Gerçek Muhabir

CHP'li Öztrak: Paket hükümetin beklediği etkiyi yaratmayacak!

SİYASET

CHP'li Öztrak: Paket hükümetin beklediği etkiyi yaratmayacak!

CHP’li Öztrak, tüketici kredileri ve kredi kartlarıyla ilgili düzenlemeler içeren yeni paketle, vatandaşın daha fazla borçlanmasının önünün açıldığını belirterek, “Dünyada vatandaşını borçlandırıp mutlu azınlığın servetini artıranpolitikalar iflas etmiştir. İktidar ise şarkı değişirken dansını değiştirmemekte ısrar etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’yi darbe girişimiyle karşı karşıya bırakan, ardından ülkeyi normalleştirmeye götürmek yerine hukuku askıya alan Hükümete güven kalmadığını ifade eden Öztrak, “Bu durum, şirketleri yatırımdan, vatandaşı da tüketimden caydırmaktadır” dedi. Resmi verilere göre borç yükünden şikayet eden vatandaş sayısının tek bir yılda 2 milyon 91 bin kişi artarak 48 milyon 112 bin kişiye çıktığına dikkat çeken Öztrak, “Böyle bir ortamda vatandaş Hükümetin beklediği kadar hızlı borçlanamayacak, açıklanan paket bekledikleri etkiyi yaratmayacaktır”   CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan, tüketici kredileri ve kredi kartları konusunda düzenlemeler getiren yeni paketi yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. Öztrak, yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Başbakan hızla yavaşlayan ekonomiyi canlandırma formülünü açıkladı. Vatandaşın kredi kartı borçlarını yeniden yapılandırıp daha fazla borçlanmasının önünü açmak, kredi kartıyla yapılacak alışverişlerde taksit sayısını çoğaltmak, tüketici kredilerinde vadeyi artırmak ve konut kredilerinde bankaların vatandaşa daha fazla kredi vermesini sağlamak. HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMİYOR Bu düzenlemeler hükümetin huyundan vazgeçmediğini, vatandaşın borç yükünü daha da ağırlaştırarak ekonomiyi şişirmeyi tercih ettiğini gösterdi. Oysa artık tüm dünya, vatandaşını borçlandırıp, mutlu bir azınlığın servetlerine servet katan büyüme modelinin iflas ettiğini kabul etmiştir. BORÇLANMAYA TEŞVİK EDİYORLAR 2009’daki krizi şirketleri dövizle borçlandırarak aşmaya çalışan iktidar, sonunda Türk şirketlerini dünyada dövizle en hızla borçlanan şirketler liginde en başa taşıdı. Reel sektör şirketlerinin net döviz borcu 2009’dan bu yana 133,1 milyar dolar artarak, 2016 ortasında 200 milyar dolara çıktı. Ekonomimiz, kurdaki dalgalanmalar karşısında en kırılgan ekonomiler arasına girdi. Hükümet şimdi de zaten borçtan bunalmış olan ailelerin borcunu daha da artırarak, aynı stratejiyi izlemeyi düşünüyor. 2011’de patlayan cari açığı kontrol altına almak için kendilerinin daha önce aldığı önlemler şimdi birer birer gevşetiliyor. O günden bugüne cari açık gerilemiş olmakla beraber ülkenin dışarıdan temin edebildiği finansman daha hızlı daraldı. Küresel konjonktür bizim gibi ekonomilere giden paranın daralmaya devam edeceğini gösteriyor. VATANDAŞTA BORÇ GIRTLAĞA DAYANDI Diğer taraftan Hükümetin borçlanmayı teşvik edecek önlemlerini açıkladığı gün TÜİK tarafından açıklanan veriler, borç yükünden şikayet eden vatandaş sayısının hızla arttığını göstermektedir. Nitekim tek bir yılda borç ve taksit ödemelerinden şikayet eden vatandaş sayısı 2 milyon 91 bin kişi artarak 48 milyon 112 bin kişiye çıkmıştır. Böyle bir ortamda vatandaş Hükümetin beklediği kadar hızlı borçlanamayacaktır. GÜVEN KALMADI Ülkeyi bir yılda iki defa genel seçime götüren, tek parti iktidarında bir yıl geçmeden lider değiştiren ve sonuçta memleketi 21. yüzyılda işbirlikçi/şeriatçı bir askeri darbe girişimiyle karşı karşıya getiren bu iktidara güven kalmamıştır. Ancak bunun da ötesinde hükümet bu darbe girişiminin önlenmesinin ardından ülkeyi hızla normalleştirmeye götürmek yerine hukuku askıya almış ve giderek otoriterleşen tavırlarıyla ülkede belirsizlik, şüphe ve korku ortamını derinleştirmeyi başlamıştır. Olağanüstü hal şirketleri yatırımdan, vatandaşı da tüketimden caydırmaktadır. ŞARKI DEĞİŞTİ, DANS DEĞİŞMEDİ Dünyada da ülkede de şarkı değişmiştir ama iktidar dansını değiştirmemekte ısrar etmektedir. Bu durum sıkıntıları artacaktır. Oysa Türkiye’nin her alanda yeni bir hikayeye ihtiyacı vardır. Ülkeyi darbenin eşiğine getiren kadroların bunu tek başına yapması mümkün değildir, zaten öyle bir niyetleri de yoktur. Hükümet ‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur’ anlayışındadır. YENİ BİR MUTABAKATA İHTİYAÇ VAR Oysa bugün borç batağında boğulan vatandaşı gelecek korkularından kurtaracak, içeride ve dışarıda güven sağlayacak ülkeyi hızla normale götürecek bir programı uygulayacak yeni bir mutabakata ihtiyaç vardır. Bu çerçevede hukuk devletine hızla geri dönülmeli, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı hızla sağlanmalıdır. Demokrasimiz tüm kurum ve kurallarıyla güçlendirilmelidir. 2007 yılından sonra unutulan, verimliliği artırarak ülkenin küresel arenada yarışma gücünü destekleyecek reformlara başlanmalıdır. Vatandaşın borcunu değil gelirini artıran, ranta dayalı servetleri değil üretim tabanını büyüten ve kalkınmanın nimetlerinden herkesin yararlanmasını sağlayacak, kayıt dışılıkla mücadeleyi ve sıcak paranın akıllı yönetimini ve sürdürülebilirliği öne çıkaran yeni bir büyüme stratejisine geçilmelidir.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.