Gerçek Muhabir

Sibel Özdemir: İktidarın ve mevcut yönetim sisteminin kurumsuzlaşma, kuralsızlaşma ve kadrolaşma anlayışının en somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaktadır

SİYASET

CHP Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan rektör atamaları ve tüm usulsüz süreçlerin TBMM’de araştırılmasını istedi. Meclis Araştırma Önergesini hazırlayan CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, “İktidarın ve mevcut yönetim sisteminin kurumsuzlaşma, kuralsızlaşma ve kadrolaşma anlayışının en somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaktadır” değerlendirmesini yaptı.

CHP Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan rektör atamaları ve tüm usulsüz süreçlerin TBMM’de araştırılmasını istedi. Meclis Araştırma Önergesini hazırlayan CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, “İktidarın ve mevcut yönetim sisteminin kurumsuzlaşma, kuralsızlaşma ve kadrolaşma anlayışının en somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaktadır” değerlendirmesini yaptı.

CHP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamalarıyla birlikte alınan tüm idari ve akademik kararların, yaşanan usulsüz süreçlerin ve YÖK tarafından dikkate alınmayan iddiaların incelenmesi ve şeffaf bir şekilde ortaya konulması için Meclis araştırma istedi.

Meclis Araştırma önergesini hazırlayan CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, önergesinin gerekçesinde şu değerlendirmeleri yaptı:

“Kurumsal özerkliği, akademik özgürlükleri ve özgür düşünce ortamını savunan bilim insanları sistematik şekilde üniversiteden uzaklaştırılmak istenmektedir. İktidarın ve mevcut yönetim sisteminin kurumsuzlaşma, kuralsızlaşma ve kadrolaşma anlayışının en somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, rektörlerin doğrudan partili Cumhurbaşkanı kararıyla göreve getirilmesi uygulamasının akademik ve kurumsal özerklik, bilimsel özgürlükler, eğitimin niteliği, ilgili kurulların işleyişi, akademik ve idari personel ile öğrencilerin memnuniyet durumları ve rektörlerin atamayla göreve getirilmesinin ardından Üniversitelerin bilimsel üretkenlikleri, eğitimdeki kalitelerinin seviyesi ve teknolojik katkıları bakımından ortaya çıkardığı sorunların araştırılması ve ayrıca rektör belirlemesi süreçlerinin çağdaş, demokratik, şeffaf ve tamamen liyakati temel alan ölçütlere göre yeniden yapılandırılmasının sağlanması amacıyla bir Meclis araştırmasının açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

“REKTÖR ATAMALARI ‘KANUNİ’ OLSA DA AKADEMİK VE BİLİMSEL ÖZERKLİK İLKELERİ İLE DEMOKRATİK DEĞERLER BAKIMINDAN MEŞRUİYETİ TARTIŞMA KONUSU OLMAYA DEVAM ETMEKTEDİR”

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamaları her ne kadar ‘kanuni’ olsa da akademik ve bilimsel özerklik ilkeleri ile demokratik değerler ve uygulamalar bakımından meşruiyeti tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Atamayla görevlendirilen mevcut rektör ve yeni Üniversite Yönetim Kurulu, üniversitenin yerleşik teamüllerini, akademik kurullarını ve yasal mevzuatı hiçe sayarak aldığı kararlarla her geçen gün yeni sorunlara ve mağduriyetlere neden olmaktadır.

“GÖREVDEN ALINAN AKADEMİSYENLERİN YERİNE BİR OLDUBİTTİ İLE ÜNİVERSİTE DIŞINDAN KİŞİLER ATANMIŞTIR”

