CHP'li Sarıbal: AKP çiftçiyi bitirdi

AKP’nin yanlış tarım politikaları yüzünden Türkiye’nin kendi tarım potansiyelini değerlendiremediğini belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Türkiye ihracatını artıramıyor; buna karşılık ithalata bağımlılık devam ediyor” dedi. Üretim maliyetlerindeki aşırı artışa dikkat çeken Sarıbal, “Buna karşılık ürün fiyatları reel anlamda yerinde saymış, hatta bazı ürünlerde gerilemiştir” diye konuştu. AKP’nin yanlış tarım politikalarını mecliste düzenlediği basın toplantısıyla eleştiren CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, coğrafya ve iklim bakımından elverişli konumda bulunan ve çeşitlilik gösteren ekolojik bölgelere sahip olan Türkiye’nin gerek hayvan gerekse bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin olduğunu söyledi. Türkiye’nin, kültüre alınmış pek çok bitki ve evcil hayvan türünün gen kaynağını oluşturduğunun altını çizen Sarıbal, “Örneğin dünyadaki 27 buğday türünden 20’si Türkiye’de bulunmaktadır” dedi. Buna rağmen Türkiye’nin bu potansiyeli yeterince değerlendiremediğini anlatan Sarıbal, “Türkiye üretimini ve ihracatını artıramıyor; buna karşılık ithalata bağımlılık devam ediyor” şeklinde konuştu. Tarımdaki en büyük sorunun çiftçileri olumsuz etkileyen girdi maliyetleri olduğunu söyleyen Sarıbal, “Türkiye bitkisel üretimin en önemli girdileri olan tohum, gübre, tarım ilacı ve mazotun yanı sıra hayvancılığın en büyük maliyet kalemini oluşturan yem ham maddeleri bakımından ithalata bağımlıdır. Bu nedenle dövizdeki yükselme de üretim maliyetlerini artırmaktadır. İzlenen politikalar dışa bağımlılığı azaltmak yerine giderek artırmakta; üretimi sürdürülemez hale getirmektedir” ifadelerini kullandı. ‘Üretim maliyeti artıyor, satış fiyatı geriliyor!’ AKP hükumetlerinin uyguladığı tarım politikaları ile küreselleşen piyasalar ve acımasız rekabet koşullarının yarattığı gelişmelerin üretim maliyetlerini aşırı şekilde artırdığını hatırlatan Sarıbal, “Buna karşılık ürün fiyatları reel anlamda yerinde saymış, hatta bazı ürünlerde gerilemiştir” dedi. Türkiye’de tarımın durumu hakkındaki acı tabloyu gözler önüne seren Sarıbal, çarpıcı veriler paylaştı: “Günümüzde yaklaşık 3 milyon çiftçi tarafından 23,9 milyon hektar alanda bitkisel üretim faaliyeti sürdürülmektedir. Ekilebilir tarım alanlarının yüzde 66’sı tarla ürünlerine, yüzde 17’si nadasa, yüzde 14’ü meyveciliğe, yüzde 3’ü ise sebzeciliğe ayrılmaktadır. Tarımsal üretim faaliyeti yapılan 23,9 hektar arazinin sadece 6,2 milyon hektarı (yüzde 25’i) sulanmakta; kalan bölümünde kuru tarım yapılmaktadır. Başka bir ifadeyle, tarımsal üretim doğrudan yağışa bağlıdır. Ortalama yağış miktarının düşük oluşu, kuru tarım yapılan ekim alanlarının bir bölümünün her yıl nadasa ayrılmasını gerektirmektedir.” ‘Sulama yatırımları ihmal edildi’ “AKP’li yıllarda sulama yatırımları ciddi anlamda ihmal edilmiştir. 