CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, TBMM Genel Kurulu’nda Dünya Kız Çocukları Günü münasebetiyle yaptığı konuşmada çarpıcı veriler paylaştı. “Ülkemizde okula gidemeyen, evlere kapatılan, tarlalarda ve konfeksiyon atölyelerinde çocuk işçi olarak çalıştırılan, zorla evlendirilen çok sayıda kız çocuğu var.” diyen Taşcıer, “Bugün maalesef Milli Eğitim Bakanı ve bir takım çevrelerce karma eğitimin tartışmaya açıldığı bir süreçten geçiyoruz. Kadınları ve kız çocuklarını ikinci sınıf insan olarak görmek isteyenlerin, pembe otobüs, pembe okul, pembe üniversite hayallerinin yeniden gün yüzüne çıktığını duyuyoruz. Kız çocuklarının okullaşmasını nasıl artırırız diye düşünmesi gerekenlerin, kız çocuklarının okula gönderilmeme bahanesi yapılan taşımalı eğitimi bitirmek yerine daha da fazla artırdığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı. 2021-2022 döneminde taşımalı eğitim içerisindeki ilkokul ve ortaokul öğrencisi sayısı 677 binken, bu sayının 2022-2023 döneminde 744 bin olduğunu vurgulayan Taşcıer, “Bu veri, istisnai olması gereken bir sistemin, giderek nasıl kalıcılaştırıldığını net olarak bize gösteriyor. Kız çocuklarının okuması için seferber olması gereken, okula gitmeyenleri tek tek tespit etmesi gereken Bakanlığın okullaşma oranlarıyla ilgili maalesef doğru bilgileri dahi paylaşmadığını görüyoruz.” dedi.
“BİR YILDA CİNSEL SUÇ MAĞDURU KIZ ÇOCUK SAYISI EN AZ YÜZDE 30 ARTTI”
Türkiye’de kız çocuklarının karşılaştığı temel sorunlardan birinin de cinsel taciz ve istismarlar olduğunu belirten Taşcıer, “TÜİK verilerine göre, 2021’de 21 bin kız çocuğu cinsel taciz ve istismar mağduru olarak güvenlik birimlerine başvurmuşken, bu sayı 2022’de 28 bine’e yükseldi. Bir yılda yüzde 30’luk bir artış var ki bunlar sadece güvenlik birimlerine gelen ya da getirilenler. 2014’ten bu yana kıyaslandığında, cinsel taciz ve istismar mağduru kız çocuklarının sayısındaki artış yüzde 185 oldu. 2012’den bu yana 15 yaşından küçüklerin yaptığı doğum sayısı 3 bin. 15-17 yaş arasında anne olan çocukların sayısı ise 163 bin.” dedi. Taşcıer sözlerine şöyle devam etti; “Karşımızda böyle kapkaranlık bir tablo var. Bir yandan da bu tablodaki karanlığı yetersiz bulanlar var. Tarikat yayınevlerinden kitap çıkartıp, daha buluğ çağına dahi gelmemiş çocukların evlendirilebileceğini söyleyen, iştahla ve keyifle çocuk istismarını savunan bu sözde öğretim üyelerine, bu ülkeyi yönetenlerin tek bir söz etmiyor olması, çok daha korkutucu. Çünkü bu dehşet verici taleplere susmak, iktidar için onaylamak demektir. İşte 6 yaşından itibaren, gelinlik giydirilip evlendirilen bir kız çocuğunun, H.K.G’nin davası hala sürüyor. Bu kız çocuğundan iki yıl boyunca haberi olmasına karşın bu sözde vakıfla ilgili kılını kıpırdatmayan bir Aile Bakanlığı’nın varlığı da aslında bu susma halinin bir örneğiydi.”
“KARANLIK YAPILARA GÜÇ VE CESARET POMPALANIYOR”
İktidarın sessizliğini eleştiren Taşcıer, “Sözde vakıflar aracılığıyla örgütlenen, çocukları elde etmeye çalışan yapılara karşı sessiz kalmayı tercih edenler, onlar istedi diye İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çekilenler, bu karanlık yapılara güç ve cesaret pompalamaya devam ediyorlar. Dolayısıyla bugün Lanzarote Sözleşmesi de, Medeni Kanun’da, Anayasa’da yer alan kadın erkek eşitliği de, siz “yok öyle şey olmaz” deseniz de büyük bir tehdit altındadır. Bizler, İstanbul Sözleşmesi bu parlamentodan geçerken nasıl elleriniz patlarcasına alkışladığınızı, sonra çekilirken de aynı şekilde çıkmayı alkışladığınızı, dün savunduğunuz sözleşmeyi bugün burada yerden yere vurduğunuzu gördük.” İfadelerini kullandı. Kız çocukları ve kadınlar için mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirten Taşcıer, sözlerini şu cümlelerle noktaladı; “Ama bizler, Türkiye’nin en örgütlü hareketi olan kadın mücadelesi ile birlikte, gerek parlamentoda, gerek sokaklarda haklarımızı savunmaya ve yenileri için ses yükseltmeye devam edeceğiz. Türkiye’yi kız çocukları için mutlu, huzurlu, geleceğe güvenle bakacakları bir ülke haline getireceğiz. Türkiye’yi kadınlar için, eşit ve özgür bir ülke haline getireceğiz. Karanlığa karşı aydınlığın mücadelesini vermeyi sürdüreceğiz.”.