Yaşamı var eden kadınların emeklilik hakkının tanınmasını isteyen Barut, toplumun direği kadınlara yapılan ayrımcılığın ve eşitsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Brezilya'dan 10 bin besi hayvanı, Mısır'dan tonlarca patates-soğan ithal edilmesine de sert tepki gösteren Ayhan Barut, "Hasat zamanı ithalatla çiftçiye darbe vuranlar güya yerli ve milli olduklarını söyleyenler. Yesinler sizin milliliğinizi de, yerliliğinizi de" dedi.
BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
TBMM Başkan Vekili Nimetullah Erdoğmuş'un yönettiği Meclis Genel Kurulu'nda CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut'un ev kadınlarının emekli olabilmesi için sunduğu 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi görüşüldü. Koronavirüs salgını nedeniyle önlemlerin alındığı Meclis'te yüzünde maskeyle kürsüye çıkan Ayhan Barut, "Tüm insanlığı tehdit altına alan virüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, hasta olanlara da acil şifalar diliyorum" diye konuştu.
"EMEKTAR KADINLARIMIZIN HAKKINI TESLİM EDELİM"
Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ev kadınlarının emeklilik hakkı kazanabilmeleri için yıllardır mücadele verdiklerini anımsatan Ayhan Barut, şöyle devam etti:
"Son dönemlerde tüm insanlık virüs belasıyla karşı karşıyadır. Tüm uzmanların ve yönetenlerin de dediği gibi bu virüsten kurtulmanın bir yolu da 'Evde kal' çağrısıdır. Ancak 'evde kal' demek yeterli değildir, bu çağrıyı 'Evde Tuta' dönüştürmek gerek. Aile bireylerini evde tutmak; kadınlarımızın özveri, emek ve birleştiriciliği sayesinde gerçekleşecektir. Zaten başta ev sorunlarıyla uğraşan kadınlarımızın bu dönemde iş yükü ve sorumluluğu her zamankinden daha fazla artmıştır. Ev işleri kadınlarımızın zorunlu göreviymiş gibi algılanmadan, emektar ve cefakar kadınlarımızın hakkını teslim etmeliyiz. Bugün Gazi Meclis çatısı altında bunu sağlarsak, emin olun ülkemizin yarınları için de çok önemli bir adım atmış olacağız.
ADİL VE EŞİT DÜZENLEME İSTEDİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 yılı Mart ayı verilerine göre Türkiye'de 11 milyonun üzerinde ev kadını bulunduğunu aktaran Barut, şöyle konuştu:
"Bu kadar çok olan, yaşamı var eden kadınlarımız için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu da dahil olmak üzere onları sigortalılık statüsüne alan hiçbir yasa ve düzenleme bulunmuyor. İsteğe bağlı sigorta düzenlemesi de, yapısı itibariyle ihtiyaca yanıt vermiyor. Buna karşın yurtdışında bulunan ve ülkemizde emeklilik statüsünden yararlanmak isteyen kadınlar için özel bir kanun ile bu hak tanınıyor. Yurtdışında yaşayan yurttaşlarımıza tanınan bu hak, ne hikmetse ülkemizdeki ev kadınlarına verilmiyor. Bu durum, anayasamızın en temel eşitlik ilkesine aykırıdır. Anayasamızın 60'ıncı maddesi çok açıktır. "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" diyor. Dolayısıyla devlet insanları arasında farklı, üstelik adil ve eşit olmayan tasarruflarda bulunamaz."
"KADINLARA BORÇLUYUZ"
Kadınlar için ne yapılsa az olduğuna dikkat çeken Ayhan Barut, kadın haklarıyla ilgili girişimlerin desteklenmesini talep ederek şunları kaydetti:
"Kadın olmak ayrıcalıktır, kadın olmak üretmektir. Kadın olmak tüm eşitsizliğe ve olumsuzluğa inat direnmektir. Bu gerçeğin asla göz ardı edilmemesi lazım. Hayatımızın anlamı, evimizin direği, toplumsal yaşamımızın mihenk taşı kadınlarımız için ne yapsak azdır. Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, 'Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürüklenmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın' demiştir. Onca yokluk ve yoksulluğa inat bu ülkenin kurtuluşunda Nene Hatun'dan Kara Fatma'ya, Gördesli Makbule'den Adanalı Tayyar Rahmiye'ye hepsine çok şey borçluyuz. Tüm çaresizliklere karşın bu ülkenin kalkınmasında da, ailelerimizin ayakta kalmasında da kadınlarımızın emeğini yadsıyamayız. Kadınların kaltedilip şiddete kurban gitmediği, siyasetten iş yaşamına her alanda eşitsizliğe mahkum olmadığı bir ülkeyi maalesef henüz yaratamadık. Ama en azından, yeterli olmasa da kadınlarımız adına burada bugün bu adımı atalım. Unutmayalım ki, toplumsal düzenimiz açısından en ağır görev ve sorumlulukları yerine getiren kadının güçlendirilmesi şarttır. Onların dezavantajlı durumdan çıkarılması, emek ve eşitlik gibi en temel insani normlar gözetilerek haklarının teslim edilmesi zorunludur. Onlar olmadan elimiz, ayağımız, gözümüz eksiktir. Bu nedenle ev kadını olan yurttaşlarımızın emekli aylığı alabilmesi sunduğumuz yasa teklifine destek verilmesini istiyoruz."
"YESİNLER SİZİN YERLİLİĞİNİZİ DE MİLLİLİĞİNİZİ DE"
Türkiye'de her yıl hasat dönemlerinde yapılan ithalatların çiftçiye büyük bir darbe vurduğunu belirterek, son günlerde yapılan Brezilya'dan 10 bin besi hayvanı, Mısır'dan da tonlarca patates ve soğan ithal edildiğine işaret eden Barut, şunları vurguladı:
"Koronavirüs salgınından dolayı haftasonu hayatın durma noktasına geldiği anlarda yine iktidarın Ali Cengiz oyununa tanıklık ettik. Virüsün yayılma hızı en yüksek olan ülkeler arasında bulunan Brezilya'dan 10 bin baş besilik hayvan ithal edilerek İskenderun Limanı'na indirildi. Karantina tedbirleri alınmadan, yerli yetiştiricilerimiz düşünülmeden, insan ve hayvan sağlığı hiçe sayılarak geçen pazar akşamı yaşanan bu vahim itlahat olayını nasıl izah edeceksiniz? İthalatla yerli üreticiye bir darbe de dün Mersin'de vuruldu. Ülkemizde soğan hasadı başlamışken dün Mersin Limanı'na Mısır'dan tonlarca soğan getirildi. Aynı ülkeden bugün-yarın binlerce ton patates getiriliyor. Yazık değil mi bizim çiftçimize, yetiştiricilerimize ? Güya yerli ve milliler. Yesinler sizin yerliliğinizi de milliliğinizi de. Çiftçiye ve yetiştiriciye gareziniz nedir? İthalata değil üretime, üreticiye ve yetiştiriciye destek verin."