1991-2002 arasındaki 12 yıllık dönemde 714 bin hektar arazinin sulamaya açılmış olmasına karşılık, 2003-2014 yıllarını kapsayan AKP döneminde ancak 595 bin hektar alan sulamaya açılabilmiştir. Başka bir ifadeyle, AKP döneminde yılda ortalama 50 bin hektar arazi sulamaya açılırken; AKP’den önceki dönemde yılda 60 bin hektar alan sulamaya açılmıştır. Sayılan bu nedenlerle AKP’li yıllarda tarımsal üretim yerinde saymış; hatta bazı ürünlerde gerilemiştir.” ‘Nüfus arttı ancak üretim istikrarsız’ “AKP’nin iktidar döneminde ülke nüfusu 66 milyondan 79 milyona yükselmiş, yaklaşık 13 milyon kişi artmıştır. Buna karşılık mısır, pirinç ve ayçiçeği dışındaki tüm ürünlerde üretim istikrarsız bir seyir izlemiştir; kendini tekrarlama veya üretim düşüşleri söz konusudur.” ‘Birçok üründe üretim düşüyor!’ TÜİK’in 25 Mayıs 2016 tarihinde yaptığı açıklamaya göre üretiminde düşüş yaşanan ürün kalemlerini paylaşan Sarıbal; “Arpa üretimi 8,3 milyon tondan 6,8 milyon tona, mercimek üretimi 565 bin tondan 370 bin tona, nohut üretimi 650 bin tondan 460 bin tona, kuru fasulye üretimi 250 bin tondan 220 bin tona, lif pamuk üretimi 990 bin tondan 810 bin tona, tütün üretimi 150 bin tondan 70 bin tona düşmüştür” dedi. Söz konusu TÜİK açıklamasında; 2015 yılında 646 bin ton olan fındık üretiminin bu yıl 530 bin tona düşeceğinin belirtildiğini kaydeden Sarıbal, açıklamanın tek olumlu yönünün ise geçen yıl 16 milyon ton olan şeker pancarı üretiminin 2016 yılında yeniden 20 milyon tonun üzerinde tahmin edilmesi olduğunu ifade etti. 2016’yılının ilk dört ayına ait verilerin ithalata bağımlılığı acı bir şekilde gözler önüne serdiğinin altını çizen Sarıbal, “1,4 milyon tonu buğday olmak üzere toplam 2 milyon tonluk hububat ithalatına 450 milyon dolar, 370 bin tonluk pamuk ithalatına 556 milyon dolar, 640 bin tonu soya olmak üzere toplam 976 bin ton yağlı tohum ithalatına 433 milyon dolar, 507 bin ton bitkisel ham yağ ithalatına 527 bin dolar, 603 bin ton küspe ithalatına 158 bin dolar ödenmiştir. Toplam 2,1 milyon tona ulaşan yağlı tohum ve türevleri ithalatı için ödenen bedel 1,1 milyar dolar olmuştur” diye konuştu. ‘Girdi maliyetleri azaltılmalıdır!’ Dile getirdiği sorunların çözümü için önerilerini sıralayan Sarıbal;  buğday, arpa gibi serin iklim tahılları ekim alanlarında son yıllarda ortaya çıkan daralmanın üzerinde önemle durulması ve çiftçi tarafından boş bırakılan tarlaların yeniden üretime kazandırılması gerektiğini ifade etti. “Üretimde yağışa bağlı olarak görülen dalgalanmaları azaltmak için kuru tarımda uygulanması gereken yetiştirme tekniklerine önem verilmeli; sulama imkanlarını artırmak için yatırımlar hızlandırılmalıdır” diyen Sarıbal, şunları söyledi: “Tam 8 yıldan bu yana yerinde sayan destekleme primleri artırılmalıdır. Tarımın en önemli sorunu yüksek girdi fiyatlarıdır. Öncelikle mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı; diğer girdilerdeki vergi yükü azaltılmalıdır. İthalatı değil üretimi hedefleyen, emekten yana, küçük ve orta ölçekli çiftçileri destekleyen tarım politikaları uygulanmalı, sürdürülebilir ve planlı bir tarımsal üretim politikası izlenmelidir. Gıda güvencesinin ve dış ticaret dengesinin ihracat yönünde sağlanabilmesi; ancak üretim maliyetlerinin düşürülmesi, destekleme araçlarının doğru ve amaca uygun olarak kullanılması ve istikrarlı politikalar izlenmesiyle sağlanabilir.”