Gerçek Muhabir

Sendikalaşma anayasal değil tehditle yürüyor!

SİYASET

Sendikalaşma anayasal değil tehditle yürüyor!

Meclis Genel Kurulunda kamu emekçileri sendikaları üzerinde yapılan baskılarla ilgili verilen araştırma önergesi üzerine söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Türkiye’de sendikalaşma hareketinin son 14 yıldır anayasal güvence ile değil tehditlerle yapıldığını savundu.  Bir sendikaya üye olmanın veya bir sendikada faaliyet göstermenin Anayasa'da yazdığı gibi olmadığını söyleyen CHP’li Çam, 2002 yılında Kamu-Sen’in üye sayısının 329 bin, Memur-Sen’in üye sayısının 41 bin iken AKP hükümeti döneminde Memur-Sen’in üye sayısının 836 bine yükseldiğini bildirdi. Bu artışın tehdit, baskı, terfi, lojman gibi unsurların devreye sokulması ve memurların Memur-Sen’e üyeliğe zorlanması ile gerçekleştiğini ifade eden Çam, şunları dile getirdi: “Akıl almaz bir yükseliş var. Diyeceksiniz ki KESK, çalış, senin de olsun. KAMU-SEN, çalış, senin de olsun. Bu sendikalar çalışmıyor da mı olmuyor? Değil. Sorunun özü şu arkadaşlar: 14 yıllık AKP iktidarı döneminde bakan, bakan yardımcısı, müsteşar, müsteşar yardımcısı, daire başkanı, genel müdür, müdür, şefe varıncaya kadar, o birimlerde çalışan tüm memurlara ‘terfi mi istiyorsun, tayin mi istiyorsun, lojman mı istiyorsun MEMUR-SEN'e üye olacaksın’ denildi. MEMUR-SEN bu yüzden bugün 830 bine yaklaştı.” ‘ÖZGÜR İRADE İÇİN SANDIK KURULSUN’ “Her çalışanın kendi özgür iradesi ile sendikasını seçmesi için iş yerlerine, sendikaların olduğu yerlere sandık konulması için hemen şimdi bir önerge verelim” diyen Musa Çam, “Hiç tehdide, şantaja, baskıya, bakanın, müsteşarın, genel müdürün, o müdürün, bu müdürün baskısına ve tehdidine yer vermeden işçiler, memurlar özgür iradeleri ile sendikalarını seçsinler. Ama yapamayız. Neden? Çünkü AKP Hükümeti 14 yıllık iktidarı döneminde kendisine eğilmeyen, kendisine biat etmeyen ne kadar kurum ve kuruluş varsa, bir, yasal düzenlemelerle içini boşaltıyor; iki, el koyuyor; üç temsilde nispi temsili getiriyor veyahut da bu baskılarla birlikte kendi arka bahçesi yapıyor” diye konuştu. ‘BİMER TAM BİR FİŞLEME MEKENİZMASI!’ BİMER’in bir ihbar, hedef gösterme sistemi olduğunu savunan Çam, Türkiye’de 1945’lerin Amerika’sındaki McCarthy’cilik denilen dönemin yaşatıldığını belirtti. CHP’li Çam, cumhuriyetçi senatör McCarthy’nin cumhuriyetçi olmayan, solcu, ilerici, yurtsever, demokrat, aydın, çağdaş, kendilerine karşı olan herkesi jurnalleyerek önemli bir kitlenin hapishanelerde hayatlarının çürümesine neden olduğunu aktardı, ve şunları söyledi: “Şimdi, önüne gelen elektronik ortamda BİMER'e binlerce, on binlerce şikâyet mektubu yazarak insanları ihbar ediyor, fişliyor, iftira atıyor. Bu da çalışanların sendikal hareketlerine yansıyor. Memur-Sen’in üye sayısının bu kadar artma nedeni tamamen journalciliğin sonucudur” dedi. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, konuşmasının sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemli görevlerinden birinin gereği olarak Türkiye'deki sendikal hareketin geldiği bu noktanın en ince ayrıntısına kadar incelenmesi ve kamuoyuna açıklanması için bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğini vurguladı.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.