İşte CHP'nin "Silivri" raporu
İşte CHP'nin "Silivri" raporu
Gerçek Muhabir Gerçek Muhabir
SİYASET
İşte CHP'nin "Silivri" raporu
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu Sözcüsü Veli Ağbaba ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir, 10.11.2016 tarihinde Silivri Cezaevine gerçekleştirdikleri ziyarette Ahmet Altan, Murat Aksoy, Atilla Taş, Ali Bulaç, Şahin Alpay, Habip Güler, Ahmet Turan Alkan ve Mehmet Altan ile görüşmeler gerçekleştirip incelemelerde bulundu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci ve yazarlarla görüşen CHP-CK üyesi Milletvekilleri, bugüne kadar CHP'ye yönelik olumlu görüşleri bulunmayan gazetecilerin, CHP'ye teşekkürlerini ilettiğini ifade etti. Gazeteciler, "Kılıçdaroğlu'na geçmişte yaptığımız eleştirileri görmeden bizim haklarımızı savunduğu için minnet duyuyoruz, bu süreçte hukuku, demokrasiyi savunan tek parti CHP. CHP, mağdurlara sahip çıktığı için borcumuzu nasıl ödeyeceğimizi bilmiyoruz. AKP'nin bu noktaya gelmesinde bizim de suçumuz var. Tek adam rejimine gidilmesinde hatalarımız var. Bizim hakkımızda olumlu yazı yazan meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz" mesajını iletti. CHP'lilerin yayınladığı görüşme raporunun detayları şöyle: "15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL nedeniyle cezaevlerinde mahpusların hakları alabildiğine kısıtlanmıştır. Telefon hakkı haftada birden 15 günde bire çıkarılmış, daha önce kitap sorun olmazken, OHAL sonrası cezaevine kitap sokulması imkansız hale gelmiştir. Görüşmelerde birçok yazar, AKP’nin bu duruma gelmesinden kendilerini sorumlu tuttuklarını, önceleri AKP’nin Avrupa’da ve dünyada meşrulaştırılmasına yardım ettikleri için pişmanlık duyduklarını ve sorumluluk hissettiklerini ifade etmişlerdir. Görüşülen tutukluların cezaevi çalışanlarından şikayetleri olmamakla birlikte, OHAL nedeniyle hakların kısıtlandığını, sohbet, spor, kurs ve etkinliklere katılım gibi haklardan faydalanamadıklarını belirtmişlerdir. Tutuklulara tam bir tecrit hali uygulanmaktadır. Yaşamlarını yazmakla sürdüren insanların mektup dahi yazıp göndermelerine izin verilmediği, açık görüşe gelirken kağıt kalem verilmediği, notları ellerine yazmak durumunda kaldıkları gözlemlenmiştir. CHP-CK üyesi Milletvekilleri, “Gelinen süreçte Hükümeti eleştirmek darbeci ve terörist olarak görülmekle eş değer tutuluyor. FETÖ operasyonlarını tüm muhalifleri sindirme girişimine çeviren AKP iktidarı eğer FETÖ’cü arıyorsa kendi partisine ve havuz medyasının arşivlerine bakmalıdır. CHP olarak görüşü ne olursa olsun gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarının esas olması gerektiğini, cezaevlerinde tutulan gazeteci sayısının giderek artmasının Türkiye'de bir demokrasi ayıbı olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz” ifadelerini kullanmışlardır. 