CHP MYK toplantısı sonrasında Genel Merkez'de basın toplantısı düzenleyen Öztrak, AKP Van İl Kongresi'nde sosyal mesafe kurallarına uyulmadığına da dikkat çekerek "Milli bayramlarımızın, pandemi gerekçesiyle coşkuyla kutlanmasına izin vermeyen, sarayın kibirli başı, iş kendi il kongrelerine gelince ne pandemi dinliyor ne de deprem acısı" dedi.
Öztrak, şöyle konuştu:
GÜN GÜZEL İZMİR İLE DAYANIŞMA GÜNÜ: Bugün MYK toplantımızda öncelikli olarak İzmir depremini ele aldık. Kayıplarımızın sayısının artmaması en büyük dileğimiz. Depremin yaralarını hızla sarabilmek için oradaydık. Türkiye’nin her tarafındaki belediyelerimiz arama kurtarma faaliyetlerine destek ekiplerini gönderdiler. Hala da depremzedelerin yaşamlarını kolaylaştıracak araç ve gereçleri İzmir’e yolluyorlar. Gün, güzel İzmir ve İzmirli hemşerilerimizle dayanışma günüdür. Zaten tüm Türkiye’nin kalbi İzmir ve İzmirlilerle beraber atıyor.
NEDEN İŞLER HEP ARAMA KURTARMADA: Ülkemiz Doğusundan, Batısına kadar deprem kuşağında… Bu gerçekle de maalesef sık sık yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Neden işler hep arama kurtarma ekiplerimize kalıyor? Bunun cevabını biliyoruz. Yurttaşlarımızın canını alan tedbirsizlik, kuralsızlık, tamahkârlık ve acımasız rant hırsı… 1985’ten bu yana yürürlükte olan yasa, bugüne kadar tam 30 kez değişikliğe uğradı. Yapılan değişikliklerin 22’si ise son 18 yılda… Yani AK Parti iktidarlarında yapılmış. Bu da bir başka ihale yasası hikâyesi…
685 BİN RİSKLİ YAPI OLDUĞUNU CUMHURBAŞKANI SÖYLÜYOR: Bu binalar neden dönüşüme tabi tutulmadı? Burada eksik olan ne? Hasarlı binanın tespitini kim yapıyor? Yıkıp yeniden yapmanın finansmanı nasıl sağlanıyor? Bunların açıklığa kavuşturulması ve bir eksiklik varsa hızla giderilmesi gerekiyor. Elazığ depreminden sonra, Cumhuriyet Halk Partisi olarak pek çok öneride bulunduk. Mevcut mevzuatta bir eksiklik varsa, bunu telafi etmek için el birliğiyle çalışmalı, gereken adımları hızla atmalıyız. Türkiye’de şu an itibariyle 685 bin konutun riskli yapı olduğunu Cumhurbaşkanı’nın kendi programı söylüyor. Tüm bina stokunu hızla gözden geçirmeliyiz.
İMAR AFFI PARALARI KİMLERİN CEBİNE GİTTİ: Meclis’e getirilecek her yasa teklifini ve kaynakların bu iş için seferber edilmesini destekleriz. Bu iş için kaynak ve finansman mı yok? Aslında kâğıt üstünde var. Hani, imar affından toplanan paralar bu işler için kullanılacaktı. Toplanan paraları bu iş için kullanılmadığına göre; nereye harcandı, kimlerin cebine gitti? Sadece imar affından toplanan paralar mı? Deprem vergisi olarak, yıllardır vatandaştan toplanan Özel İletişim Vergisi de var. 2003 ile bu yılın Eylül ayı arasında toplanan Özel İletişim Vergisi; tamı tamına 35 milyar dolar. ‘Bu 35 milyar dolar nereye gitti’ diye sorduğumuzda, Saray sinirlenip, ‘Bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanım yok’ demişti…
İL İL DOLAŞIP KONGREDE NUTUK ATIYOR: Bu tek adam vesayet rejimi Erdoğan’a yaramadı. Milletten koptu. Artık her konuda tek yetkili kendisi. Sorunları çözmek için bizzat sorunun başında olması gerekiyor ama o milletin sorunlarını bir kenara atmış, il il dolaşıp partisinin kongrelerinde nutuk atıyor. Saray’ın kibirlisi için her türlü tedbir alınmış… Sosyal mesafe uygulanmış ama tribündeki vatandaş için hiçbir tedbir yok. Daha da kötüsü, milletin deprem acısı çok tazeyken, daha bebekler enkaz altındayken, kongrelerinde şarkılar, türküler çaldırıyor. Bunlar, milletin harsını, örfünü, geleneklerini unuttular. Bu milletin geleneklerinde, komşusunda bir cenaze varsa, bıraktık eğlenmeyi, müzik çalmayı evde bir hafta televizyon bile açılmaz.
MİLLET ALAYINI EVE GÖNDERECEK: Somalı maden işçilerimiz, hak arama mücadelesi için Ankara’ya yürümek isteyince, ‘pandemi var’ denerek, önlerini kesiyorlar. Barolar kongrelerini yapmak isteyince, yasa falan dinlemeyip, ‘pandemi var’ diyerek baroların kongrelerini yasaklıyorlar. Ama sıra AK Parti’nin il kongrelerine gelince, pandemi etkisini yitiriveriyor. Milletimiz bunların riyakârlığını görüyor. Sandığın önüne gelmesini bekliyor. Geldiğinde de gereğini yapacak? Bunların alayını evlerine gönderecek.
