CHP Denizli Milletvekili ve Sanayi ,Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Kazım Arslan, TÜİK’in 2015 yılı Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri (AR-GE) verileri üzerine yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Açık bir gerçek var ki, yıllar geçse de, eksikleri konusunda uyardığımız ve önemsediğimiz AR-GE Kanunu Meclis’ten çıksa da AB ve OECD ülkelerinin oldukça gerisinde bir AR-GE harcaması yapıyoruz.
2015 yılında AR-GE için ’önceki yıla göre yüzde 10 daha fazla harcama yaptık’ açıklaması, ancak GSYH içindeki AR-GE payına bakıldığında anlam kazanacaktır. Gerçek şu ki, AR-GE harcamalarının bütçedekİ payı yüzde 1.12’den yüzde 1.08’e gerilemiş, GSYHİ (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) içindeki yüzde 0.32’lik AR-GE payı yerinde saymıştır. Türkiye bu karneyle AR-GE’de sınıfta kalmıştır.
2014’TEKİ GERİLEME 2015’TE DE SÜRDÜ
Unutmayalım ki, AR-GE’nin GSYHİ içindeki payı 2014’te de gerileme yaşamış, GSYİH içinde AR-GE’nin payı yüzde 0.37’den 0.32’ye düşmüştü, bu tutarın bütçe harcaması içindeki payı da yüzde 1.28’den 1.12’ye gerilemişti. Görünen o ki, AR-GE Kanunu çıktı,ama birçok sektör beklenti içinde umut taşırken hükümet cephesinde bu geri gidiş devam ediyor.
AR-GE’DE BAŞARI İÇİN BÜTÇE PAYINA VE GELİRE BAKIN
Demek ki sorun ne kadar harcama yaptığınızdan öte, bu harcamanın bütçedeki oranıdır, bu harcamaların sektörel bazda dağılımı önemlidir. Yeni açıklanan verilere göre; 2015 yılında AR-GE harcamaları 6 milyar 173 milyon Lira olarak gerçekleşti, ancak AR-GE harcamalarının bütçedeki payına, yani gerçek bir karşılaştırma için elimize gelen TÜİK sonuçlarına baktığımızda, bu harcamaların 2014’te yüzde 1.12 iken, 2015’te yüzde 1.08’e gerilediğini görüyoruz.
AR-GE harcamalarında asıl ölçüt, bütçe harcamaları ve GSYH içinde AR-GE’nin oranıdır. Bir yıl içinde yaptığınız AR-GE harcamasının artması kendi başına bir şey ifade etmez, bu harcamanın bütçede ve yurtiçi hasılanızda ne kadar yer kapladığı önemli olandır.
YENİ AR-GE KANUNU HEDEFLERİ TUTTURMAKTA ZORLANACAK
İşte tüm dünyada olduğu gibi, GSYİH içindeki AR-GE oranımıza baktığımızda, bütçe içindeki AR-GE payına baktığımızda acı gerçekle karşılaşıyoruz. Ülkemiz, pembe tabloların aksine, merkezi yönetim bütçe harcamaları içinde ve GSYİH pastasında AR-GE konusunda zayıf düşmektedir.
Eğer siz bütçenizden, üniversitelere ve sanayiye, tarıma devlet olarak GSYİH üzerinden daha çok pay ayırabilmişseniz ilerlemeniz dikkate alınır, bunu göremiyoruz. Bugün, tüm dünya Gayri Safi Yurt içi Hasıla içindeki AR-GE harcama oranına, bütçe içinde AR-GE’ye ayrılan orana bakar. Bu oranlar eğer yüzde 3’ler düzeyindeyse bilime, sanayiye, yüksek katma değerli ürüne yatırım yaptığınız düşünülür.
SANAYİ VE TARIMDA AR-GE PAYI DÜŞÜK
Ülkemizde AB ortamalasının, OECD ülkelerinin kat be kat gerisinde bir AR-GE payına sahip, hükümetin AR-GE Kanunu ile hedeflediği yüzde 2’lik paya, uzun vadede AB ortalaması olan yüzde 3’ler düzeyine bu politikalarla ulaşılamayacağı açıktır.
Bütçeden AR-GE’ye ayrılan toplam paya bakın, endüstriyel üretim ve teknoloji sadece yüzde 13.8 yer tutuyor, tarım ve eğitim AR-GE’sinin toplamı bile yüzde 9’u bulmuyor. Bizim katma değerli, marka ürünleri geliştirmemiz ve nitelikli eğitime,temel bilgilere yönelmemiz için AR-GE’de kendimize karşı dürüst olmamız ve başarısızlığın üzerine gitmemiz gerek.
AR-GE Kanununda yapılan değişiklikler ile olumlu hükümler getirilmiş ise de,özellikle Organize Sanayilere, Teknokentlere çok daha uygun koşullarda araştırma ve yüksek teknolojili ürün tasarlama, geliştirme yolu açılmalı, özel sektöre de kendi AR-GE’sini büyütmesi ve üretimini geliştirmesi için varolan engelleri kaldırmalıdır. Ancak bu şekildeki bir yaklaşımla hedeflere ulaşılabilir. Yoksa AR-GE Yasasıyerinde sayan bir düzenleme olarak ortada kalır."