Gelecek Partisi, İstanbul eski Cumhuriyet Başsavcısı ve yeni Yargıtay üyesi İrfan Fidan'ın Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliği seçimlerinde en yüksek oyu almasını sert bir dille eleştirdi. Partiden yapılan açıklamada "Plan, kurgulandığı gibi işledi ve bir kez daha yargı, yargı mensupları baskı altına alınarak çekilmelerle birlikte aday listesi istenilen kıvama getirildi" denildi.
Ayhan Sefer Üstün'ün Başkanlığı'nda bulunduğu Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından AYM kararlarına ilişkin yapılan yazılı açıklama şöyle:
"HUKUKÇULARI HAKLI ÇIKARMIŞ OLDU: Atanan üyeler arasında uygulamalarıyla büyük eleştiri toplayan İstanbul eski Cumhuriyet Başsavcısı da yer almaktaydı. İhtimal vermemekle birlikte yargı camiasından birçok değerli hukukçu bu atamayı, Anayasa Mahkemesi üyeliğine giden sürecin başlangıcı olarak işaret etmişlerdi. Nitekim İstanbul eski Cumhuriyet Başsavcısı yeni Yargıtay üyesi İrfan Fidan, daha Yargıtay üyeliği koltuğuna oturmadan, cüppesini giymeden, Yargıtay’daki herhangi bir dosyanın kapağını açmadan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine adaylığını açıklayarak bu konudaki endişelerini dile getiren hukukçuları haklı çıkarmış oldu.
PLAN KURGULANDIĞI GİBİ İŞLEDİ: Yargıtay’da yapılacak seçimler, önceden adaylıklarını ilan eden ve çalışma yapan üyeleri ikna etmek ve adaylıktan çekilmelerini sağlamak üzere 17.12.2020 gününe ertelendi. Plan, kurgulandığı gibi işledi ve bir kez daha yargı, yargı mensupları baskı altına alınarak çekilmelerle birlikte aday listesi istenilen kıvama getirildi. Kendileri aday olmuş, aylarca çalışmış, hatta seçilebilmeleri için yeterli destek sözleri de almış olmalarına rağmen zorlama yol ve yöntemlerle, Yargıtay gelenekleri de yok edilerek neden bir başkası dayatıldı?
KABUL EDİLEMEZ BİR YAKLAŞIM: Yine isminde ısrar edilen adayın, açık bir şekilde AYM ve AİHM kararlarına direndiği, temel haklar ve özgürlükler konusunda yasakçı bir tavır içinde olduğu, hukukun temel ilkelerine aykırı davranışları ortaya koymaktan çekinmediği, herkesçe bilinen bir vakadır. Hukukun emredici kurallarına ve demokratik geleneklere aykırı bir şekilde AYM kararlarına direnen birinin aynı mahkemeye üye seçtirilmek istenmesi kabul edilemez bir yaklaşımdır."