İSTANBUL’A İHANET ETTİK DİYEN KİM: Hafta sonu çıkmış, ‘uzun yıllar boyunca bu ülkeye hâkim olan vesayetçi zihniyetin en çok ihmal ettiği alanlardan biri de afetlere dayanıklı yapı inşasıdır” demiş. Hoppala, el insaf… İstanbul’u 1994’ten 2019’a kadar 25 yıl, ülkeyi ise son 18 yıldır yöneten kim? Recep Tayyip Erdoğan. Deprem vergileriyle milletten 35 milyar dolar toplayıp, bunun nerelere harcandığını saklayan kim? Yine Erdoğan. ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyen kim? Erdoğan. İçine düştüğü öfke ve kibir hastalığı, Erdoğan’ı anlaşılan yiyip, tüketmeye başladı. Erdoğan’a bakınca, sağlıklı bir ruh hali görüyor musunuz? 18 yıldır iktidarda kendisinin olduğunu da unuttu. Artık Erdoğan, Erdoğan’a karşı…
SORUMLU SİZDEN BAŞKASI DEĞİL: Tamı tamına 556 milyar 708 milyon dolar. Yani yaklaşık 557 milyar dolar, cari açık rekoru da sizin Sayın Erdoğan. İktidara geldiğinizde kamunun elinde Türk Telekom, PETKİM, TÜPRAŞ, Petrol Ofisi gibi milyarlarca dolarlık kamu varlığı vardı. Bunların hepsini 62 milyar dolara sattınız. Yetmedi, bu ülkenin dış borcunu 130 milyar dolardan 422 milyar dolara getirdiniz. Şimdi bu ülkeyi kur, faiz cari açık şeytan üçgenine sokup, ülkeyi borca batıranı arıyorsunuz. Sarayınızın altın varaklı aynalarına bakın. O sizsiniz, sorumlu sizden başkası değil Sayın Erdoğan.
SORUMLU DAMAT VE ERDOĞAN: Eylül sonu itibariyle, devletin dövize endeksli iç borç stoku 37 milyar dolar, devletin dış borç stoku 97 milyar dolar, her ikisinin toplamı 134 milyar dolar. Bu durumda son bir ayda gerçekleşen devalüasyon, hazineye 67 milyar liralık ilave yük getirdi. Bu beceriksizliğin sorumlusu kim? Erdoğan ve damadı.
Öztrak, basın mensuplarının sorularına da şu yanıtları verdi:
SURİYELİLER BİR AN ÖNCE VATANINA DÖNMELİ: (‘Suriye’ye olası bir operasyon olsa’ sorusu üzerine) Bugün ülkemizde 5 milyon Suriyeli var. 50 milyara yakın para harcanmış durumda. Toprak bütünlüğü içinde çözülmesi bizim temel arzumuz. Suriyelilerin bir an önce barışa kavuşmuş vatanlarına geri dönmesi de önemlidir. Bu amaçlara ulaşılabilmesinin yolu da sağlıklı bir diyalogtan geçmektedir.
RIZA BEY APARTMANINDA BELİRSİZLİK VAR (Şehircilik Bakanlığı’nın, Bayraklı Belediyesi’nin yıkılan binalarla ilgili ‘çürük raporu ulaşmadı’ açıklaması) Tespit konusunda bir belirsizlik var. Önlemleri kimin alacağı konusunda da sıkıntılar var. Belediyemiz bir girişimde bulunmuş. O binadaki kişiler gerekeni yapamamışlar, uzlaşmaya varamamışlar. Baktığımız zaman mevzuattaki karmaşadan kaynaklanan bir durum var. İmar olayı, Türkiye’nin en önemli meselelerinden biridir. Kentsel dönüşüm yolu ile inşaat sektörünü canlandırmak yerine AVM ile bu sektörü canlandırmayı tercih etmişlerdir. İktidar, rezidansa alışverişe önem vermiştir ama CHP iktidara geldiğinde ön önemli önceliği kentsel dönüşüm olacaktır.
ERDOĞAN NEDEN REZİDANSLARA AĞIRLIK VERDİ: (Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın 1999 depremine ilişkin açıklaması) Depremin yaraları hiç sarmadan yapılan değerlendirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Vatandaşın acılarını sarmak için ne yapacaklarını söylemelerini gerekiyor. 1999 depremi ile İzmir depremi çok farklı. İBB Başkanlığı da yapmış olan Erdoğan, çok iyi biliyor. Neden yönetimi aldıktan sonra kentlerde yeniden yapılandırmaya ağırlık vermek yerine rezidanslara ağırlık verdi.
İMAR AFFI KAÇAK AFFI OLMAMALI: (İmar affının yeniden gündeme gelmesi) Bu imar afları, aslında baktığınız zaman sonuçta kaçak yapıların affı. Bu tür afları getirecekseniz, kaçakların önüne geçmeniz lazım. İmar affı, kaçak affı şeklinde olmamalı. AVM, rezidans dikeceğinize; yapmanız gereken şey bu ülkenin 1 milyona yaklaşan hasarlı konutlarını onarmak.
BÜTÇEDE DEPREMİN ÖNLENMESİ YOK: (Bütçede en büyük payın ulaştırmaya ayrılması) Baştan beri söylüyorum. Bu bütçenin önceliği faizciler, saray ve yandaşlar. Bu bütçenin içinde depremin önlenmesine ilişkin yatırımlar da yok. Salgında öncelik işyerlerini kapatmak zorunda kalan esnafa, bütçede öncelik işsiz kalan yurttaşlarımıza verilmeli, KOBİ’lerimize verilmeli, depremin yaralarını sarmaya verilmeli. Siz tamamen farklı yerlere önceliklerle milletin karşısına gelmişsiniz.