BİNLERCE HASARLI BİNAYA YIKIM KARARI VERİLDİ
Orhan Sümer, “6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremler, sadece Türkiye'nin güneyini değil, tüm ülkeyi derinden sarstı. Bu felaketin yaraları henüz sarılmamışken, Adana’da da birçok bina ağır hasar gördü ya da yıkılması gerektiği tespit edildi. Ancak, aradan geçen uzun süreye rağmen, hükümetin Adana'daki konut sorununa dair ciddi bir adım atmadığı gözlemlenmektedir. Bu durum, depremzede vatandaşların mağduriyetini daha da derinleştirmekte ve kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık yaratmaktadır. Şimdi özellikle orta hasarlı binaların yıkımı için tebligatlar gönderilmeye başlandı. Ancak vatandaşın gidecek yeri yok. Kiracıların yeniden kiraya çıkacak gücü yok. Elektrik ve doğalgazın kesileceği evlerin boşaltılması gerektiği söyleniyor. Peki vatandaş nereye gidecek?” Dedi
ADANA KONUT ve BARINMA SORUNUYLA YÜZ YÜZE
YÜZ BİNLERCE KİŞİ EVSİZ KALABİLİR
Orhan Sümer, “Depremzede vatandaşlar, hasarlı binalarını terk etmek zorunda kaldıkları gibi yeni bir yuva bulma konusunda da büyük zorluklar yaşıyor. Kira fiyatlarının fahiş düzeylere yükselmesi, kiralık ev bulmanın neredeyse imkansız hale gelmesi, vatandaşları daha da zor duruma düşürüyor. Yıkılması gereken evlerin yerine yeni konutlar inşa edilmediği gibi, mevcut konut projelerinin de akıbeti belirsiz. Hasarlı konutların, oturulamaz ya da tadilat ile güçlendirilemez durumdaki binaların elbette yıkılması gerekir. Ancak iktidarın bunu planlaması ve vatandaşı bilgilendirerek yönlendirmesi gerekirdi. Depremin üzerinden bir buçuk sene geçtikten sonra millete sizin evinizi yıkacağız, başınızın çaresine bakın demek tam da alıştığımız AKP tavrıdır” Dedi
YANLIŞ POLİTİKALARIN FATURASINI VATANDAŞ ÖDÜYOR
Orhan Sümer, “Adana’da depremin yarattığı tahribatın etkileri halen sürüyor ve çözüm bekleyen konut sorunu, binlerce insanın hayatını olumsuz yönde etkiliyor. İktidarın bu konuda daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçmesi, konut sorununa dair somut projeler üretmesi ve vatandaşların mağduriyetini gidermesi elzemdir. Aksi takdirde, depremzede vatandaşların yaşadığı mağduriyet daha da derinleşecek ve bu durum toplumsal huzuru olumsuz yönde etkilemeye devam edecektir.” Dedi