DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rızvanoğlu, Ankara’nın tahıl ambarı olarak bilinen, verimli tarım arazilerini ve Mogan ile Eymir Gölleri’ni besleyen su kaynaklarını tehdit eden yeni kömür madeni projesine karşı, Kırıklı Köyü’nde köylülerle bir araya gelerek yanlarında olduğunu belirtti. Bölgede halihazırda bir kömür madeni bulunduğunu ve bunun bile köyü yaşanmaz hale getirdiğini belirten köylüler, ikinci bir madenin açılması halinde su kaynaklarının tükeneceğini, tarım ve hayvancılığın biteceğini ve köyü tamamen terk etmek zorunda kalacaklarını dile getirdi.
Bu projeden yalnızca Kırıklı Köyü değil, Selametli, Mahmatlıbahçe, Tepeyurt ve Karagedik Köyleri gibi en az 7-8 köy doğrudan etkilenecek. Bölgedeki içme ve sulama suyu kaynakları, hava kirliliği ve toprak yapısındaki bozulmalar nedeniyle tüm yerleşim yerlerini tehdit altında bırakıyor.
“Çeşmelerimizden sularımız akmaz oldu”
Ziyarette konuşan Kırıklı Köyü Muhtarı Ali Rıza Özdemir, köylülerin yaşadığı mağduriyeti ve projeye karşı verdikleri mücadeleyi anlattı:
“Daha önce burada 150 hektarlık bir maden projesi planlanıyordu ve ASKİ bu projeye içme suyunu kirleteceği gerekçesiyle itiraz etti. Sonrasında proje iptal edildi. Ama şirket şimdi projeyi 24 hektara düşürerek ÇED gerekli değildir kararı aldılar. Köyümüzde tarımı, hayvancılığı bitirecek bu projeye karşıyız. Çeşmelerimizden sularımız akmaz oldu. Elimizden gelse ilk madenin de kapatılmasını istiyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor. Ama yeni açılmak isten maden için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Jeoloji Mühendisi Engin Temizsoy: "Bu maden, bölgedeki su kaynaklarını geri dönülemez şekilde yok edecek"
Ziyarete katılan Selametli Köyü’nden Jeoloji Mühendisi Engin Temişsoy, projenin teknik yönlerini ve yaratacağı çevresel tahribatı detaylı şekilde anlattı. Bu kömür madeninden doğrudan etkilenecek köylerden birinde yaşayan Temizsoy, bilimsel veriler ışığında madenin yaratacağı tehlikeye şu sözlerle dikkat çekti:
“Bu bölge yer altı su kaynakları açısından kritik bir öneme sahip. Madenin açılmasıyla birlikte su seviyeleri hızla düşecek ve kirlenme riski artacak. Kömür madenciliği sırasında ortaya çıkan ağır metaller hem yüzey sularına hem de yer altı su rezervlerine karışarak içme ve sulama suyunu geri dönülemez şekilde kirletecek. Bölgede tarım ve hayvancılıkla geçinen binlerce insan var. Bu projenin uygulanması halinde yalnızca Kırıklı değil, çevresindeki birçok köy de büyük zarar görecek. Tarım yapılamaz hale gelecek, hayvanların içmesi için bile temiz su bulmak imkânsız olacak.”
"Burası cehenneme döndü"
Madenin etkilerini en ağır şekilde yaşayan köy halkından Elif Erol, yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi:
“Madenin tırları yüzünden köyde yürüyemiyoruz bile. Yolun her tarafı toz içinde, yazın köye yoğun bir toz çöküyor. Evlerimiz adeta kayboluyor. Eskiden bu bölgede doğadan ot toplar, meyve toplardık. Şimdi orası mahvolmuş durumda. Resmen cehenneme döndü.”
"Biz madenciliğe değil, plansızlığa karşıyız"
Kırıklı Köyü’nde köylülerin haklı mücadelesine destek veren Rızvanoğlu, plansız ve denetimsiz yürütülen madencilik faaliyetlerinin hem bölge halkının yaşamını hem de tüm Ankara’nın su kaynaklarını riske attığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Biz madenciliğe karşı değiliz. Ancak doğru teknolojiyle, fayda-zarar hesabı doğru yapılarak ilerlenmesi gerekiyor. Burada Ankara’nın tahıl ambarı zarar görecek. Mogan ve Eymir başta olmak üzere, bütün bir Ankara’nın suyu etkilenecek. Hava kirliliği nedeniyle köy yaşanmaz hale gelecek. Bu insanlara bunu yaşatmaya değer mi? Bizim itirazımız bunadır.”
“İklim Kanununa fosil yakıtlardan kademeli çıkış planı konsaydı bugün bambaşka bir şeyi konuşacaktık”
İktidarın çevre politikalarındaki plansızlığına da dikkat çeken Rızvanoğlu, kömürden çıkışa dair hiçbir somut adım atılmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:
“Bakın, iktidar yine yanlış bir çevre politikasıyla doğamızı ve insanımızı mağdur ediyor. Şu an Meclis'te İklim Kanunu teklifi gündeme gelmek üzere ve bu iklim kanununda başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan kademeli çıkışa ilişkin herhangi bir ibare bulunmuyor. Oysa biz bugün kömürden planlı ve kademeli çıkışı sağlamış olsaydık, burada tarımı, hayvancılığı, bölgesel verimliliği nasıl artırabileceğimizi konuşuyor olurduk.”
“Yanınızda olmaya devam edeceğiz”
Rızvanoğlu, köylülerin mücadelesine destek vererek yetkililere şu çağrıyı yaptı: “Siz bir mücadeleye çıkmışsınız. Bu mücadelenizde haklısınız. Biz de bu mücadele de sizin yanınızdayız. Bütün Ankara’nın su kaynaklarını, Kırıklı Köyü’nü ve bölge halkının yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Yetkilileri bu projeyi yeniden gözden geçirmeye çağırıyoruz!”