Mevlüt Çavuşoğlu, katıldığı bir televizyon programında dış politikaya ilişkin değerlendirmeler yaptı. Çavuşoğlu, Kabil Havalimanı konusunda, "Şu an orada 19 teknisyenimiz çalışmalarını sürdürüyor. Güvenliği havalimanı dışında Taliban sağlayabilir ancak içerde uluslararası toplumun güvenebileceği bir güvenlik şirketi ya da bir ya da iki devlet sağlamalı. Askeri güç istenmiyorsa bu işi yapan şirketler var" dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Afganistan'daki konumu ile ilgili, "Biz Afganistan’a çok yatırım yaptık. Sonuçta bizim Afganistan gibi bir ülkeden tamamen çıkmamız yanlış bir karar olur. Birçok ülke büyükelçiliğini geri çekerken biz de ayrılsaydık doğru olmazdı. Biz ‘her şeyi yönetelim’ demiyoruz, ‘bağlarımızı koparmayalım’ diyoruz" diye konuştu.
Çavuşoğlu'nun değerlendirmelerinde dikkat çeken noktalar şöyle:
TALİBAN'I TANIMA KONUSUNDA ACELECİ OLMAMAK GEREKİR: “Bu konuda aceleci olmamak gerekir. Dünyanın da acele etmemesi gerekiyor. Burada dengeli hareket etmek gerekiyor. Biz, Türkiye olarak bu şekilde hareket ediyoruz. Hükümetin kapsayıcı olması gerekiyor. Hükümette sadece Taliban olursa, diğer etnik gruplardan insanlar olmazsa olmaz. Kadınlara yer verilmesi gerekiyor. Sonuçta yarın bir kriz olduğu zaman ülkenin iç savaşa sürüklenmemesi için kapsayıcı bir hükümet gerekir, tüm dünyanın kabul etmesi için de kapsayıcı olması gerekir. Biz bu düşüncelerimizi Taliban’a da doğrudan iletiyoruz. Şu ana kadar atanan kişiler sadece Taliban’a yakın kişiler. Şartlara ve gelişmelere göre hareket edeceğiz.
İLAVE GÖÇÜ KALDIRAMAYIZ: İlave göç yükünü kaldıramayız, gerekli tedbirleri almak zorundayız. 450 bin Suriyeli geri döndü. Afganistan'a, Pakistan'a gönderdiklerimiz de var. İnsanların ortada kalmaması lazım. Göç konusunda insani yaklaşım içindeyiz ama bu bir küresel sorun. İran'a gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Afganların İran'dan Türkiye'ye geçmemesi konusunda tedbir almasını istiyoruz. İran ile yeni bir anlaşma yok. Sınırda aldığımız tedbirler her geçen gün artıyor. Bu sorunun yerinde çözülmesi herkes için en faydalı olandır. Afganların ülkesini terk etmemesini sağlamak gerekir. Şu anda ciddi bir hareketlilik yok. Bu sene 570 bin kişi, geçen sene ise 3 milyon kişi göç etmiş. Afganistan içerisinde açlık ve ekonomik sıkıntılar var. Taliban'ı seversiniz, sevmezsiniz, ama savaşların bile olduğu yerde insani yardımların ulaştırılması gerekiyor. Diğer taraftan komşu ülkelere de destek sağlamak gerekiyor. Pakistan, Özbekistan ve İran’a göç etmeyi düşünenler var. Biz AB ve uluslararası topluma iş birliği öneriyoruz.
KÜLFETİN PAYLAŞILMASI GEREKİYOR: 18 Mart mutabakatını tam olarak uygularsak sıkıntı kalmaz. Göç sorununun farklı boyuta gitmesi nedeniyle güncelleme olması gerekiyor. AB’nin, ‘Nasıl olsa Covid var, göçmenler gelmez’ düşüncesinden vazgeçmesi gerekiyor. Külfetin paylaşılması gerekiyor. 'Biz para gönderelim ama karışmayalım' olmaz.
ABD’YE S-400 MESAJI: ABD’nin bitmiş bir anlaşmayı kabullenmesi gerekiyor. ABD kongreden izin alıp satabilirse bu sistemi de alabiliriz.
BAE İLE OLUMLU ADIMLAR VAR: Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile son zamanlarda olumlu adımlar var. Bizim onlarla hiçbir sorunumuz yok, hiçbir zaman olumsuz bir adım atmadık. Ama onlar nedense bizimle ilişkileri soğuttular. Karşılıklı açıklamalar oldu. Uluslararası ilişkilerde kalıcı düşmanlık ve kalıcı dostluk yoktur. Şu an olumlu bir ivme var, böyle devam ettirirsek ilişkiler yoluna girer. Suudi Arabistan ile görüşmeler de devam ediyor.
MISIR İLE İLİŞKİLER: Bizim heyetimiz gitti, şimdi onlardan da bir heyet geldi. Bugün görüşüyorlar. İleriki aşamalarda karar verirsek büyükelçi atama noktasında adımlar atarız. Deniz yetki alanları ile ilgili onlar da isterse müzakerelere başlarız. Bizimle anlaşırlarsa daha fazla alan elde ederler. Bunlar mümkün olan ve olması gereken şeyler. Ekonomik ilişkimiz her geçen gün artıyor."