Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek deprem ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Özel, özetle şöyle konuştu:
KOMİSYON KURULMASI İÇİN BÜYÜK ACILAR GEREKİYORMUŞ: Dün Meclis gündemine daha önce 58 kez teklif edilip kabul edilmeyen Deprem Araştırma Komisyonu kurulmasını teklif ettik. Çok alıştığımız bir tablo. İzmir'e 114 cana mal olması ve bu büyük acıları yaşamamız gerekiyormuş. Buraya bu konuda katkı sağlayacağımız beş arkadaşı görevlendireceğiz. Meclis Genel Kurulu'na gelmeyen, gelse de gereği yapılmayan çok fazla rapor var. CHP'nin 50 üzerinde teklif ettiği bu komisyonun kurulmasını önemsiyoruz.
ERDOĞAN’IN SİNİRLERİNİN YIPRANDIĞINI BİLİYORUZ: Belki de toprak altından canlı çıkma ihtimali varken, daha aileler toprağına teslim etmeden Anadolu’da eğlence olmaz, 'durun bakalım' denir. Yas süresinde yapılacak şeyler vardır. İşine geldiğinde 83 milyonu temsil ediyorum diyen tüm milleti temsil etmesi gereken Erdoğan'ın gündeminde Kemal Kılıçdaroğlu dışında bir şey yok. Ağzından çıkmasını istediğimiz cümleler başkayken, 'bir daha olmayacak' demesini beklerken ve vicdanlı sözler beklerken hakaret duyduk. En hafifleri ‘cahil, tescilli yalancı’ diye başlayıp küfüre varan ifadeler ile devam ediyor. Sinirlerinin yıprandığını biliyoruz. Bu sözlerin ağzından dökülmesinden daha kötüsü şu ki prompterdan okuyor. Bunun yazılmasına mı üzülmek lazım okunmasına mı üzülmek lazım tercihi vatandaşlara bırakıyoruz. Sadece hakaret etmiyorlar, cumhurbaşkanına yalan söyletiyor.
KÖTÜ DANIŞMAN ORDUSU: Kemal Bey enkazı kaldırmadık diye laf söylüyor diyor. Oysa Kemal Bey, 'enkaz kaldırılmış değil, umutlarımız şu anda enkaz altında kalanların kurtarılması' diyor. Umut veriyor. Çarpıtan bir akıl. Bu kadar kötü bir danışman ordusuyla çalışması utanç verici.
AKLINIZI BAŞINIZA TOPLAYIN: İki kongre arasında taziye yapıyorsunuz. 15 gün sonra almayı akıl edecek kadar savrulmuş bir iktidar partisi. Kongre yapıyor, akşamüstü taziye sabah tekrar kongre. Aklınızı başınıza toplayın.
TUNÇ SOYER'İ ÇAĞIRMAYARAK YAPAMAZSINIZ: CHP'den ne beklemiş. Sayın Arıoğlu, 800 sayfa çalışmış, 15 dakikalık randevu almış, üç buçuk saat anlatmış ama hiçbir şey yapılmamış. Siz şu an devletsiniz. CHP'ye ne düşerse ona talimat vermek, yardım istemek zaten sizin göreviniz. Kriz masası toplantısına Tunç Soyer'i çağırmayarak yapamazsınız. Sayın Abdülhamit Gül, yarından itibaren Tunç Bey'in de çağrılacağını söyledi. Doğrusu bu. Biz bize ne düşer diye sorduk. 103 milletvekili ile dört gün her çadıra gittik. 'Bir eksiğiniz var mı bir eksiğimiz var mı' diye sordu. Şu anda İzmir’de CHP'li belediyeden istenip yapılmayan hiçbir şey yok.
O BİNA ÜÇ BİN LİRA SAYIN BAHÇELİ: Sayın Bahçeli, 'keşke riskli binalarda oturmak tercih edilmeseydi' diyor. Konuştuğu prompterın kablosu saraydan geliyor. Sarayın en keyif aldığı muhalefet yaklaşımı. 18 yıldır iktidarı görme, vatandaşı suçla. Devlet Bahçeli herhalde yardımcıları ağzıyla dünya kadar küfür eden twitler değil de samimi sözler söyler. Toprağa yerleştiren insanlardan özür dilenmesinde fayda var. Ayda 2 bin 500 lira maaş alan insanlara keşke sağlam bina tercih etseydiniz, diyorsun ya o bina 3 bin lira. 18 yıldır depremi memlekete hazırlayan iktidara destek ver, sonra başka şeyler üzerinden iktidarla hesaplaş.
