Gerçek Muhabir

CHP'li Altay: "Hükümdar yol vermeden eşkıya kervan basamaz”

SİYASET

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları sonrasında başlayan tartışmalara ilişkin, “Devletin uyuşturucu işine bulaşması, devletin haraç işine bulaşması, devletin cinayetlere bulaşması, hani deriz ya şüyuu vukuundan beterdir. Devletimiz için kara bir lekedir. Son sözüm şudur: ‘Hükümdar yol vermeden eşkıya kervan basamaz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları sonrasında başlayan tartışmalara ilişkin, “Devletin uyuşturucu işine bulaşması, devletin haraç işine bulaşması, devletin cinayetlere bulaşması, hani deriz ya şüyuu vukuundan beterdir. Devletimiz için kara bir lekedir. Son sözüm şudur: ‘Hükümdar yol vermeden eşkıya kervan basamaz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Engin Altay, TBMM Genel Kurulu’nda, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları sonrası başlayan tartışmalara ilişkin konuştu. Altay, şunları söyledi:

“İÇİŞLERİ BAKANI’NA BİR LAF ETMEYECEKSEN O KOLTUK SANA HARAMDIR”

Bizim, bu iddialarla ilgili, şüphesiz tatmin olmamız gereken cevaplar var. Bunu sağlayacak olan şüphesiz yargı ama Sayın Başkan, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın da biraz önce İstanbul Milletvekilimizin müteaddit defalar tekrarladığı gibi bu Meclis’in bugün ya da geçmişte üyeliğini yapmış bir siyasetçiyle ilgili iddiası var. Bu memlekette ve bu Meclis’te bir milletvekili, milletvekilliği yapmış birisi mafya tarafından maaşa bağlanmışsa, tahsisata bağlanmışsa ve bunu iddia eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İçişleri Bakanı’ysa, buradan Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun, Sayın Erkan Akçay’ın, Sayın Saruhan Oluç’un İçişleri Bakanı’na şöyle bir laf etmesi gerekir:

Sayın Bakan, TBMM’yi töhmet altında bırakmaya haddin ve hakkın yoktur. Biz töhmet altındayız. Belki Mahir Ünal’a bağlandı. Belki bana bağlandı. Belki Sayın Oluç’a. Belki Sayın Akçay’a. Belki Sayın Dervişoğlu’na. Sayın başkan, makamda vekaleten oturuyorsunuz. Makamın asli sahibini dün, 136 imzayla başvurduk. TBMM’nin saygıdeğer Başkanı, Sayın Şentop, size sesleniyorum:

Meclis’teki saygıdeğer üyeler, parti ayrımı yapmıyorum. İtham altında bırakan İçişleri Bakanı’na bir laf etmeyeceksen o koltuk sana haramdır. İçişleri Bakanı, kendisi hakkındaki iddiaları temizler, aklanır, aklanmaz. Bunun yolu da şüphesiz Yüce Divan’dır. Devletin uyuşturucu işine bulaşması, devletin haraç işine bulaşması, devletin cinayetlere bulaşması, hani deriz ya şüyuu vukuundan beterdir. Devletimiz için kara bir lekedir. Son sözüm şudur: ‘Hükümdar yol vermeden eşkıya kervan basamaz.’

“VATANDAŞ SİZE ‘BUNLARIN HANGİSİ SEDAT PEKER'DEN AYDA 10 BİN DOLAR PARA ALDI?’ DİYE BAKACAK”

Arkadaş, İçişleri Bakanı televizyona çıkıyor bir şeyler söylüyor, milleti ikna eder etmez, ben onu bilmem. Ama Meclis’in bir üyesiyle ilgili bir iddia ortaya atıyorsa, bunu açıklamıyorsa, bu TBMM’ye topyekûn yapılmış bir saygısızlıktır, ithamdır, zan altında bırakmaktır, milletvekillerinin itibarına halel getirmektir. Bizim tuzumuz kuru, sizin de kurudur, ama sokakta gezerken vatandaş size ‘Bunların hangisi Sedat Peker'den ayda 10 bin dolar para aldı?’ diye bakacak. E, bakar, sen vatandaş olsan bakmaz mısın? Senin İçişleri Bakan’ın söylüyor, ben söylemiyorum ki. İçişleri Bakanı diyor ki: ‘Ayda 10 bin dolar…’ Yani Türk parası olarak 85 bin lira mafyadan bir AK Partili -muhtemelen- siyasetçiye ödeniyor. Bu ayıp size yeter.

“YARGIYI SERBEST BIRAKMALI”

Sayın Başkan, burası TBMM; milletin derdiyle hemhâl olmak zorunda olan, milletin huzuru, refahı, mutluluğu için çalışmak zorunda olan, devletimizin şan ve şerefinin yücelmesi için çaba sarf etmek zorunda olan bir yüce çatının altındayız. Sayın Başkan, devlet yönetimlerinde ekonomik sorunlar olur, ekmek yoktur; buluruz, aş yoktur; yaparız, iş yoktur; yaratırız. İş ki devlet kirlenmesin, iş ki devlet çürümesin, iş ki vatandaşın devlete ve onu yönetenlere olan güveni sarsılmasın. Devleti kirletir, devleti çürütür, devlet-vatandaş arasındaki güven iklimini kaybedersek her şeyi kaybederiz. Bu bakımdan, son günlerde, zatıalinizin ve Genel Kurulumuzun saygıdeğer üyelerinin de dikkatle, ilgiyle izlediği vahim bir manzarayla karşı karşıyayız. Siyaset kurumunun hiç şüphesiz bir yeraltı suç örgütünün mensubunun ya da liderinin iddialarına önüne arkasına bakmadan atlaması doğru değildir. Bunu araştıracak olan yargıdır, saray tarafından eli bağlanan yargıdır, saray tarafından gözüne bant çekilen yargıdır, saray tarafından kulağına tıkaç tıkanan yargıdır. Saraya tavsiyem ve çağrım: Bu hassas dönemde yargının elini bağlarsan, gözünü bantlarsan Türkiye'yi bir felakete sürüklersin. Yargıyı serbest bırakmalı.

“HUKUK NORMLARINA GÖRE HAREKET ETSİNLER DİYE ARZU EDİYORUZ”

AK Parti grup önerisi, okunduğu şekliyle, anlaşılacağı üzere bir kısım uluslararası anlaşmaların Meclis gündeminde ön sıralara alınmasını ve HSK seçimlerinin yapılmasını öngörüyor. Sizin yerinize açıklamayı da ben yapıveriyorum ha. Şimdi, Sayın Ünal bugün çok doğru bir söz söyledi, ‘Her hususun tartışılması gereken yer burası. Burası dedikodunun yapılacağı yer değil, Türkiye'yi ilgilendiren her şeyin tartışılması gereken yer’ dedi, onun için söz aldım.

Bugün, biraz sonra HSK üyelerini seçeceğiz; yüksek yargının en üstünü, tepesini belirleyeceğiz. Umarım ve dilerim ki bugün seçilecek üyeler de TBMM’de genel bir mutabakatla ‘tam mutabakat’ demiyorum HDP olmadığı için- seçildiklerinin bilinciyle hukuku rehber edinsinler; bir siyasi partiye, bir siyasi partinin -bizim partimiz dâhil- genel başkanına, onun anlayışına göre değil, hukuk normlarına göre hareket etsinler diye arzu ediyoruz.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.