Gerçek Muhabir

İYİ Partili Tatlıoğlu: ""Esnafımız Anadolu Ajansı’nı Ankara’da Sitelere davet ediyor"

SİYASET

İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Anadolu Ajansı'nın Japonya'daki esnafa ilişkin haberine tepki göstererek esnafın yaptığı çağrıyı dile getirdi. Tatlıoğlu, "Esnafımız Anadolu Ajansı’nı Ankara’da Sitelere davet ediyor. Kepenkleri kapalı olan esnaf, dünyanın en yüksek faiz oranları ile borçlarını yenilemektedir. Bu konuyu Anadolu Ajansı’nın ve devletimizin televizyonlarının ve kanallarının gerçekten millete hizmet yolunda dile getirmesini bekliyoruz" dedi.

İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Anadolu Ajansı'nın Japonya'daki esnafa ilişkin haberine tepki göstererek esnafın yaptığı çağrıyı dile getirdi. Tatlıoğlu, "Esnafımız Anadolu Ajansı’nı Ankara’da Sitelere davet ediyor. Kepenkleri kapalı olan esnaf, dünyanın en yüksek faiz oranları ile borçlarını yenilemektedir. Bu konuyu Anadolu Ajansı’nın ve devletimizin televizyonlarının ve kanallarının gerçekten millete hizmet yolunda dile getirmesini bekliyoruz" dedi.

Tatlıoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. Tatlıoğlu, "Merkez Bankası rezervlerini eritelim, enflasyon tutamıyoruz faiz oranlarını yükseltelim, bütçeyi finanse edemiyoruz ihtiyaç akçesini hazineye devredelim, kaynak aktaramıyoruz Türkiye Varlık Fonu’nu kuralım ve istediğimiz gibi kullanalım. Bu Türkiye’nin yanlış yönetildiğini göstermiyor, Türkiye’nin yönetilemediğini gösteriyor" diye konuştu.

Tatlıoğlu, özetle şunları söyledi:

"BU DİL YÖNETEMEMENİN DİLİDİR: Türkiye hem ifade hürriyetini sağlayan hem de manipülasyonu önleyen bir devlete sahip olmalıdır, devlet kendisine yakışır işler yapmalıdır. Ama ne yazık ki baktığımızda bizzat devletin yakışır işler yapmakla sorumlularının sadece kitlelerin tamamını terörist tanımlamasıyla olayı kapattırmaya Türkiye’yi de susturmaya çalışmaktadır. Teröristin yeri sokakta değil cezaevidir. Bunu da yapması gereken bizzat devlettir. Dün patatesçi soğancı teröristti, ondan önce muhalif partilere oy verenler teröristti. Daha sonra marketçiler terörist şimdi de ifade hürriyetini kullanan öğrencilerin tamamı için kullanılan bir kavram. Toplumsal bütünlük ve huzurlu bir ülke hele yöneticiler için hiç de şık doğru ve nezaket içeren kavramlar değiller. Bu dil yönetememenin dilidir.

ANADOLU AJANSI’NA ESNAFTAN ÇAĞRI: Esnafımız Anadolu Ajansı’nı Ankara’da Sitelere davet ediyor. Küçük sanayi sitelerine davet ediyor, İstanbul’daki esnaf davet ediyor. Bir başka gazetemiz ‘marketlerden almayın, yemeyin ve içmeyin’ kampanyası başlatmış. Milyonlarca lira alarak televizyonlarda dini vaazlar veren hocanın fakirlik övgüleri de bir başka dip not olarak bugünkü konjonktürün acı kırılma noktası ve tarihe düşen not olarak karşımıza çıkmaktadır. Kepenkleri kapalı olan esnaf dünyanın en yüksek faiz oranları ile borçlarını yenilemektedir. Bu konuyu Anadolu Ajansı’nın ve devletimizin televizyonlarının ve kanallarının gerçekten millete hizmet yolunda dile getirmesini bekliyoruz.

TÜRKİYE YÖNETİLEMİYOR: Döviz kurunu tutamıyoruz. Merkez Bankası rezervlerini eritelim, enflasyon tutamıyoruz faiz oranlarını yükseltelim, bütçeyi finanse edemiyoruz ihtiyaç akçesini hazineye devredelim, kaynak aktaramıyoruz Türkiye Varlık Fonu’nu kuralım ve istediğimiz gibi kullanalım. Bu Türkiye’nin yanlış yönetildiğini göstermiyor, Türkiye’nin yönetilemediğini gösteriyor. Türkiye’nin hızla kendini toparlayabileceğine ve ekonomisini, hukukunu eğitimini çok çabuk güncelleyebileceğini ve kısa sürede bir coşkuya kavuşacağına inanıyoruz bunun için tek şey siyasal iklimin değişmesi ve partilisi cumhurbaşkanlığı sisteminin değişmesidir.

OLİGARŞİK YAPININ KONFORLU DÜZENİ: Türkiye Ak Parti iktidarı döneminde üç büyük tren kazası yaşadı. 22 Temmuz 2004’de Pamukova’da, 8 Temmuz 2018’de Çorlu’da ve 13 aralık 2018’de Ankara’da ve Pamukova’da 41 vatandaşımız hayatını kaybetti. Çorlu’da 25 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ankara’da 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu üç kazadan da sorumluluğu üzerine alan bir tek siyasi çıkmadı, bir tek bürokrat çıkmadı. Bu kazalardan sadece Pamukova kazasında birinci makinist ve ikinci makinist hapis cezası yattı ve Devlet Demir Yollarının Genel Müdür için soruşturma talebi reddedildi. Sayın Genel Müdür de bugün parlamentomuzda yer almakta. Bütün bunlardan sonra bu olayları araştıran bir gazeteci 40 bin liralık bir cezaya çarptırıldı. Cezanın ne olduğunu tartışmıyoruz, milletin üzerindeki maliyetleri siyasetin sorumsuzluğunu millete acıma duygusunun bittiğini ve oligarşik yapının konforlu düzene devam ettiğini görüyoruz. ”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.