Gerçek Muhabir

"Anıtkabir'deki Mehmetçik Gibi Sandık Başında Nöbet Tutacağız!"

SİYASET

Hayır için Balıkesir’e giden Umut Oran, Cumhurbaşkanlığı seçiminde her üç seçmenden birisinin sandığa gitmediğini ve sonucu “sandığa gitmeyenler partisinin” belirlediğini vurgulayarak, “Bu sefer farklı, parti değil geleceğimizi oyluyoruz. Yeter ki sandıklara sahip çıkalım sandığa küsmüş olan o milyonları sandık başına götürelim” dedi.

“Buradan bir çağrıda bulunuyorum, Anıtkabir’de Atatürk’ün başında nöbet tutan Mehmetçik gibi bizler de Mustafa Kemal’in askerleri olarak sandıkların başında nöbet tutacağız. Yılmayacağız, yorulmayacağız! Ve mutlaka kazanacağız. Her bir yurtsever sandığa gitmeyen sadece 1 kişiyi bile sandığa götürürse göreceksiniz tarihi bir farkla “hayırlı bir Türkiye’ye” uyanacağız.”

Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı, CHP’li Umut Oran referandum çalışmaları kapsamında ziyaret ettiği 12. İl olan Balıkesir’de küskün vatandaşları da sandığa davet etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde her üç seçmenden birisinin sandığa gitmediğini belirten Umut Oran, “Maalesef Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu nedenle sonucu “Sandığa Gitmeyenler Partisi” belirledi! Ama bu sefer farklı, parti değil geleceğimizi oyluyoruz. Yeter ki sandıklara sahip çıkalım sandığa küsmüş olan o milyonları sandık başına götürelim. Buradan bir çağrıda bulunuyorum, Anıtkabir’de Atatürk’ün başında nöbet tutan Mehmetçik gibi bizler de Mustafa Kemal’in askerleri olarak sandıkların başında nöbet tutacağız. Yılmayacağız, yorulmayacağız! Ve mutlaka kazanacağız. Her bir yurtsever sandığa gitmeyen sadece 1 kişiyi bile sandığa götürürse göreceksiniz tarihi bir farkla “hayırlı bir Türkiye’ye” uyanacağız.”

AKP KRİZ YARATMAYI TERCİH ETTİ

İlk olarak CHP Balıkesir İl Başkanlığına giderek partililerle buluşan Umut Oran, İl Başkanı Ender Biçki ve CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Umut Oran basın toplantısında şu mesajları verdi:

Balıkesir’in Cumhuriyetten ve milletimizin bekasından yana tavır alacağına ve tek adam rejimine güçlü bir “hayır” diyeceğine dair inancım tamdır. Ancak benzer bir değerlendirmeyi AKP de yapmış olacak ki Türkiye içinde kampanya yürütmek yerine uluslararası bir kriz yaratmayı tercih etmiştir. AKP, Türkiye sınırları içinde millete anlatacak bir şey bulamayınca, yurtdışında kayıtlı yaklaşık 3 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını etkilemeyi ve Türklerin milli duygularını istismar ederek referandumda oy devşirmeyi tercih etmiştir. Sonuç olarak Avrupa’da kriz çıkardı ve bu krizi ‘evet’ kampanyasına tahvil etti.

FIRSAT İÇİN MAĞDURİYET

Bilinmelidir ki uluslararası hukuk sınırlarının dışına çıkan makam ister Hollanda olsun isterse Almanya olsun gerekli diplomatik adımlar mutlaka atılmalı ve sorumlular hakkında demokratik kurallar çerçevesinde işlemler yapılmalıdır. Bu konuda hiçbir tereddüt yoktur. Ancak uluslararası krizler, referandum süresince kamuoyu oluşturmak için bir fırsat olarak kullanılmamalıdır. Fırsat bu fırsattır diyerek “mağduriyet” gösterilerinden biri daha başlatılmamalıdır. Zira bu tip gösteriler ve yapılan açıklamalar yurtdışında zor şartlarda yaşayan gurbetçilerimizin huzurunu bozacak bir ortam yaratabilecektir. Türkiye’de siyaset yapanların yurtdışında yaşayan kardeşlerimizi huzursuz etmeye, rahatlarını kaçırmaya ve propaganda malzemesi olarak kullanmaya hakları yoktur.