15 TEMMUZ SONRASI FETÖ SORUŞTURMASI KAPSAMINDA TUTUKLANANLAR İLE GÖRÜŞME Ahmet Altan Tutuklu değiliz, esiriz “Babamın ölüm yıldönümünde bir mesaj yollayamadım, tek satır yazmamıza izin verilmiyor. Dışarıdan kitap getirmek yasak, cezaevi kütüphanesinden kitap alabiliyoruz, her şeyi bulabilmek mümkün değil. Tutuklu değiliz, esiriz. Yasa ile kanıt arasındaki bağı ortadan kaldırmışlar. 15 Temmuz'da Mehmet'le üzüm yiyerek sohbet ediyorduk. Bunlar kanıt aramıyorlar. 12 gün boyunca terörle mücadele bodrumunda tuttular. Önce darbecilere sübliminal mesaj vermekten alındık, tepki üzerine bundan vazgeçtiler, başka bir şey uydurdular. İşlerine geldiklerinde dava, işlerine geldiklerinde kumpas diyorlar. Balyoz için de aynı şey geçerli. Propaganda mekanizması var. İşine geldiğinde darbe, işine geldiğinde kumpas oluyor. Ben kumpası bilmem ama Balyoz'da bazı konuşmalar var.” Özbekistan rejimi kurmak istiyorlar “Darbecilerle hırsızların el ele verdiği bir güçle karşı karşıyayız. Hükümet, Avrasyacı hata, Çin-Rusya hattına geçmek istiyor. Bu fay hatlarıyla oynamaktır. AKP, bunu önceden söylüyor. HDP'yi yok etmek için Genel Başkanını aldılar, sıra en son size gelecek. Tek parti rejimi kurmak istiyorlar, Özbekistan rejimi kurmak istiyorlar.” Siyasal olarak bu dava sulandırılıyor “Yazdıklarımı dışarı bırakmıyorlar. Galatasaraylı futbolcu İsmail ile kalıyorum. Ben kalemimden, dilimden dolayı, o ayağından dolayı cezaevinde. Bizi, AKP ve CHP tabanı anlamıyor. Biz, onun için yalnızız. CHP; 'Balyoz ve Ergenekon'dan bize kızgın, AKP 'diktatör' dediğimiz için kızgın. Herkes nefret ediyor, iki tabanı da anlıyoruz biz. İki tabanın da yapısını biliyoruz. Siyasal olarak bu dava sulandırılıyor. Mafya, faili meçhul ve devlet üçgenini CHP tam olarak anlamadı. Sapanca'daki cinayetler gerçek değil mi? Mafya gerçek değil mi? Geçmiş dönemde AKP tabanı da sizin yaşadığınız korkuyu yaşıyordu. Şimdi sizin taban aynı şeyi yaşıyor.” Kardeşimle görüştürülmüyorum “Cumhuriyet'in basılmasıyla, Rus uçağının düşürülmesi aynıdır. AKP, algı operasyonu yapıyor. Algıda başarılı. Mehmet Altan ile aynı koğuşta kalmak için dilekçe verdim, yanıt vermediler. Kardeşimle görüşmem hak ama görüşemedim. Uluslararası komplolara inanmam, 80 milyon nüfusun var, top gibi oynuyorlar. Top olacağına futbolcu ol. Uluslararası güç dediği AB, demokrat ol diyor, başka bir şey demiyor.” Atatürk’ü arıyoruz “Zorbalıkla mücadele ettiğim için buradayım, ağlamam, şikayet etmem. AKP ve Erdoğan yapacağı her şeyi önceden ilan ediyor. Bunları görünce Atatürk'ü tutuyor noktasına geldim. Erdoğan'ın ne yapacağını iki yıl önce yazdım. Kendine rakip olarak Atatürk'ü görüyor, onun resimlerini indiriyor, kendi resimlerini koyuyor. Atatürk, medeni bir adamdı. Bugün Atatürk'ü arar hale geldik. Can Dündar'a ve Cumhuriyet'e yapılan şey CHP'ye de yapılacak. Türkiye, tam bir felakete gidiyor. Tam bir hayal dünyasında yaşıyor. Musul'a Rakka'ya gireceğiz diyor, hayallerle dünya gerçekleri çarpışıyor.” Hayatım boyunca darbeye karşı olan bir adamım “Silahlı terör örgütüne üye olmaktan tutukluyum, hayatım boyunca darbeye karşı olan bir adamım. Tutuklamak için 4 kez suçumuzu değiştirdiler. Yakalamaya, tutmaya karar verdiler, bunun için sebep arıyorlar. Tüm muhalifler böyle. Ailemden kimsenin çalışmasına izin verilmiyor şu anda.” Ben burada güvendeyim, dışarıdakiler kendilerini düşünsün “Taraf'ı Markar Esayan'a sorun. Markar, bizim gazetenin yazı işleri müdürüydü. Taraf'ta çalışırken hiç paramız olmadı. En zengin romancıydım, bir sürü param vardı, ayrıldığımda eksiye düşmüştüm, açtım. Bir gün Markar bana geldi, 'Ahmet abi, akbilim bitmiş, paran var mı' dedi. Benden 10 TL çıktı. Askeri vesayete ve AKP'nin hukuksuzluğuna karşı çıkan herkese FETÖ'cü diyorlar. Biz, operasyon gazetesi olsaydık, bütün başlıkları tartışarak atmazdık. Başlıkları herkesle gazetenin ortasında tartışarak attık, bunu en çok Markar bilir. Ben burada güvendeyim, dışarıdakiler kendilerini düşünsün.” Murat Aksoy Eşimi de işten atmışlar “İki çocukla eşimi yalnız bıraktım. Ahmed Arif diyor ya, 'Bunlar engerekler çıyanlar, yılanlardır. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları tanı da büyü'. Bugün öğrendim, eşimi de işten atmışlar. Kalemimizi kırdılar, özgürlüğümüzü aldılar, en son aşımızı da aldılar. Ne diyelim. Sadece yazdıklarımla suçlanıyorum. 70 gün oldu.” Yargılanmaktan korkmuyorum “Yazılarımda eleştiriler var. FETÖ örgütü arıyorlarsa kendi yandaş yazarlarına baksınlar. Bunu yaparlarsa dışarıda kimse kalmaz çünkü Fethullah güzellemesi yapmayan yandaş medya yok. 2013'te Yeni Şafak'ta yazdığım suç olmuyor, 2016'da T24'te yazdığım suç oluyor. Hükümeti eleştirmeyi Fethullah'ı desteklemekle bir tutuyorlar. Suç varsa yargılasınlar. Yargılanmaktan korkmuyorum çünkü bu örgütle hiç ilişkim olmadı.” Atilla Taş Twitten cezaevine giren dünyada tek mahkumum “Twitten cezaevine giren dünyada tek mahkumum. Bana 'Bu ülkede diktatörlük olsaydı sen bu twitleri atamazdın' diyenler vardı. Ben şimdi o twitlerden cezaevine girdim. Bu nasıl dava siz karar verin. Bizimle ilgili acaba FETÖ'cü mü diye kuşkular vardı. Ama Cumhuriyet operasyonu olunca, operasyonların muhaliflere yönelik olduğu anlaşıldı. AKP'nin tutsağıyız.” Ali Bulaç “24 kitap yazdım, 3 dile çevrildi. 7 cilt tefsirim var. 1984'ten beri en çok okunan Kuran meali benim. 45 yıl gazeteciliğim var. Yeni Şafak, Milli Gazete ve en son Zaman. Ayda bir tıraş olduğum için saçlarımı ikiye vurdum.” Hiçbir şey sormadan tutukladılar “27 Temmuz'da televizyonda arandığımı duyunca, kalktım teslim oldum. Suçlama yöneltmediler, savcılığa çıkmadım. Polis doğrudan hakime götürdü. Hiçbir şey sormadan tutukladılar. Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı kaçtığı halde siz yazıyorsunuz diye tutukladılar. Ben bir gazeteciyim. Dünyada en çok tanınan 500 gazeteciden biriyim. Hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadı yazdıklarım. 17/25 Aralık'tan sonra yazdığım için buradayım.” Maaşlarım Bank Asya'ya yatıyordu, Bank Asya ile ilişkim bu kadar “3. Dünya ülkelerinde ve İslam dünyasında rüşvet ve yolsuzluğun sosyolojik nedenlerini araştırdım, teorik yazılar yazdım. Fatih Üniversitesi'nde ders verdim. Maaşlarım Bank Asya'ya yatıyordu, Bank Asya ile ilişkim bu kadar. Benim hakkımda 85 tez yazılmış, hepsinde 'bireysel bir Müslümandır' deniliyor. Müslümanların devletten ve iktidardan uzak durmasını savunan birisiyim. Ana tezim bu. Silahlı terör örgütüne üyelikle suçluyorlar. Kanıt yok.” Birçok bakan, milletvekili benim yanımda yetişti “66 yaşındayım. 6 çocuğum var, 2004'te kalp ameliyatı oldum şekerim düşüyor. Doğru dürüst ibadetimizi yapamıyoruz. Kaçma ihtimalim yok, yargılanmaktan kaçınmıyorum, tutuksuz yargılasınlar. Birçok bakan, milletvekili benim yanımda yetişti. Erdoğan'a üç buçuk yıl danışmanlık yaptım, eleştirel durdum.” Kutuplaşıyoruz “'Ya bendensin ya karşıdansın' diyorlar. Hukuk devletinde seçimden ibaret bir demokrasi olmaz. Kutuplaşıyoruz, Medine Vesikası önemlidir, tekrar gündeme gelmeli. Bazı alanlarda çatışma var. Yoksul-zengin, mezhep, etnisite, bölge alanlarında. Solcu, sağcı, ateist, komünist, müslüman hepsi bir araya gelmeli. Büyük bir kubbe oluşturulmalı. Bu kubbenin yarım ayakları özgürlük, ahlak, adalet ve birlik olmalı. Adalet, hem sosyal adalet hem de hukuk. 4 yarım kubbe bir araya gelse, bir büyük kubbe oluşturur, bunda herkes olmalı. Herkes bu kubbenin altında olmalı.” Şahin Alpay 2011 seçimlerinden sonra tek adam yönetimi başladı “72 yaşındayım bu yaşta mahpusluk zor. 1971'de İsveç'e kaçtım, 1974'te af geldi. İsveç'te doktoramı tamamladım döndüm, 12 Eylül oldu. Üniversiteye giremeyince Cumhuriyet'te çalıştım. Ondan sonra bir süre TÜSES Vakfı'nda çalıştım. CHP yeniden açılınca Baykal, danışmanlık teklif etti. 1993 yılında danışmanlık yaptım. Baykal'ın bana ihtiyacı yoktu, ayrıldım. Sabah'ta, Milliyet'te yazdım. Aydın Doğan beni krizde çıkardı. Bahçeşehir Üniversitesi'nde ders verdim. 2002'de Zaman'da dışarıdan telifle yazmaya başladım. Gazetelerde askeri vesayete karşı yazılar yazdım. Zaman'da yazdığım hiçbir yazıya dava açılmadı. Zaman'da yazarken AB politikalarından dolayı AKP'yi genelde destekledim. Ama 2011 seçimlerinden sonra tek adam yönetimi başladı. Ben 2011 seçimlerinden sonra muhalif olmaya başladım. O zamana kadar hep AKP'yi ve Erdoğan'ı destekledim. Hiçbir yazım hakkında dava açılmadı.” 15 Temmuz yapılırken aldatılmışlık duygusu hissettim “Muhalif olduğum için buradayım. Zaman'da yazdım. Gülen hareketinin karanlık bir yüzü olduğunu göremedim. Eğitimden besleniyordu. Okullar müspet bir intiba bıraktı. Böyle olduğunu bilsem, asla yazmazdım. 