Gerçek Muhabir

Murat Emir: Yozgat'ın son derece küçüldüğünü, adeta büyük bir köye dönüştüğünü görüyoruz

SİYASET

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, seçim öncesinde parti örgütlerinin yürüttüğü çalışmaları değerlendirmek üzere geldiği Yozgat’ta açıklamalarda bulundu. Emir, "Bakanlar, kendi memleketlerine dahi bakmıyorlar, proje üretmiyorlar. Baktığımızda, Yozgat'ın son derece küçüldüğünü, adeta büyük bir köye dönüştüğünü görüyoruz. Fuat Oktay Yozgatlı, ama Yozgat’ı hiç görmüyor, gözü başka yerlerde. Yozgat'ta bir fabrika yapmaya gelince, Yozgat'ta bir yurt yapmaya gelince, Yozgat'a bir tesis yapmaya gelince maalesef görmüyoruz, duymuyoruz, bir şey yaptığını fark etmiyoruz" dedi.

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, seçim öncesinde parti örgütlerinin yürüttüğü çalışmaları değerlendirmek üzere geldiği Yozgat’ta açıklamalarda bulundu. Emir, "Bakanlar, kendi memleketlerine dahi bakmıyorlar, proje üretmiyorlar. Baktığımızda, Yozgat'ın son derece küçüldüğünü, adeta büyük bir köye dönüştüğünü görüyoruz. Fuat Oktay Yozgatlı, ama Yozgat’ı hiç görmüyor, gözü başka yerlerde. Yozgat'ta bir fabrika yapmaya gelince, Yozgat'ta bir yurt yapmaya gelince, Yozgat'a bir tesis yapmaya gelince maalesef görmüyoruz, duymuyoruz, bir şey yaptığını fark etmiyoruz" dedi.

Murat Emir, partisinin Yozgat İl Başkanlığı’nda ilçe başkanlarının da katılımı bugün yapılan değerlendirme toplantısı öncesinde basınla bir araya geldi.

CHP Yozgat İl Başkanı Abdullah Yaşar, burada yaptığı açıklamada, "Sandıklarımızda boşluk bırakmayacağız. Yurttaşlarımız şundan emin olsun; tercihlerini hangi yönde kullanmış olursa olsunlar, onların tercihlerine kendi sandıklarında namusumuz gibi sahip çıkıp onların tercihlerini aynen yansıtacağız. Hiçbir sandıkta boşluk bırakmayacağız. Çaldırmayacağız. Hiç kimsenin hakkını yemeyeceğiz, ama hakkımızı da kimseye yedirmeyeceğiz" diye konuştu.

"YOZGAT'IN SON DERECE KÜÇÜLDÜĞÜNÜ, ADETA BÜYÜK BİR KÖYE DÖNÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ"

Murat Emir ise şunları söyledi:

"Bakanlar, kendi memleketlerine dahi bakmıyorlar, proje üretmiyorlar. Baktığımızda, Yozgat'ın son derece küçüldüğünü, adeta büyük bir köye dönüştüğünü görüyoruz. Fuat Oktay Yozgatlı, ama Yozgat’ı hiç görmüyor, gözü başka yerlerde. Yozgat'ta bir fabrika yapmaya gelince, Yozgat'ta bir yurt yapmaya gelince, Yozgat'a bir tesis yapmaya gelince maalesef görmüyoruz, duymuyoruz, bir şey yaptığını fark etmiyoruz. Başka bakanlar da var. Bekir Bozdağ da var. Yozgat'a geldiğimizde, çiftçinin unutulduğunu, emeklinin unutulduğunu ve Yozgat'ın terk edildiğini üzülerek tespit ediyoruz. Yozgat, bir tahıl ambarıydı. Ama şimdi çiftçi, son derece umutsuz, bankalara borçlu, birçok bankaya borçlu, adeta faize çalışır bir durumda. Pancar ekilmiyor, kotalara takılıyor. Eksik üretse bir türlü cezalandırılıyor, fazla üretse bir başka türlü cezalandırılıyor. Tarımda bütün girdi maliyetleri artıyor; mazot artıyor, tohum artıyor, ilaç artıyor, gübre artıyor ama maalesef çiftçi hak ettiğini alamadığı için tarlasını süremiyor, tarlasına gidemiyor. Aynı şey hayvancılıkta da geçerli. Yozgatlı çiftçi, Yozgatlı köylü yumurtaya, süte, ete kendisi dahi kavuşamıyor, üretecek halde değil. Yozgat'ın kamu kurumları kapatılıyor. Yenifakılı’da postane gibi başka küçük devlet kurumları kapatılıyor, Boğazlıyan’a bağlanıyor. Çünkü Yenifakılı iktidar partisinden değil. İYİ Partili bir belediye alınca Yenifakılı’yı hemen cezalandırılıyorlar. Aynı şey Çayıralan için de geçerli. Sen misin Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy veren, sen misin CHP’liyi belediye başkanı yapan diye cezalandırılıyorlar. Şu anda Çayıralan’a gittiğinizde de herhangi bir yatırımın yapılmadığını açıkça görüyorsunuz. Doğal gaz gelmeyen nadir ilçelerden biri. İktidar, kendisinden olmayan, kendisine destek vermeyen, kendisine oy vermeyeni, Türkiye'de terörist saydığı gibi, Türkiye'de dışladığı gibi, ayrıştırdığı gibi aynısını Yozgat'ta da yapıyor. Yozgat'ta da kendisine oy vermeyenleri dışlıyor, hizmet vermiyor ve onları görmezden geliyor. Aslında Yozgat, o bakımdan son derece şanssız. Yozgat iktidar partisine çok büyük oranda destek vermesine rağmen iktidar partisi seçmeni de hak ettiğini alamıyor. Yozgat, giderek küçülüyor ve geri bırakılıyor."

"MAALESEF VATANDAŞ, EMEKLİ, İŞSİZ, İŞÇİ AĞIR BİR YOKSULLUKLA BAŞ BAŞA"

Yozgat'ta seçim özelinde bir çalışma yapacaklarını belirten Emir, her bir sandığa birden fazla üyeyi sorumlu olarak yerleştirerek tek bir oyun bile heba edilmesinin önüne geçeklerini kaydetti. Emir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim oylarımıza göz dikenler, oyları çalışabileceklerini düşünenler; Yozgat'ta da Türkiye'nin herhangi bir sandığında da buna asla izin vermeyeceğiz, müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'nin huzura ihtiyacı var, Türkiye'nin uzlaşmaya ihtiyacı var, Türkiye'nin berekete ihtiyacı. Maalesef vatandaş, emekli, işsiz, işçi ağır bir yoksullukla baş başa. Pahalılık, hayat pahalılığı şu anda en büyük sorun, mutfaklarda yangın var adeta. İnsanlarımız açlıkla karşı karşıyalar, açlık tehlikesiyle ama sarayda oturanlar gününü gün ediyorlar ve halkın dertlerinden habersizler. Halkımızın dertlerini önemsemiyorlar. Onların gündemleri başka. Onlar, ‘malı nasıl götürürüm’ derdindeler. Yozgat'a gelseler, çiftçiyi dinleseler, emekliyi görseler, işçiyle bir sohbet etseler, aslında Türkiye'nin gündeminin farklı olduğunu görecekler. Gerçekten de aşa ihtiyacımız var, işe ihtiyacımız var ama bu iktidarın bunları çözecek durumu yok. Bunu becerecek halleri yok. Bu yüzden de ‘acaba nasıl ederiz de nasıl yaparız da karşımızdaki Millet İttifakı'nı küçültürüz, zorlarız, dağıtırız, çatlatırız’ derdindeler. Çatlak çıkarmak derdindeler. Bütün mesailerini buna harcıyorlar ama bunu boşuna yapıyorlar, çünkü Millet İttifakı’na giren partiler ve Altılı Masa, özellikle ülkemizin ihtiyaç duyduğu demokrasi ve adalet konusunda, bunu Türkiye'ye getirme konusunda kararlı, kararlıyız bu konuda. Bizi yan yana getiren, Türkiye'ye adalet getirmektir. Çünkü Türkiye'de adalet yok. Bizi yan yana getiren, demokrasidir. Çünkü Türkiye'de, vatandaşın dediği neyse, ne söylüyorsa iktidarda olması lazım. Yani milli iradeye saygı gösterilmesi lazım. Yani her şeyin bir kişi tarafından belirlendiği, her şeyi onun belirlediği ve her şeyin bir kişi tarafından yönetildiği Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Tek adam rejiminin Türkiye'yi getirdiği yer ortada, ekonomiyi getirdiği yer ortada, eğitimi getirdiği yer ortada, sağlığı getirdiği yer ortada. Özellikle de Türkiye'deki bu işsizliğin, yoksulluğun temel sebebi, tek kişilik yönetim ve onun yarattığı saraya bağlı zenginleşen çeteler. Dolayısıyla Altılı Masa, bundan sonra da büyük bir birliktelikle, büyük bir kararlılıkla yoluna devam edecek.

