4+4+4 Yasası”ndan önce yüzde 67 olan okul öncesi eğitimde okullaşma oranı, 2015 yılında 4-5 yaş grubu için yüzde 53’e kadar gerilemiştir. 2015-2016 eğitim-öğretim yılında, yaklaşık 360 bin çocuk, ilkokula okul öncesi eğitim almadan başlamıştır. En az bir yıl nitelikli, zorunlu ve ücretsiz okul öncesi eğitimi almadan, erken çocukluk eğitiminden yoksun biçimde ilkokula başlatılan çocuklarımız, yaşamlarında öğrenmeye en açık olduğu dönemi boşa geçirmek durumunda bırakılmaktadır. Erken çocukluk dönemi eğitiminden yoksun bırakılan kuşağın eğitim yaşamı da karşılaştırmalı olarak kısa sürmekte, ülkemiz nitelikli, katma değeri yüksek ürün ve yüksek teknoloji üretebilecek insan gücünden sosyal ve bilişsel zekâya, yaratıcı düşünceye kadar yaşamboyu insan gücü planlamasını aksak biçimde yürütmektedir. Dünyadaki başarılı örneklerin incelenmesi halinde görülecektir ki, erken çocukluk eğitimine önem veren, kamu desteğiyle bu eğitimleri ücretsiz ve zorunlu kılan ya da eğitim veren özel sektör kurumlarını erken çocukluk eğitim modelleri için teşvik eden ülkeler, uzun vadede insan yaşamını güvence altına alabilmekte, istihdamdan üretime, sağlıktan kalkınmaya kadar daha bilinçli, nitelikli kuşaklar geliştirebilmektedir. Erken çocukluk döneminde yurttaşlara yapılan her 1 TL’lik yatırımın gelecekte en az 7 TL’lik getirisi olduğuna dair saptama, Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın Mart 2016 tarihli “Eğitim Reformu Girişimi” raporunda belirtilmiştir. Erken çocukluk dönemi eğitimi alamayan çocukların okul başarısı düşmektedir. 2012 yılında, 15 yaşındaki öğrencilerin yaklaşık yüzde 70’inin hiç okul öncesi eğitimi almamıştır, bunun Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programına (PISA) katılan 65 ülke arasında, ne yazık ki en düşük oranda olduğu ortaya çıkacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi düzeyde de kabul ettiği üzere, matematiksel beceride düşük kalan başarı oranı ülkemizi PISA endeksinde geride bırakmakta, okul öncesi eğitimi almamış olmak da matematiksel başarıyı oldukça düşürmektedir. OECD Fen alanında ülkeler toplam 6 düzeyde ölçülmekte, en ileri düzey olan 6. düzeyde öğrenci oranımız yüzde sıfırda kalmakta, Şangay-Çin ülkeleri yüzde 4.2'de, OECD ortalaması yüzde 1.2'de yer bulmaktadır. PISA Matematik alanındaki başarıda, Şangay-Çin bölgesi 1. sıradayken ülkemiz 65 ülke arasında ancak 43 üncü sırada yer bulmaktadır. Ülkemizde bölgesel gelişmiş farklarından etkilenen eğitim eşitsizliği, en büyük farklarını okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarında göstermektedir. Kurumların eksikliği, ücretli olması, erken çocukluk eğitimine dair kapsamlı bir gözden geçirmeyi ve yasama organı yoluyla yeni çalışmalar başlatılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda; ülkemizin eğitim programlarına dair kapsamlı bir yeni yaklaşımın ilk basamağı olabilecek “Erken Çocukluk Eğitimi” hizmetlerinin gözden geçirilmesi, bölgesel gelişmişlik farklarının okul öncesi eğitim bakış açısıyla azaltılması gerekmektedir. Zorunlu ve ücretsiz okul öncesi eğitimin daha nitelikli sağlanmasının önündeki engellerin kaldırılması, bu konuda faaliyet gösteren özel sektör kurumlarının desteklenmesi, sürece dair aile katılımının sağlanması ve bilinçlendirme faaliyetlerinin yürütülmesi, eğitim-öğretime dair kalite standartlarının arttırılması ve toplum temelli, matematiksel becerinin küçük yaştan kazandırılması konusunda kapsamlı çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla, bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmalıdır."
Öğrenciye 1 lira yatır 7 lira kazan
Öğrenciye 1 lira yatır 7 lira kazan
Gerçek Muhabir Gerçek Muhabir
SİYASET
Öğrenciye 1 lira yatır 7 lira kazan
Bu hafta Meclis'te görüşülmesi beklenen Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı ve yeni eğitim sistemi tartışmaları öncesinde açıklamada bulunan Denizli Milletvekili Kazım Arslan, bizim çocukların yaşamlarıyla oynayan, ideolojik kısır döngüye hapsedilmiş bir eğitim sistemine değil, okul öncesi eğitime yatırım yapan bir devlet anlayışına ihtiyacımız var. Meclis, erken çocukluk eğitimine katkı sağlayacak yeni bir Meclis Araştırma Komisyonu kurup tavır almadıkça 4+4+4'ün zararı büyüyecek, 3+3+3+4 tekerlemesiyle zaman kaybedilecektir. Bir kuşak daha kaybetmek istemiyorsak erken çocukluk eğitimine, okul öncesi eğitime yatırım yapmalıyız. Okul öncesi eğitimde çocuklarına 1 Lira yatırım yapan ülkeler, gelecekte istihdam ve üretimde en az 7 Liralık kazanç sağlıyor. Böylesine önemli bir kazanım potansiyelimiz varken, çocuklarımızın yarınını bugünden harcamayalım." ifadesini kullandı. CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan'ın Meclise sunduğu "erken çocukluk dönemi araştırma önergesi"nin içeriği şöyle: "2012-2013 eğitim-öğretim yılında uygulamaya geçen 4+4+4 Yasası, günümüze dek yol açtığı sorunlar kadar, eğitimdeki birçok hedefin sapmasına, erken çocukluk eğitim dönemine ilişkin sorunların derinleşmesine yol açmıştır. 2008 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan okul öncesi eğitimde yüzde yüz okullaşma hedefi, bu yasanın ilköğretime başlama yaşını aşağıya çekmesi ve okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına almaması nedeniyle tutturulamamıştır.
Paylaş: