Halkın dertlerini dinlemek için Düzköy’e giden CHP’li Kaya, kalabalık bir grup tarafından karşılandı. Burada vatandaşlarla sohbet eden Kaya, yıkılan yayla evlerine ilişkin “Çözüm konusunda yetkililerle görüşeceğim ve bu sıkıntının çözülmesi için kanun teklifi vereceğim” dedi.
Vatandaşları tek tek dinleyerek not alan Kaya, şöyle konuştu:
“Ben buraya geldim, her şeyi konuşalım. Durumu bana açık yüreklilikle anlatın, tüm yönleriyle anlatın. Yaylalarımızın bozulan huzurunu yeniden tesis edelim. Yaylacılık yapan, hayvancılık yapan insanlarımıza sahip çıkalım. Bunun dışında orada farklı amaçlarla ev yapanlar konusu ayrı bir konu.
Bizim derdimiz ve önceliğimiz yaylacılarımızın mağdur edilmemesidir. Tereyağı satıp, gurbetçilik yapıp taş taş üstüne koyan insanlar mağdur edilmesin.
“EV YAPMAK İSTEYENE DEVLET YER GÖSTERSİN”
Orada ev yapmak isteyen yöre insanlarına devletimiz yer göstersin, bu yerler özel olarak belirlensin. Otlak veya mera alanı olmayan yerlerde bedeli karşılığında ev yapmak isteyene yer tahsis edilsin. Tel çitler kaldırılsın, yaylalarımızın doğasına uygun model ev tipleri belirlensin. Herkes istediği gibi kafasına göre iş yapmasın. Bir düzen, bir kural dahilinde iş yapılsın. Yaylalarımızı koruyup geleceğe taşımak, bu kıymetli emaneti, doğayı bozmadan çocuklarımıza aktarmak gibi bir görevimiz var.”
“OY VERDİKLERİMİZE ULAŞAMADIK BİLE”
Toplantıda söz alan vatandaşlardan pek çoğu “Vekilim sizden Allah razı olsun. Bizim feryadımızı siz duydunuz, mecliste gündeme getirdiniz, sesimiz oldunuz. Oy verdiklerimize ulaşamadık bile” diyerek dertlerini şöyle anlattılar:
“Biz babadan, dededen kalan evimizi tadilat yaptık. Yaylacılıkla geçinen insanlarız. Tereyağı peynir yapıyoruz. İsteğimiz devletimizin bize hain muamelesi yapmamasıdır. Biber gazı, şafak operasyonu nedir bu, kahroluyoruz. Babamızdan dedemizden kalan evimizin çatısı akıtıyor, çöken yerlerini onarıyoruz. Oraları tamir ettik, işgalci değiliz. Biz yaylacıyız. Bize zulüm etmesinler.
Biz 150 yıldır buradayız. Evimizi onardık. Ahırımızı yaptık. Görüntü kirliliği yapıyormuşuz. Aftan önce yapanlar kirletmiyor, biz mi kirletiyoruz. Biz buraların vergisini, suyunu elektriğini ödedik yıllarca.
Yıkımları akla mantığa sığdıramıyoruz. Bunda kamu yararı da göremiyoruz. Biz milli servete zarar vermedik. Millet ile uğraşmanın kime yararı olacak ki?”