Bakan Pakdemirli'yi sert sözlerle eleştiren Barut, "Tarımda her şeyi güllük gülistanlık gösterip kara tabloyu şirin göstermeye çalışan Bakan Pakdemirli işini yapmıyor, borç yükü altında ezilip traktörüne, ineğine, tarlasına, ahırına haciz gelen üreticilere çözüm üretmiyor. Algı operasyonlarını bırakın, aklımızla dalga geçmeyin, tarıma ve çiftçiye destek olun" dedi.
BAKAN PEMBE TABLO ÇİZDİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) süren bütçe görüşmelerinde Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı kurum ve kuruluşların bütçe teklifi tartışmalara neden oldu. Kürsüye çıkıp tarımda iyimser bir tablo ortaya koymaya çalışan ve muhalefetin bazı sorularına yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli', "Son iki yılda tarımsal gayri safi milli hasılamız 277.5 milyar liraya yükseldi. Kimse çiftçinin moralini bozmasın. 2018-2020 Aralık'ta çiftçiye 51.6 milyar destek ödedik. 2021 yılı için de 22 milyar lira destek olarak yola çıktık ama artı 2 milyar lira daha ekleyip 24 milyar destekle kapatacağız. Rakamlarla oynamayın. Borç yapılandırmasına karşı değiliz" diye konuştu.
"TARIMA VE ÇİFTÇİYE KÖR BAKIYOR, TALEPLERİ DUYMUYORLAR"
Bakan Bekir Pakdemirli'nin çiftçi borçlarından tarımsal üretim desteklerine kadar bir konuda gerçekleri saptırıp, sorunları kabul etmek ce çözüm üretmek yerine 'algı' çalışması yaptığını söyleyen CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, şöyle konuştu:
"Bakan Bekir Pakdemirli ineği, tarlası, ahırı ve traktörü borçları nedeniyle haciz edilen çiftçimizin içinde bulunduğu kara tabloyu bir türlü görmek istemiyor. Çiftçimizin sadece Tarım Kredi Kooperatifi'ne 11 milyar lira borcu var. Bunun 1.6 milyar lirası ise takipte. Çiftçinin banka borçları da eklenince takipte olan borç tutarı 5.5 milyar liraya ulaşıyor. Çiftçinin nefes alabilmesi için araç gerecini haczetmek yerine, bu borçların ödenebileceği şartları oluşturmaları gerekiyor ama hiç oralı olmuyorlar. Meclis'ten geçen torba kanunda neredeyse tüm alanlarda mali konularla ilgili yapılandırma ve düzenleme, öteleme ve faiz silme gibi adımlar atıldı. Sadece çiftçilerle ilgili bir adım atılmadı. Çünkü bunların tarıma bakışı kör. Feryatları duymuyor, çiftçinin vaziyetini anlamıyorlar. Eğer anlasalardı son kabine toplantısında çiftçi borçlarının düzenlenmesi ve yapılandırılmasıyla ilgili bir karar açıklarlardı. Yapılan tüm çağrılara rağmen bunu da yerine getirmediler.
