15 Temmuz darbe girişimi sonrası şehit yakınlarıyla gaziler için toplanan yardım paralarına ilişkin TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Emir, şunları söyledi:
MECLİS'İN DENETİM SORUMLULUĞU VAR
“Bilindiği üzere, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın talimatıyla '15 Temmuz Dayanışma Kampanyası' başlatılmış ve darbe sırasında şehit düşenlerin yakınlarıyla gazilerimiz için yardım toplanmaya başlamıştı. Toplanan paranın miktarı ise o dönem 309 milyon TL olarak açıklanmıştı.
27 Ocak 2017 tarihinde de dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, toplanan yardım paralarının kurulacak bir vakıf aracılığıyla değerlendirileceğini açıklamıştı. ‘Sonra vakfı kurduk’ dediler. Verdikleri adrese gittik baktık, ortada ne vakıf vardı ne de bir yetkili. Aradan aylar, hatta yıllar geçti hiçbir şehit yakını ile gaziye beş kuruş para vermediler. Biz de Meclis'in denetim sorumluluğu kapsamında görevimizi yerine getirerek, paraların akıbetini sormaya başladık.
ARAMIZA HOŞGELDİNİZ
Defalarca size sorduğumuz sorularımız hep yanıtsız kaldı. Yılmadık, sormaya devam ettik. En son 30 Nisan 2020’de sorduk, onu da yanıtlamadılar. Şimdi tutup dört yılın ardından dün ortaya çıktılar. Ancak, Meclis’te sorduğumuz soruları yanıtlamayıp, basın yoluyla açıklama yaptılar ve bizi de art niyetli davranmakla suçladılar.
Bu pişkinlik değil de nedir? Öncelikle kendilerine ‘Aramıza Hoşgeldiniz’ diyorum. Bunca yıldır neredeydiniz?
Ayrıca medya üzerinden konuşmamızı da rahatsız edici bulmuşlar. Soruyorum kendilerine, siz sorularımıza cevap vermezseniz biz nerede konuşacağız? Yıllardır ‘Siz kimsiniz, neredesiniz? Neden vatandaşın şehit eyakınlarına ve gazilere iletilmek üzere size emanet ettiği paraları, sahiplerine ulaştırmıyorsunuz?’ diye sorduk, bir tanesine yanıt verdiniz mi? Hala şehit yakını ve gaziler, size ulaşamıyor. Ne bir internet adresiniz var, ne de telefonunuz. ‘Kimden neden kaçıyorsunuz, siz nesiniz?’
ÜÇ AY ÖNCE Mİ AKLINIZA GELDİ
Yardım paralarını dağıtmaya başlamak, daha üç ay önce akıllarına gelmiş. Bugüne kadar da sadece 8 milyon 949 bin TL yardım dağıtmışlar. Dört yıl önce 309 milyon TL para toplamışlardı, bu parayı bileşik faize koymuş olsalardı toplam miktarın bugünkü hesapla 487 milyon 108 bin TL'ye ulaşması gerekiyordu. Dolar kurundan hesapladığımızda da paranın değeri 598 milyon 500 bin TL'ye ulaşıyor. Oysa bugün hesapta ne kadar para var? 344 milyon 982 bin 942 TL 28 kuruş. Şimdi bir kez daha soruyorum, Şehit yakını ve gazinin parasını eritmiş misiniz, eritmemiş misiniz? İşte size dört yılda eriyen paranın hesabı. Bu kadar hassas bir konuda, şeffaf olmak zorundasınız. Gerekirse her ay kamuoyunun önüne çıkıp hesap vereceksiniz, hesap vermek zorundasınız. Bu soruları sormamızdan rahatsız oluyorlar. Burada çelik çomak oynamıyoruz. Yüce Meclis adına sorduğumuz soruları yanıtlamak zorundasınız. Biz soracağız, siz de hesap vereceksiniz.
GÖZÜMÜZ ÜZERİNDE
Buradan bir kez daha soruyorum, dört yıldır neredeydiniz? Dört yıl boyunca neden şehit yakını ve gazilerle muhatap olmadınız. Biz bu paraların peşine düşmesek, bu yardımları yapacak mıydınız? Bu sorulara yanıt verecek miydiniz? 344 milyon TL para gerçekten hesaplarınızda duruyor mu? Bu paraları ne zaman dağıtacaksınız? Değerli basın mensupları, diğer önemli bir konu da söz konusu açıklamanın yapılış şekliyle ilgili.
Bakınız vakfın açıklamasını dün Anadolu Ajansı servis yaptı. Açıklamanın Anadolu Ajansı'na Aile Bakanlığı kanalıyla gelmiş olduğunu öğrendik. Hep diyorduk ya bu vakfın ne telefonu var ortada ne de yetkilisi diye. Kendileri yine ortada yok. Buradan Aile Bakanlığına soruyorum. Bu iddia doğru mudur? Doğruysa neden vakıf adına hareket etme gereği duyuyorsunuz? Sorduğumuz sorulardan neden rahatsız oluyorsunuz? Biz yüce Meclis'ten aldığımız yetkiyle bu paraların hesabını sormaya devam edeceğiz. Gözümüz üzerinizde ."