İş Sağlığı ve Güvenliği adı altında bir kanunumuz olmasına rağmen, bu kanunun yeterince uygulanmadığı, mevzuatın eksik kaldığı ve denetimlerin yetersiz olduğu maalesef acı sonuçlarıyla ortada.
40 milyona yaklaşan iş gücümüzün büyük bölümü; iş güvenliğinden, gelişen teknolojiden ve denetimden uzak çalışıyor. Ve maalesef bunun sonucunda her yıl binlerce ocağa ateş düşerken, binlerce emekçimiz ise meslek hastalığına yakalanıyor.
Bu ateş sadece o ocakları yakmıyor, aldığımız her acı haberde hepimizin yüreği yanıyor.” Dedi.
CHP’li Uzun: “İş kazası değil, iş cinayeti.”
Yaşanan işçi ölümlerine kaza demenin, sorumluları çözümden uzaklaştırdığını kaydeden Uzun yaptığı konuşmada : ”Göz göre göre gelen facialarda, son yıllarda binlerce emekçimizi kaybettik. Bu felaketlere iş kazası demek, onların anılarına saygısızlık olacağı gibi sorunu çözmek için irade koyması gerekenleri de çözümden uzaklaştırmaktadır.
Binlerce kardeşimizi maalesef kazaya değil İş cinayetlerine kurban verdik. Bu cinayetler sonrasında yapılan bilimden ve gerçeklerden uzak açıklamalar ve sorumluların adeta ödül gibi cezalara çarptırılmaları başta kaybettiğimiz emekçilerimizin aileleri olmak üzere, toplumun vicdanını derinden yaralamaktadır.” İfadelerine yer verdi.
Cumhur Uzun: “72 ve 79 Yaşındaki emekli vatandaşlarımız çalıştığı inşaattan düşerek öldüler.”
İş cinayetleri üzerine yaptığı konuşmaya geçtiğimiz aylarda çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybeden emekli işçileri hatırlatarak devam eden Uzun: “Yayımlanan raporlara göre, 2024 yılının ilk altı ayında, içlerinde çocuk işçilerin de olduğu en az 878 işçimiz hayatını kaybetti.
Sabah evinden ekmeğini kazanmak için çıkan 878 insan düşünün.
Evlerine geri dönemediler.
72 yaşında ve 79 yaşında inşaattan düşüp ölen emekli vatandaşımız var bu ülkede.
Göz göre göre yaşanan, hiçbir sorumlunun bulunamadığı, bakanlıkların suçu birbirine attığı, şimdiki çevre bakanı Murat Kurum’un asli kusurlu olarak bilirkişi raporunda yer almasına rağmen olaydan sonra yeniden bakan yapıldığı, İliç Faciasında kaybettiğimiz 9 emekçi var mesela.
Soma var, Bartın var,
Saymakla bitmeyecek kadar acı var, dram var, gözyaşı var…
Ama bir yandan da acıların nedenine fıtrat diyenler var.
Önlem almadığınız, düzenleme yapmadığınız, denetimini boş bıraktığınız için, her iş kolunda neredeyse her gün birden fazla insanımız ölüyor, iki katı insanımız sakat kalıyor.
Bu cinayetlere son vermeliyiz. İşçilerimizin çalışma şartlarını çağımıza uygun hale getirmeliyiz. Mevzuat sorunlarını çözmek, denetimleri etkin bir şekilde yapmak, çalışanların eğitimi ve bilinçlendirilmesi için gerekli çalışmaları artırmak ve bu kahredici soruna dair ne gerekiyorsa yapmak zorundayız. “ dedi.