İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Anayasa Mahkemesi'nin milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında verdiği kararının “yerindelik denetimi kapsamında kaldığı” gerekçesiyle yeniden yargılamaya yer olmadığına karar verdiğini anımsatan Av. Kılıç, “Yerel mahkeme hukuki değil, siyasi bir karar vermiştir ve bizim de bu kararı kabul edebilmemiz mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlamaktadır; Anayasa’nın 153. Maddesi açıktır. Bu nedenle herkesin Yüksek Mahkeme’nin kararlarına uyma mecburiyeti vardır. Ancak yerel mahkeme, bu karara uymayarak görevini kötüye kullanma suçu işlemiştir.” dedi. CHP Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar hakkında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Ben bu kararı tanımıyorum” deme lüksünün olmadığını vurguladı.
“Yarına kalır ama yanınıza kalmaz!” Yargı hiyerarşisinin açık ve net olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın tüm alt yargı organlarını bağladığına işaret eden Av. Sevda Erdan Kılıç, şunları kaydetti: “14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı hukuki değil, saraydan gelen talimatla alınmış siyasi bir karardır. Bu kararla Anayasa askıya alınmış, yok sayılmıştır. Bu karar hukukun çıldırmasıdır. Yargının yozlaşarak işlevini yerine getiremediği, Anayasal düzeni bozacak bir karardır ve bu kararı alan Mahkeme Başkanı, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından soruşturulmalıdır. AKP’nin 20 Temmuz 2016 yılında OHAL ilan ederek başladığı sivil darbenin bir diğer sac ayağı bu kararda yatmaktadır. Ülkeyi KHK’larla yönetmeye başlayıp, torba yasalarla, genelgelerle her türlü demokratik hakkın kullanımını ortadan kaldırmış, muhalif her kesimi de yargıyı kullanarak vesayeti altına almaya çalışmıştır. Güçler ayrılığı yerine tüm gücü kendinde toplayarak totaliter, baskıcı bir rejim ortaya çıkarmıştır. AYM’nin Enis Berberoğlu ile ilgili almış olduğu hak ihlali kararı, her ne kadar tek adam rejimi tarafından yok sayılsa, yerel mahkemelerce tanınmasa da biz hak, hukuk, adalete inanmış milyonlar olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Kirli çamaşırlarınızı ortalığasaçmaya devam edeceğiz. Bu kararı alanlar ve aldıran ise unutmasın ki gün gelecek adalet size de lazım olacak ama emin olun ki bu kararların altına imza atanlar bu kararlarından dolayı yargılanacaktır. Yarına kalır, ama yanınıza kalmaz!!”
“HSK’nın kendisi ‘görevini kötüye kullanma’ suçunu işlemiş olacaktır” CHP’li Hukukçu Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin böyle bir yorum yaparak karar vermesinin “görevi kötüye kullanma” suçunu
oluşturduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Görev suçu işleyen mahkeme hakkında karar verecek olan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün başında bulunduğu Hakimler ve Savcılar Kurulu’dur. Kurulu görevini yapmaya davet ediyorum. Bir an önce yerel mahkeme hakimleri hakkında gerekli incelemeyi yapmalıdır. Yoksa HSK’nın kendisi ‘görevini kötüye kullanma’ suçunu işlemiş olacaktır. Anayasa Mahkemesi yerel mahkemeye açık bir şekilde; ‘seçilmiş ve dokunulmazlığı olan bir milletvekilini yargıladın’ diyor. Bu bir mahkeme için yapılabilecek en ağır hukuk ihlalidir. Yerel mahkeme, gerçekleşen bu en ağır hukuk ihlali Yüksek Mahkeme tarafından yüzlerine
çarpılmasına rağmen, kararı geri almak yerine bir de üzerine AYM’ye had bildirmeye çalışmaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur.” CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, bu kararı veren mahkeme başkanının daha önce de birçok tartışmalı karara imza atan mahkeme başkanı olduğunu ifade ederek, “Aslında bu kişi, bu kararları vermesi için bu mahkemelere gönderilmiştir. Biz HSK’dan bu hakimi soruşturmasını bekliyoruz ama bir hakim bu kadar hukuka aykırı bir kararı arkasına güvenmeden vermeye cesaret edemez.” ifadesini kullandı.
“Anayasa’nın 153. Maddesi açıktır”
Anayasa’nın 153. Maddesinde yazılı hükmün açık olduğunu vurgulayan CHP’li Av. Kılıç, maddede, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” denildiğini hatırlattı. İzmir Milletvekili Av. Kılıç, “AYM’nin aldığı bu karara yerel mahkeme ‘uymayacağım’ diyor. Bunun nereye varabileceğini, ‘uymayacağım’ sözünün ne kadar tehlikeli olabileceğini kestirebiliyor musunuz? Eğer Yüksek Mahkeme’nin verdiği karara bir alt mahkeme ‘uymayacağım’ diyorsa orada bir çürüme vardır. Bu devlet hepimizin devleti, vatan da hepimizin vatanı. Bu Anayasa referanduma gitti mi? Gitti. Hepimizi bağlıyor, Parlamento’yu bağlıyor, Yüksek Mahkeme’yi bağlıyor. Yerel mahkeme böyle derse vatandaş da ‘Ben de vergi vermiyorum’ der ve bu gidiş bir kaosa zemin hazırlar. Siz kaosa mı zemin hazırlamak istiyorsunuz?” dedi.