisinde kalmıştır! Toplumun gitmek istediği yerle AKP’nin Türkiye’yi götürmek istediği yer birbirine tamamen zıt noktadadır. Örneğin AKP, varlık fonu örneğinde olduğu gibi tüm kamu mallarını rehin vererek günü kurtarmak isterken Türk milleti, üretim ekonomisine geçerek evlatlarına iş ve aş sağlamayı ve geleceği kurtarmayı istemektedir. AKP, her yere devlet parasıyla “lüks konut” stoklarken Türk milleti evlatlarına “yurt”, evlenmek için başını sokacak bir yuva arayan gençlerine insanca yaşayabilecekleri ev aramaktadır. AKP, sırf iç politikada etkisi olur düşüncesiyle her ülkeyle kavga çıkarmak, sorun yaratmak ve kabadayılık yapmak isterken Türk Milleti ulusal onurunu korumak, diplomasiyle hakkını savunmak, sonuç alınmayacak diklenmeler yerine dik durmak istemektedir.
AKP MİLLETE AYAK BAĞI OLUYOR
Hayatın her alanında AKP, toplumun gerisine düşmüştür. AKP anlayışı milletimize ayak bağı olmaktadır. 16 Nisan’da oylanacak olan “tek adam rejimi” de Türk milletinin değil AKP’nin ihtiyaçlarına yöneliktir. Zira referandum paketinin içinde Türkiye’nin birliğine hizmet edecek tek bir harf yoktur. İşsizlik sorununu çözecek, çocuklarımıza aş ve gelecek sağlayacak tek bir madde yoktur.
AŞAĞIDA PKK DEVLETİ KURULUYOR, AKP DE EYALETİ GETİRİYOR
Terör örgütlerinin kökünü kazıyacak, millete huzur getirecek tek bir öneri yoktur. Suriye’nin kuzeyinde yani güney sınırımızın tamamında kurulmak üzere olan, Amerika’nın ve Rusya’nın desteklediği “PKK Devletini” engelleyecek tek bir söz, tek bir önlem ve daha kötüsü tek bir niyet yoktur! Ancak AKP’nin önerisinde eyalet kurma yetkisi vardır. AKP’nin önerisinde Meclis’in yani Türk Milletinin iradesinin sınırlanması, Meclis’in sadece şekle indirgenmesi vardır. İşçilerin tüm haklarının “tek bir sözle” ellerinden alınması imkânı, memurların iş güvencesinin “keyfi uygulamalara” terk edilmesi vardır.
BU KEZ PROVOKASYONLARI SÖKMEYECEK
Türk Milleti, Edirne’den Hakkâri’ye, Artvin’den Manisa’ya ve Antalya’ya kadar 7 bölge, 4 deniz ve yurtdışında gurbetçilerimizin yaşadığı her ülkede “hayırdan” yana tavır almıştır. Şu ana kadar yayınlanmış ve yayınlanmamış tüm anketlerde sonuç aynıdır. Türk Milleti bölünmeye “hayır” demektedir. “Tek adam rejimine” hayır demektedir. Türkiye’nin eyaletlere bölünmesine ve Suriye’de bir PKK devleti kurulmasına “hayır” demektedir. Bu dakikadan sonra sandıkta kazanamayacaklarını görenler, Türk Milletinin iradesini sakatlamak için türlü hilelere başvurabilirler. Milletimi uyarıyorum: “Her türlü provokasyona ve kumpasa hazır olun!” ama ne yaparlarsa yapsınlar bu kez kazanamayacaklar. Çünkü demin de dediğim gibi AKP toplumun gerisine düştü. Milletin önceliği yerine kendi gündeminin önceliğinin peşine düştü.
SALDIRILAR DA OLABİLİR
Bugünden itibaren yandaş kanallarda “düzmece anketler” yayınlanmaya başlanabilir. Önümüzdeki yaklaşık 3 hafta içinde kriz adı altında yabancı bir ülkeyle “kavga” çıkarılabilir. Hatta bu süre zarfında Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında olduğu gibi “büyük bir yalan” uydurulup, millet iradesinin tecelli etmesi engellenmek istenebilir. Hatta geçtiğimiz günlerde Sayın Ümit Özdağ’ın işaret ettiği gibi MHP tabanının gerçek temsilcileri olan Sayın Meral Akşener’e, Sayın Ümit Özdağ’a, Sayın Koray Aydın’a ve çok değerli Sinan Oğan’a yönelik yeni saldırılar, girişimler olabilir.
SEFER-GÖREV HEDEFİ KOYDU
CHP’ye oy vermiş 12.5 milyon seçmenimize seferberlik görev emri gibi hedef koymak istiyorum: Herkes 21 günün sonunda daha önce CHP’ye oy vermemiş en az bir kişiyi ikna edip sandığa beraber giderse hayırlı bir Türkiye’yi beraber yaratmış olacağız. Ancak 16 Nisan’ın önemine yakışır son sandık açılıp, son hayır oyu da sayılana kadar asla gevşememeli, bir saniye bile rehavete kapılmamalıdır. Bu bizim hem vatanımıza hem de gelecek nesillere olan borcumuzdur. Ben bu bilinçle hareket eden tüm yurttaşlarıma, demokrasiden ve milleten yana tavır alarak “hayırlı bir Türkiye” mücadelesine omuz veren Demokratik Sol Partili, Vatan Partili, Saadet Partili, Büyük Birlik Partili tüm yurttaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepsini saygıyla selamlıyorum.
16 NİSAN MİLAT OLACAKTIR
Tüm yurttaşlarıma bir kez daha seslenmek istiyorum. 16 Nisan bir milat olacaktır. Türkiye’nin yeniden gerçek sorunlara odaklandığı, işsizliğe, teröre, hukuksuzluklara çare arandığı bir dönem 16 Nisan’da verilecek hayır oylarıyla başlayacaktır. Şu anda Türkiye’ye saldırmaya cesaret eden tüm ülkeler 16 Nisan’da çıkacak olan hayırlı tablodan sonra tek tek geri adım atacaklardır. Türkiye yeniden gücünün farkına varacak kimseye faydası olmayan “tek adam” tartışmalarından kurtulacaktır. Daha iyi bir Türkiye mümkündür! Türkiye’nin geçmişi ve milletimizin kabiliyeti daha güçlü, daha özgür, daha huzurlu ve daha zengin, hayırlı bir Türkiye inşa edecek kadar derindir.
Milletimiz bir kez hayır diyerek 1001 sorunu çözeceğine emin olmalıdır. Yaşanacak olan da bu olacaktır.