Ersoy, “Bugün size zaman dilimi içinde, mümkün olduğunca onuruna sahip çıkan bir halkın eşitlik, özgürlük talebiyle sokakları doldurduğu gezi direnişinden bahsetmek istiyorum” dedi.
Gezi'yi Savunduk, Savunmaya Devam Edeceğiz! Gezi Toplumsal Bir Gerçekliktir Ve Türkiye'nin Geleceğidir! Sözlerine şöyle devam eden Ersoy, “Yıl 31 Mayıs 2013, bir halk, özgürlük ve saygı talebiyle tam 79 ilde İçişleri Bakanlığının verileriyle 2,5 milyon kişi sokaklara döküldü. Bunun bir nedeni vardı ve bunun ayak sesleri vardı. Üniversite hayallerini çaldığınız liseliler, üniversite hakkı elinden alınan, geleceği elinden alınan liseliler evet sokaklardaydı çünkü geleceklerine sahip çıkıyorlardı. Kadınlar sokaklardaydı çünkü yaşamlarına müdahaleye karşı çıkıyorlardı. Evet, "3 çocuk, 5 çocuk doğurun." "Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum." diyenlerin karşısında "Bizim gibi 3 çocuk, 5 çocuk ister misiniz?" diye sokakları doldurdu insanlar, kadınlar ve sadece direnişi değil, sadece talepleri değil, aynı zamanda direnişi de değiştirdi. "Küfürle değil, inatla diren." diyen kadınlar isyanın biçimini de değiştirdiler. Güney illerinde özellikle neden bu kadar insan öldü ve bunlardan 3'ü Antakyalı, hiç düşündünüz mü? Çünkü bu, aynı zamanda, AKP'nin Suriye politikalarına karşı direnen Antakya halkının isyanıydı; bu, Alevilerin isyanıydı; yoksulluğa karşı neoliberal politikalarla geleceği elinden alınan halkın tüm Türkiye'de direnişiydi Gezi ve başından itibaren itibarsızlaştırmaya, bölmeye çalışılan bütün çabalara rağmen her çevreden insan bir bütün olarak bir araya geldi, ne Kürt Türk diye bölebildiniz ne genç-yaşlı diye bölebildiniz ne kadın-erkek diye bölebildiniz; hep beraber direndi herkes ve bu direnişe Lice'de saldırı olduğunda "Diren Lice" diye ses verdi Türkiye'nin dört bir tarafından eşitlik isteyen, özgürlük isteyen halk. Ve sonuna geldik, bir iddianameye sıkıştırılmaya çalışılıyor ve bedel ödetilmeye çalışılıyor. Bunun bir nedeni var çünkü siz halkın isyan ettiği gerici politikaları, neoliberal politikaları sürdürmekte ısrar ettiğiniz için yeniden bir isyanla karşılaşmamak üzere bedel ödetmeye çalışıyorsunuz “dedi.
Oya Ersoy Taksim Dayanışmasının Metnini Meclis Kürsüsünden Okudu! Ersoy, “Geçtiğimiz gün Taksim Dayanışması bir açıklama yaptı basını ele geçirdiğiniz için bu açıklamayı duymamış olabilirsiniz diyor ki: "Gezi davasında hepimiz, sadece Taksim Dayanışması değil yargılananların 'Yapmadım.' 'Etmedim.' 'Görmedim.' 'Duymadım.' demesini kimse beklemesin." Evet, hiçbiriniz beklemeyin, biz hepimiz oradaydık, onurumuza sahip çıktık, bu ülkede eşitlik ve özgürlük özlemimizi söyledik.
Ersoy, Taksim Dayanışmasının metnini okuyarak sözlerine devam etti, “Biz Taksim Dayanışması olarak, 2012 yılının Şubat ayında ilk toplantımızı yaptığımız anda ki taleplerimizin de Gezi Parkı'nda ağaçların kesildiği ve çadırlarımızın yakıldığı günlerdeki tepkimizin de gencecik çocuklarımıza kıyan, polis şiddetinden hesap soran tutumumuzun da parklarda, meydanlarda, sokaklarda; özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam talep eden milyonların taleplerinin de kararlılıkla arkasında durmaya devam edeceğiz.”
Ersoy, “Gezi davası, Ali İsmail Korkmaz'a son tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan'ın mağdur sıfatıyla katılımını kabul ederek, akıl sağlığının yerinde olmadığını kendisinin de kabul etmiş olan tanığın sesli ve görüntülü ifadesini avukatlardan sakınarak ve duruşma salonuna dahi getirmeden yargının bir parçası olan savunma avukatlarını zan altında bırakarak yargılananların ve savunma avukatlarının tanığa soru sorma hakkını ihlal ederek, reddi heyet talebini hiçe sayarak, AHİM kararlarını da tanımayarak, sadece hukukla değil; vicdanla, akılla ve mantıkla da ilişkisi olmadığını ispat etmiştir. Gizli hiçbir iddianamenin hiçbiri yeniden kıymetlendirilmiş, Fettuhlahçı dosyasının kirletemeyeceği kadar büyük bir toplumsal gerçekliktir ve Türkiye'nin geleceğidir” dedi.
Gezi'yi Savunduk, Savunmaya Devam Edeceğiz. 18 Şubat’ta Silivri'deyiz
Son olarak Ersoy, “bir suçlu arıyorsanız, evet, burada suçlu var. Bu suçlu; Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit Gedik ve Ahmet Atakan'ın katilleridir suçlu olan ve bunlardan mutlaka ve mutlaka bu ülkede hesap sorulacak. Bu davada adı bile geçmeyen bu canlarımıza Gezi'yi sonuna kadar savunmak bizim, hepimizin borcudur. Gezi'yi savunduk, savunmaya devam edeceğiz. 18 Şubat’ta da Silivri'deyiz” dedi.