"YERİ VE ZAMANI GELDİĞİNDE ALTILI MASA ADAYINI ÇIKARTACAK"

Şu bilinsin; dün Genel Başkan’ımız altını çizdi, yeri ve zamanı geldiğinde Altılı Masa adayını çıkartacak. Bunun dışındaki hiçbir zorlamayı Altılı Masa olarak da CHP olarak da biz kabul etmiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, Kuvayi Milliye’den aldığı geleneğinden getirdiği gücüyle Türkiye'yi kuran parti olarak bundan sonra da yoluna elbette kendi bildiği usullerle ve kendi zamanlaması ile devam edecek ve 13. Cumhurbaşkanı bu yolla belirlenecek. Kimsenin şüphesi olmasın ki 13. Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı'nın ve Altılı Masa’nın çıkardığı cumhurbaşkanı olacak. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türkiye'nin buluşmaya ihtiyacı var, barışmaya ihtiyacı var. AKP iktidarı, Tayyip Erdoğan ne kadar kutuplaştırmaktan siyasi rant elde ediyorsa ve Türkiye'yi ne kadar kendi kafasına göre bölüyorsa biz de o kadar birleştirmeye talibiz, buluşturmaya talibiz, uzlaştırmaya talibiz.

"YARGI ÜZERİNDEN BİR SİYASİ ŞEKİLLENME YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR"

Bu oyunu gördüğümüz için de Yozgat'tan da sesleniyoruz; mahkemeler yoluyla siyaset tanzim edilmeye çalışılmasın. Bu daha önce de yapılmaya çalışıldı ama hak ettiği cevabı milletimiz verdi. İstanbul seçimlerini tanımayanlar, İstanbul halkının iradesine saygı göstermeyenler, bir sonraki seçimlerde, iddia ettikleri seçimin hemen sonrasında 806 bin oyla tokat gibi bir fark yediler. Halkımızın, İstanbullunun ‘sandığıma dokunma’ mesajını aldılar ama almak istemiyorlar. Hâlâ sandıkla oynuyorlar. Halkın iradesiyle oynamaya çalışıyorlar. Göstermelik bir mahkeme, saçma sapan bir iddianame ve hukukun ayaklar altına alındığı bir kararla Ekrem İmamoğlu'nu cezalandırmaya çalışıyorlar. Süleyman Soylu'ya da sesleniyorum buradan, bu yanlış kararı verenler ve verenlere de sesleniyorum; hukukla, adaletle böylesine oynamasınlar. Ayarlarını bozdukları kantar, gün gelir kendilerini de tartar. Adalet herkese lazım ve Türkiye'de en çok adalete ihtiyaç duyuyoruz. Adaletin olmadığı yerde ne işi olur ne de aş olur. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu'nun verdiği mücadele, sadece bir belediye başkanlığı mücadelesi değildir. Biz, onun arkasındayız, hukuk adına arkasındayız, adalet adına arkasındayız. Çok daha önemlisi; halkın, milletin iradesi anlamında arkasındayız. Altılı Masa, bizim seçeceğimiz cumhurbaşkanı ve umuyorum ki bu cumhurbaşkanı bizim genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak, Türkiye'nin bütün sorunlarını çözecek durumdayız. Çiftçinin, işçinin, emeklinin, yoksulluğun, işsizliğin, bütün toplum kesimlerinin sorunlarını yakından biliyoruz ve bütün bu sorunları çözmek için kararlılığa sahibiz, bilgiye sahibiz, donanıma da sahibiz ve örgütlerimizden aldığımız güçle bu mücadeleyi yürüteceğiz. Herkes müsterih olsun. Seçimler olduğunda, en geç 6 ay içerisinde Türkiye'ye hareket gelecek, huzur gelecek. Çünkü çalanlar gidecek, Türkiye'yi gerenler gidecek, Türkiye'yi yoksullaştıranlar gidecek, halkı fakir bırakıp da kendisi zenginleşenler gidecek ve bu güzel geleceği hep birlikte kuracağız."

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.