Gerçek Muhabir

CHP'li Gökçen: "Musa Orhan’ın serbest kalması ve tecavüzcülere iyi hal indirimi kendiliğinden gelişen bir olay değili bir siyasi tercih!"

SİYASET

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, tutuksuz yargılanan eski Uzman Çavuş Musa Orhan’ın 10 yıl hapse çarptırılmasına ilişkin, “Türkiye’de kadınların özgür olmaması, kadınların can güvenliğinin olup olmaması tartışmasını yürüten ve kadınların haklarını koruyan yasalara savaş açan bir siyasetin sonucu” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, tutuksuz yargılanan eski Uzman Çavuş Musa Orhan’ın 10 yıl hapse çarptırılmasına ilişkin, “Türkiye’de kadınların özgür olmaması, kadınların can güvenliğinin olup olmaması tartışmasını yürüten ve kadınların haklarını koruyan yasalara savaş açan bir siyasetin sonucu” dedi.

CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen; Musa Orhan’ın, İpek Er’e “nitelikli cinsel saldırı” gerçekleştirmek suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. Gökçen’in açıklaması şöyle:

“18 yaşındaki İpek Er’e cinsel saldırıda bulunan ve genç kadının intihara etmesine sebep olan uzman çavuş Musa Orhan’ın suç işlediği mahkeme tarafından tespit edildi. Buna karşılık fail, indirimli olarak yalnızca 10 yıl hapse mahkum edildi ve ortada halen bir tutuklama kararı yok. Hatırlatalım, Musa Orhan’ın serbest bırakılması, geçtiğimiz yıl İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilme olasılığının tartışıldığı günlere denk geliyordu.

“KADINLAR, SOKAĞA ÇIKARKEN İKİNCİ KEZ DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALIYORSA BU BİR SİYASİ TERCİHİN SONUCUDUR”

İlk günlerde görevinden dolayı suçsuz olduğu algısı yaratılan ve bugün suçluluğu ispatlanmış olan Musa Orhan ve onun gibi birçok saldırgan, hala serbestçe aramızda dolaşıyor. Kadın katillerinin cinayet işlemeden önce internette rahatça ceza indirimlerini araştırdığı, yapacakları saldırıyı önceden planladığı ve yaptırımlardan kurtulmak için olağanüstü bir dayanışma göstererek birbirine benzer savunmaları yaptığı bu düzen; kendiliğinden gerçekleşen bir olay değil. Bütün bunlar, Türkiye’de kadınların özgür olmaması, kadınların can güvenliğinin olup olmaması tartışmasını yürüten ve kadınların haklarını koruyan yasalara savaş açan bir siyasetin sonucu. Türkiye’de bugün genç kadınlar, evlerinde şiddete uğruyorsa, sokağa çıkarken ikinci kez düşünmek zorunda kalıyorsa, ekonomik bağımsızlığını kaybederek şiddete karşı başvurabilecekleri yollardan mahrum bırakılıyorsa bu bir siyasi tercihin sonucudur.

GENÇ KADINLAR, TÜRKİYE’DE KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR

Türkiye’yi terk etmiş olan iyi eğitimli gençlere sorduğumuzda, özellikle genç kadınların bize verdiği yanıtlar aynı noktada buluşuyor. Genç kadınlar, Türkiye’den ayrılma sebebi olarak ağır sonuçlarını yaşadıkları ekonomik buhran ve hayat pahalılığından daha da önemli bir sebep olarak kendilerini burada artık güvende hissetmediklerini ifade ediyorlar. ‘Başıma bir şey gelirse sorumluların ceza alacağına inanmıyorum’ ve ‘her gün ne giyersem giyeyim, nerede olursam olayım başıma gelen tacizden bıktım artık’ diyen genç kadınları bugünkü mahkeme kararı da ne yazık ki doğruluyor. Çözüm ise kadın katillerini ve tecavüzcüleri koruyan bu siyasi anlayışı değiştirmek, 6284’ü, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamak.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.