ARA DAYAĞI YİYORUZ: Erdoğan'ın 1999 depremi ile ilgili söyledikleri... 1999 depreminin şiddeti 7 buçuk. Ölü sayısı 17 bin. 96 bin konut, 15 bin işyeri yıkılmış. 1999 depremi ile bu depremi karşılaştırıp laf söylüyor. Bir gerçek ile karşı karşıyayız. Çok şey duyuyoruz ama burada aslında bir kavgada arada olan dayağı yer ya arada kaldık ara dayağı yiyoruz diyoruz. Bahçeli askıda ekmek kampanyası başlattı. Erdoğan 'evine ekmek götürmeyen biri var mı' diyor. Bu lafı Bahçeli'ye söylüyor. Bu sert sözden sonra Bahçeli, 'deprem alanına gitmek ahlaksızlıktır' diyor. Bakarsanız Kemal Bey'e söylüyor. Kemal Bey'den önce bakanlar sonra Erdoğan gidiyor.
ÖLEN 168 KİŞİDEN 155'İ TÜRKİYE: 18 yıldır vergi topluyorlar. Özel İletişim Vergisi'nde toplanan para 35 milyar dolar. 'Bu para ne oldu' diye sorunca 'Bu tür şeylere vaktimiz yok' demiş. Maalesef bu soruyu sormak durumundayız. Özeleştiri yapması gereken biri varsa Erdoğan’dır. Türkiye'yi 18 yıldır yönetenler ortada. Dünyada 6 buçuk üzerinde dünya kadar deprem olmuş. Dünyada bu sene 168 kişi öldü, 155'i Türkiye'de. Yüzde 92'ye denk geliyor. Bir tek Türkiye'de deprem olmadı.
HAK İŞ DE İMZA ATTI: TBMM Genel Kurulu'ndaki kanun... 'Bizi izleyen gazeteci arkadaşların kıdem tazminatını gasp etme kanunu. 25 yaş altı 50 yaş üzere sözleşmeleri süreli olacak.' İş sözleşmeleri süresiz olur. Bu 'seni normal işe almam, 9 gün alırım, zaten işsizsin' demek. O 9 gün bu 9 gün mü? Primini dolduramayanlar çıkacak. Bu iş işçiyi rahatsız ediyor. Milletin güvencesi var Cumhurbaşkanı Erdoğan... 'Bütün itirazlara rağmen termik santrallerde filtre yoksa 3 yıl daha zehirlesin' dedi. 'Bir yanda sermaye bir yanda halkım var. Ben halktan yana karar almak durumundayım.' Hak İş senin en makul gördüğün sendika da imza attı. 'Esnek çalışma diye bir şey getirme' dedi.
MİNÜBÜSTEN İNEN 3 KİŞİYE SERT MÜDAHALE: Bugün Dikmen Kapısı önünde bir minibüsten üç kişi iniyor. En sert müdahale. Allah’tan korkun üç kişi. Milletvekillerine rağmen müdahale ediyorlar ve basın açıklamasını yaptırmıyorlar. Hak İş, Türk İş, DİSK istemiyor. İmza atan vekiller, sizden bu teklifi kim istedi? Hepinizin kıdem tazminatı gidiyor, kısa süreli iş sözleşmesi bütün iş kollarında oluyor. Meclis'te sonuna kadar itiraz edeceğiz. İyi dedikleri iki maddeyi ayırsınlar, iki dakikada geçirmeyen ne olsun. 50 maddeyi böyle pazarlıyorlar. Gücümüz yettiği kadar sonuna kadar direneceğiz.
EL KALDIRMAK ZORUNDALAR: (Kanunla ilgili grupların bir araya gelmesi üzerine gelen soruya) “Bugün 12.00'de bir araya geldik. 'Olumlu maddeleri bir araya getirin geçirelim' dedik. '5 maddeyi çıkarırsanız, bütçe getiremiyoruz.' Gece 11.00'de çıkarıp kanuna maddeleri tekrar koymuş. Kıdem tazminatından vazgeçemiyor. Emir komuta zincirinde el kaldırmak zorunda kalıyorlar en çok ona üzülüyorum.
GÖÇÜK ALTINDAKİ VATANDAŞI SUÇLUYOR: (Bakan Murat Kurum’un “Riskli binalarda oturmayın” ifadelerini kullanmasıyla ilgili soru üzerine) Türkiye'nin boyundan büyük imar sorunu var. 18 yıl boyunca bu ülkede iktidar olanlar, taş üstüne taş koymamış. Vatandaş imara aykırı bir yerde oturuyor, sen buna af getiriyorsun, vatandaşa çözüm getirmiyorsun. Sonra dönüp ölene de sorumlu sensin diyorsun. Saray koro gibi başla diyor. Maden kazasında kalan madencileri suçladığı gibi göçük altında kalan vatandaşı suçluyorlar.