"BORÇLARLA İLGİLİ DÜZENLEME ŞART" Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin bütçe teklifinde 22 milyar lira olarak görünen tarımsal üretim desteklerini 2 milyar daha fazla söyleyip '24 milyar lira destek vereceğiz' sözünü de eleştiren Ayhan Barut, çiftçinin borç yükünden kurtarılmasını isteyerek, şunları kaydetti:
"Bakan Pakdemirli, rakamlarla oynamasını gayet iyi biliyor. İşine geldi mi döviz cinsinden işine gelmedi mi TL üzerinden rakamlar ifade edip, 1960 yılıyla 2020 yılını mukayese ederek gerçekleri saptırıyor, algı çalışması yürütüyor. 1960 yılındaki traktör sayılarıyla bugünü karşılaştırıp aklınca tarımda pembe tablo çiziyor. Bütçe teklifinde resmi olarak 22 milyar lira görünen tarımsal üretim desteğini artı 2 milyar lira daha ekleyerek 24 milyar lira olarak ifade ediyor. Bu konuyla ilgili kendisinden net açıklama bekliyoruz. Desteklere ilave ettiği 2 milyar liranın aslı astarı nedir? Dışarıdan kredileri mi kastediyor? Kredileri destek olarak mı göstermeye çalışıyor. Bununla ilgili izah talep ediyoruz. Ayrıca tarımda 455 milyar liralık brüt hasılaya karşılık yaklaşık çiftçimizin 180 milyar lira borç yükü var. Bunun yaklaşık 85 milyar lirası kısa vadeli borç. Bu borcun 35 milyar lirası bankaya, kalanı piyasayadır. Bu borç, yıl içinde ödenmesi gereken işletme kredisi ya da girdilerin ayni karşılık borçlarıdır. Brüt hasıladan 2019 yılında çiftçi ne kazandı? Yaklaşık yüzde 20 kazansa 90 milyar lira eder. Ne kaldı elinde? 5 milyar lira. Hadi 22 milyar liralık desteği de koyun, 30 milyar olsun. 15-20 milyon çiftçi nüfusu, şehirdeki dolaylı bağlantılı 20 milyon daha 35-40 milyon kişi eder. Bu sorun tek başına tarımın sorunu değildir. Pandemide önemi daha iyi anlaşılan gıda güvenliği sorunudur. Çiftçi borçları ve neden olduğu sonuçlar sosyal, ekonomik, siyasal ve çok boyutludur. Tarımdan vazgeçen çiftçiyi bir daha tarlaya ya da ahıra sokmak dünyanın en zor işlerinden biridir. Gelin bu gerçeği görün ve sorunu kabul ederek çözüm üretin. İlk etapta hiç olmazsa acilen 5.5 milyar civarındaki yasal takipte olan borçları yıl sonuna dek tasfiye edip düzenleyelim. Öte yandan Mayıs ayında tarımsal desteklemelerle ilgili konuşan Bakan Bekir Pakdemirli, hububatta ton başına 230 lira fark ödemesi yapılacağını duyurmuştu. Oysa yayınlanan destekleme tebliğine göre ton başına 100 lira ödeniyor. Çiftçilerimizi kandırıp aldatanların vicdanları kurumuyor."
"GERÇEKLERİ SAPTIRMAYIN, TARIMA DESTEK VERİN"
Esasen Tarım ve Orman Bakanı'nın rakamlarla oynayıp gerçekleri saptırdığını yineleyen Ayhan Barut, şöyle dedi:
"Tarımda maalesef kapkaranlık bir süreç yaşanıyor. Üreticimiz çok ciddi bir darboğazın içinde. Bakan Pakdemirli ise işin şovunda. AKP iktidara geldiğinde 2002 yılında çiftçi borcu 2.5 milyardı. Tam 72 kat artarak 180 milyarın üstüne çıktı. Bakan bunu niye gizliyor? Çiftçi madem mutlu, refah içinde, 2003 yılında 2 milyon 800 bin olan çiftçi sayısı neden 700 bin eksildi? '18 milyar dolar tarımsal ihracatımız var' deniliyor. AKP iktidarları döneminde 111 milyar dolar tarımsal ithalatın olduğunu söylemiyorlar. Tarımda 81 milyar dolar ihracat, 111 milyar dolar ithalat olduğunu, açığın 30 milyar dolar civarında olduğunu dile getirmiyorlar. Tohumdan gübreye, ilaca, mazota, tüm dönemlerinizde yüzde 800 ila yüzde 900 civarında zam yapıldı ama tarım ürünleri bunun karşılığında yeterli desteği maalesef alamadı. Çiftçi yılda 3 milyar litrenin üzerinde mazot kullanıyor. Bunun ederi zaten 20 milyar lira. Tarıma ayrılan 22 milyar liralık destek üreticinin mazot parası kadar ancak. Rakamlarla oynamayın, asılsız kıyaslamalar yapmayın, aklımızla dalga geçmeyin. İşinizi yapın. Yeter ki tarıma ve üretene destek verin. Gölge etmeyin yeter."