Erdoğdu, geçtiğimiz günlerde çocuk cinayeti işlemesine rağmen açık cezaevine nakledilen ve izinli çıktığı gün Ordu’da 20 yaşındaki Ceren Özdemir’i vahşice öldüren Özgür Arduç’la başlayan açık cezaevlerine ilişkin tartışmaları değerlendirdi. Özellikle 15 Temmuz 2016’da yapılan darbe girişimin ardından cezaevlerinin siyasi tutuklu ve hükümlülerle dolup taştığına işaret eden Erdoğdu şunları söyledi: “Ordu’da pırıl pırıl bir genç kızın, açık cezaevinden çıkan biri tarafından katledilmesi, açık cezaevine geçiş koşullarını ve İnfaz Yasası'ndaki boşlukları görmemize neden oldu. AKP’nin gün geçtikçe otoriterleşen ve her türlü muhalefeti bastırmaya yönelik tavrı, cezaevlerinin siyasi tutsaklarla dolmasına yol açtı. 2018 yılı sonu itibarıyla cezaevlerindeki toplam kapasite 211 bin kişiyken, tutuklu ve hükümlü sayısı 246 bin kişiye çıktı. Kapalı cezaevleri siyasi mahkumlarla dolunca AKP Hükümeti, 2017 yılında yaptığı değişiklikle adi suçluların açık cezaevine geçiş koşullarını kolaylaştırdı. İnfaz erteleme, denetimli serbestlik, açık cezaevi gibi uygulamalar binlerce hatta on binlerce adi suçlunun herhangi bir ceza çekmeden, hapishanede kalmadan dışarı çıkması sonucunu doğurdu.”
NASILSA CEZA ALMAM Hukukçuların özellikle infaz yasasında son 15 yıldır yapılan değişikliklerin, cezasızlık sonucunu doğuracak şekilde korkunç bir tabloya dönüştüğünü belirttiğini bildiren Erdoğdu, “Değişiklikler kişilerde 'zaten herhangi bir ceza almam' algısını yaratan bir psikolojik ortam yarattı” diyerek şu görüşleri dile getirdi:
“AKP’nin bu soruna getirdiği çözüm, adi suç işlemiş mahkumların açık cezaevlerine geçiş koşullarını kolaylaştırmak oldu. 2017 yılında yapılan değişiklikten önce toplam cezası 3 yıldan az olan hükümlüler doğrudan, 3 yıldan fazla ceza alanlar ise toplam cezalarının 3’te 1’ini kapalı cezaevinde tamamladıktan sonra ‘iyi hali’ dikkate alınarak açık cezaevine alınabiliyordu. Ancak 2017'de yapılan değişiklikle cezalarının toplamı 10 yıldan az olan hükümlüler, cezalarının sadece 1 ayını kapalı cezaevinde geçirmek, ‘iyi halli’ olmak ve koşullu salıverilme süresine en az 7 yıl veya daha az kalması kaydıyla açık cezaevine ayrılma hakkına sahip oldular. Cezalarının toplamı 10 yıl veya daha fazla olan hükümlüler ise, toplam cezalarının 10’da 1’ini herhangi bir cezaevinde geçirmek, ‘iyi halli’ olmak ve
koşullu salıverme süresine 7 yıl veya daha az kalması şartıyla açık cezaevine ayrılma hakkına sahip oldular.”
TOPLUM İÇİNDE RAHATÇA GEZİYORLAR Açık cezaevlerinde bulunan mahkumların yakınlarıyla sınırsız şekilde görüşebildiğini, bazı işlerde çalışıp para kazanabildiğini, hatta iş kurduğunu ya da var olan işini yönetebildiğini anlatan Erdoğdu, “Bu mahkumlar cezaevi müdürünün izni, savcının onayıyla ‘evci’ olarak dışarı çıkıp gezebiliyorlar. Yani bu cezaevleri adeta yüz kızartıcı suçların oteline dönüştürülmüş durumda. Buradaki mahkumlar gündüz toplum içinde rahatça dolaşıp akşam evine gider gibi cezaevine dönüyor. Evci olarak çıkıp firar ederlerse, yakalandıklarında sadece 4 gün kapalı cezaevinde kaldıktan sonra adeta ödül gibi yeniden açık cezaevine gönderiliyorlar” dedi.
Açık cezaevinin olanaklarından faydalanan ve elini kolunu sallayarak günlerce sokaklarda öldürecek kişi arayan Özgür Arduç’un Ceren Özdemir’i vahşice öldürmesinin bu çarpık cezaevi sisteminin bir sonucu olduğunu ifade eden Erdoğdu, batı ülkelerinde açık cezaevlerine geçişin sadece, “topluma en az zararlı olabilecek suçları işleyenler, kaçma riski olmayanlar ve rehabilite edilebilir olarak görülenlere” uygulandığını söyledi. “Bizde ise mahkumların hırsız, çocuk ya da kadın katili, tecavüzcü, mafya mensubu, uyuşturucu satıcısı, kaçakçı, dolandırıcı olması fark etmiyor, yeter ki düşünce ve siyasi mahkum olmasın, hepsi kolayca açık cezaevine geçebiliyor” diyen Erdoğdu şöyle devam etti:
FİRAR EDENLER ADETA ÖDÜLLENDİRİLİYOR
“Örneğin İngiltere’de cezaevleri, yaş, cinsiyet ve güvenlik riski derecelerine göre 4 çeşit. Yüksek güvenlikli A tipi cezaevlerine cinayete teşebbüs edenlerle cinayet işleyen, kasıtlı yaralama, tecavüz, adam kaçırma, cinsel saldırı, hırsızlık, ateşli silahla saldırmak, birinci sınıf uyuşturucu satmak gibi yüz kızartıcı suçlar ile patlayıcı yapmak ve sağlamak ile terör suçluları kalıyor. Firar etmeyeceği konusunda makul ve mantıklı emareler olan mahkumlara açık cezaevinde kalma imtiyazı tanınıyor. Bu mahkumların durumları yetkili kurumlar tarafından titizlikle değerlendirildikten sonra açık cezaevinde kalmaları onaylanıyor. Topluma yararlı olacak işlerde çalışmaları, ev iznine çıkmaları ancak kapalı cezaevinde kaldığı süre, toplam cezasının 4’te birini karşıladıysa mümkün.”
İngiltere’deki cezaevi sisteminde “Firar listesindeki mahkumlar” kategorisi bulunduğunu da kaydeden Erdoğdu açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu listeye daha önce firar girişiminde bulunmuş olanlar hem cezaevi içinde hem de bir yerden bir yere götürülmeleri sırasında farklı renkte, dikkat çekici kıyafet giymeleri zorunda ve bu mahkumların kaldıkları hücreler belli aralıklarla değiştiriliyor. Yani bizdeki gibi işledikleri suçlar asla hafife alınmıyor. Ciddi bir devlet, işlenen suçlardan hukuk çerçevesinde hesap sormak ve suçsuz insanların güven içinde yaşamalarını sağlamakla görevlidir. Hükümet bir an önce yüz kızartıcı suçların oteline dönüşmüş olan açık cezaevleri konusunun yeniden ele almalı ve buraların suç oteline dönüşmesini engellemelidir. CHP iktidarında öncelikle ele alacağımız konulardan biri de bu olacaktır.”