15 Temmuz yapılırken aldatılmışlık duygusu hissettim. Böyle bir şeyle ilgileri olduğunu bilsem durmazdım. Örgüt üyesisin diyorlar. Benim herhangi bir cemaatle örgütle ilgim olmaz. Allah'a inanırım, ama onun dışında dindarlığım yok. İnanç özgürlüğünü savunurum. Ben liberalim.” Bizi içeride tutmak için suç uyduruyorlar “Türkiye'nin umudu CHP'dir. 12 Mart'a karşı çıkarak iktidar oldu CHP. Kemal Bey, tek adamlığa karşı çıkarak CHP'yi yeniden iktidar yapabilir. Tahliye talebimi reddediyorlar. Hükümeti eleştirerek darbeyi teşvik ettiniz diyorlar. Bunlar bizi içeride tutmak için uydurulmuş şeyler. Doğru dürüst bir mahkeme ile bizi tutmazlar.” AKP'ye verdiğim destekten dolayı pişmanım “Burada kalmak bana çok ağır geliyor. Hastaneye iki elim kelepçeli gidiyorum. İki kişi koluma giriyor, giderken aşağılanıyorum. Ailemle görüşeceğim zaman bilerek beni hastaneye götürmek istiyorlar, bilerek yapıyorlar, ben de hastaneye gitmiyorum. Kulaklığa pil almak için iki ay bekledim. AKP'ye verdiğim destekten dolayı pişmanım, AKP'nin bu yüzünü anlayamamışım. İyi işler yapıyorlar diye Avrupa'da, ABD'de anlattım.” Habip Güler “Eşim çalışmıyor, iki çocuğum var. Ankara'dan alınan tek muhabir benim.” Darbeye kalkışanın Allah belasını versin Adıyaman’ın fakir bir köyünde doğdum. O köyden çıkıp bugünlere geldim. Benim tek işim CHP'ydi. CHP muhabiriydim. 12 yıl boyunca CHP muhabirliği yaptım. Benim darbeyle terörle işim olmaz. Darbeye kalkışanın Allah belasını versin. Darbecilere lanet okudum Dışarıdan kitap gelmiyor. Mektup yazılmıyor. Ben sadece muhabirlik yaptım. Bana birkaç twit gösterdiler. Savcı ben de bu twitlerin altına imzamı atarım dedi. Şimdi darbeci diyorlar, bu ağrıma gidiyor. 15 Temmuz gecesi, darbecilere lanet okudum. Ahmet Turan Alkan “Bugüne kadar terörle hiçbir ilişkim bulunmamıştır. Bunların hepsi beni tanır, nasıl bir insan olduğumu bilirler. Benim terörle yan yana olmam mümkün değil.” “Kemal Bey haklı. Onun hakkında üç olumlu cümle yazmadık. Haklı bunu söylemekte.” Mehmet Altan Sübliminal mesaj vermekten tutukladılar “Suç olmayan yarım cümleden yatıyorum. Darbe çağrışımı ile sübliminal mesaj vermekten tutukladılar. Tutukluluk gerekçesi 17/25 Aralık'tan sonra yazdığım yazılar diyorlar. Diktatör ve hukuk tanımaz algısı oluşturmak için yazı yazıp program yapmışım. Siyasi analiz yaparak söylediklerimden suç çıkarmaya çalışıyorlar.” Bana yapılan suçlama ile herkesi buraya koyabilirler “Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'fiili başkanlık var' diyor. Anayasa değişmeden rejim değiştirmek TCK 309'a girer. Beni 2007-2009'da dinleyenler FETÖ'den tutuklu. Bana yapılan suçlama ile herkesi buraya koyabilirler.” Cemaat devleti ele geçiriyorsa devlet devlet değildir dedim “2012'de Star'dan Başbakan'ın talimatıyla atıldım. O zaman Deniz Feneri'ni eleştirdim. Darbe Komisyonu'na çağrıldım, şimdi darbecilikle suçlanıyorum. Cemaat devleti ele geçiriyorsa devlet devlet değildir dedim. Zaman'da yazmadım, akıllı telefonum yok, ByLock yok, Eagle yok. 5 yıl önce Bank Asya'dan 3 ay üniversite maaşımı almışım.”
Paylaş: