Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), dün yılın
ilk toplantısını gerçekleştirdi. Banka, ocak ayı politika faizini 250 baz puan indirerek,
yüzde 47,5’ten yüzde 45’e düşürdü.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Merkez Bankası’nın faiz kararı ile ilgili yazılı
açıklama yaptı. Genç, Türkiye’nin ihtiyacının; üretimi ve istihdamı artıran yapısal
reformlar olduğunu belirterek şunları kaydetti.
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini son iki ayda toplamda
500 baz puan indirerek yüzde 45 seviyesine çekti. Bu karar, ekonomi yönetiminin
büyüme odaklı politikalarının sonuçlarını sorgulamayı zorunlu hale getiriyor. Ancak bu
tür kararların kısa vadede piyasalara genişleme sinyali verse de uzun vadede halkın
omuzlarına yüklediği ekonomik bedelin göz ardı edilemeyecek kadar büyük olduğu
açıktır.
“Dış borç faiz ödemeleri, 2024 yılında 22,2 milyar dolara ulaştı”
Türkiye, 526 milyar doları aşan dış borç stokuyla dünyanın en kırılgan
ekonomilerinden biri haline gelmiştir. Bu borcun yaklaşık yarısı, yalnızca bir yıl içinde
geri ödenmesi gereken kısa vadeli yükümlülüklerden oluşmaktadır. Dış borç faiz
ödemeleri, 2024 yılında 22,2 milyar dolara ulaşarak rekor seviyeye yükselmiş,
ülkemizi dış finansman bağımlılığı içinde bırakmıştır. Bugün yaşanan ekonomik
sorunların temelinde, plansız borçlanma ve bu borçların maliyetini artıran irrasyonel
faiz politikaları yatmaktadır.
TCMB’nin brüt rezervleri 160,4 milyar dolara yükselmiş gibi görünse de bu artışın
büyük kısmı swap borçlanmalarıyla sağlanmıştır. Gerçek anlamda rezervler, dış borç
ödeme kapasitesinin altında kalmaktadır. Ekonomiyi rahatlatacağı iddia edilen faiz
indiriminin, vatandaşların borç yükünü ve ülkemizin dış finansmana bağımlılığını
artırmaktan başka bir işe yaramadığı ortadadır.
“Türkiye’nin ihtiyacı, suni rahatlama değil, yapısal reformlardır”
Bugün Türkiye’nin ihtiyacı, faiz indirimleriyle yaratılmaya çalışılan suni rahatlama
değil, gelir dağılımını adil bir şekilde düzenleyen, üretimi ve istihdamı artıran, halkın
refahını önceleyen yapısal reformlardır. Ancak bütçeden ayrılan kaynakların
öncelikleri, vatandaşların ihtiyaçlarından ziyade, lüks harcamalar ve israfa
yönlendirilmektedir.
“Ülkenin kaynakları, faiz lobilerine değil, halkın refahına hizmet etmek
zorundadır”
Mevcut faiz politikaları; halkın alım gücünü artırmaktan uzak, enflasyonun yükünü
artıran ve borç sarmalını derinleştiren bir ekonomi politikasının parçasıdır. Halkın
gerçek ihtiyaçları göz ardı edilerek atılan bu adımlar, Türkiye’yi ekonomik açıdan
daha büyük bir uçuruma sürüklemektedir. Bu ülkenin kaynakları, lüks harcamalar ve
faiz lobilerine değil, halkın refahına hizmet etmek zorundadır.”