İhtiyaç olmamasına rağmen, Üniversite Yönetim Kurulunda çoğunluğu elde etmek için iki yeni fakülte kurulmuştur. Haksız ve hukuksuz gerekçelerle Üniversite Yönetim Kurulu üyeleri görevlerinden ve üniversiteden uzaklaştırılmışlardır. Akademik özerklik ve liyakat ilkeleri çiğnenerek liyakatli kadrolar haksız ve hukuksuz gerekçelerle seçimle göreve geldikleri idari görevlerinden alınmışlardır. Görevden alınan akademisyenlerin yerine bir oldubitti ile üniversite dışından kişiler atanmıştır. Rektörlük ve Üniversite Yönetim Kurulu, idari birimler olmalarına rağmen akademik kararlar alarak uluslararası alanda başarı gösteren ve saygınlığını kanıtlamış akademisyenlerin derslerini usule aykırı şekilde kapatarak üniversite ile ilişiklerini kesmiştir. Rektörlüğün almış olduğu usulsüz kararlardan ve yaşanan süreçlerden en büyük mağduriyetleri öğrenciler yaşamaktadır. Birlikte proje yürüttükleri veya tez yazdıkları öğretim elemanları sistematik bir şekilde Üniversiteden uzaklaştırılmaktadır.

“KİLYOS KAMPÜSÜ’NDEKİ İNGİLİZCE HAZIRLIK EĞİTİMİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ANADOLU HİSARI KAMPÜSÜ’NE TAŞINMIŞTIR”

Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğünün, ilgili kurulların görev ve yetkilerini hiçe sayarak aldığı karar ve uygulamaları bir kamu zararına dönüşmeye başlamıştır. Hiçbir hazırlık yapılmadan ve ilgili kurullarda detaylı olarak görüşülmeden alınan bir kararla, Kilyos Kampüsü’ndeki İngilizce hazırlık eğitimi Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü’ne taşınmıştır. Şaibeli ve şeffaf yürütülmeyen süreçlerden sonra yurt yerleştirme sonuçları açıklandığında özellikle şehir dışından gelecek olan en az 600 öğrencinin açıkta kaldığı ortaya çıkmıştır. Bilinçli olarak açıkta bırakıldığı iddia edilen öğrencilerin belli bazı vakıf, dernek ve cemaatlere ait olan yurtlarına yönlendirildiği Üniversitenin iç yazışmalarıyla da ortaya çıkmıştır.

“BTK İLE İLGİLİ İDDİALAR MUTLAKA ARAŞTIRILMALIDIR”

Diğer yandan, Boğaziçi Üniversitesi’nde ve diğer tüm Üniversitelerde Yabancı Öğrenci Statüsü kontenjanının suiistimal edildiği iddialarının da araştırılması gerekmektedir. Yabancı öğrenci kontenjanından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının üniversiteye kabul edildiği yönünde çok ciddi iddialar olmasına rağmen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bu iddialar karşısında da sessiz kalmıştır. Rektörlüğün şeffaf olmayan uygulamalarından bir diğeri de Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli ve okulun Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK) üyesi dört akademisyenin, bir firmaya akademik personel, idari personel, öğrenci ve mezunların kişisel bilgilerini de barındıran veri tabanlarına erişim hakkı verildiğini ortaya çıkarmaları sonrasında yaşanan süreçlerin ve iddiaların usulüne uygun şekilde araştırılmamasıdır. Rektörlük, söz konusu iddiaları incelemek ve yaşananları kamuoyuna şeffaf olarak paylaşmak yerine BTK’yı feshetmiş, kurul üyelerini görevlerinden ve Üniversiteden uzaklaştırmıştır.”

“YÖK, BOĞAZİÇİ KONUSUNDA SORUMLULUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMIYOR”

“2021 yılından itibaren Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan idari ve akademik usulsüzlükler ve çok sayıda ciddi iddialar karşısında YÖK’ün, sorumluluğunun gereği olarak bugüne kadar gerekli inceleme ve soruşturmaları yapmadığı gözlenmektedir. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, rektörlerin doğrudan partili Cumhurbaşkanı kararıyla göreve getirilmesi uygulamasının akademik özerklik, bilimsel özgürlükler, eğitimin niteliği, akademik ve idari personel ile öğrencilerin memnuniyet durumları ve üniversitelerin bilimsel üretkenlikleri ve teknolojik katkıları bakımından ortaya çıkardığı sorunların araştırılması ve üniversitelere rektör belirlenmesi süreçlerinin çağdaş, demokratik, şeffaf ve tamamen liyakati temel alan ölçütlere göre yeniden yapılandırılmasının sağlanması amacıyla bir Meclis araştırmasının açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.