DIŞ POLİTİKADA PORTAKAL KESİLMEZ

Dış politikayı iç politikaya alet etmek çok tehlikelidir, ateşle oynamaktır. Diplomaside “kavga etmek, hakaret etmek, portakal kesmek ya da bayrak yakmak” gibi yöntemler yoktur. Diplomaside diyalog, empati vardır, hukuku kullanarak ulusal çıkarları her zaman önde tutmak vardır. Portakal keserek ulusal çıkarlar korunamaz. Aynı şekilde Türk kamuoyunu etkilemek için başka ülkelerin yöneticilerine hakaret etmek de bir yöntem değildir. Zaten gücünüz varsa başka devletler size böyle davranmaya cesaret edemezler. Eğer gücünüz yoksa sadece kendi ülkenizde bağırıp çağırırsınız ama kimseye bir bedel ödetemezsiniz.

KRİZİN ADI AKP HÜKÜMETİ KRİZİ

Değerli Basın mensupları, Türkiye’de çok ciddi bir kriz vardır. AKP ile her gün yeni bir kriz yaşıyoruz ülke olarak. Krizin adı da siyasi iktidar, AKP hükümeti krizidir! AKP hükümeti hamasetten beslenip, kriz yaratmaya uğraşırken asıl tartışılması gereken sorunların üstünü örtmeye çalışıyor. 2015’le 2016 arasında turist sayısı %25 azaldı. Turizm gelirleriyse %30 geriledi. Bir yılda 9.4 milyar dolar gelir kaybı yaşandı. Geçen hafta Berlin Turizm fuarından rezervasyon iptalleri geldi. Dünyanın en büyük seyahat acentesinin sahip olduğu 3 şirket 2017 yılı için Türkiye’yi rotalarından çıkardı. Yani 2017 çok ama çok daha zor bir yıl olacak.

İŞSİZLİK BASİT ORAN DEĞİL YIKIMDIR

İşsiz insanların sayısına iş bulma umudunu kaybettiği için iş aramaktan vazgeçmiş olan 2 milyon 286 bin kişiyi de eklediğimizde gerçek işsiz sayımız 6 milyonun üzerine çıkıyor. İşsizlerimizin toplamı dünyadaki 190 ülkenin 89’unun nüfusundan daha fazla. Unutulmasın ki işsizlik basit bir oran değildir, yıkımdır, insanımızı, aileleri, toplumu temelinden etkilemektedir. İşte böyle bir ortamda AKP hükümetinin vatandaşın derdine derman olmak yerine tüm gücünü “evet” kampanyasına harcaması Türk milletine yapılmış büyük bir haksızlıktır. Türk milleti yeni bir kriz sonucunda yeniden fakirleşmek, elinde avucunda olanı da kaybetmek istemiyor. Ancak AKP kadrolarının kendi gelecekleriyle Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceğini ayrı ayrı ele aldıkları görülmektedir. AKP, “tek adam rejimi uğruna” Türk milletinin bekasını tehlikeye atmaktadır. İşsizlikten, geleceksizlikten kırılan yurttaşlarımızı değil kendi makam arabalarını ve koltuklarını önemsemektedir.

SANDIĞA GİTMEYENLER PARTİSİ

Cumhurbaşkanlığı seçiminde her üç seçmenden birisi sandığa gitmedi. Balıkesir’de bu oran yüzde 17, yani her 6 Balıkesirliden birisi sandığa gitmemiş. Cumhurbaşkanı seçiminde bu nedenle sonucu “Sandığa Gitmeyenler Partisi” belirledi maalesef! Bu sefer farklı, parti değil geleceğimizi oyluyoruz. O nedenle 16 Nisan akşamında açılacak her sandıktan çıkacak sonuç aynıdır ve hayırlı bir 17 Nisan sabahına işaret edecektir. Yeter ki sandıklara sahip çıkalım sandığa küsmüş olan o milyonları sandık başına götürelim.

‘HAYIR’LI PARTİLERE TEŞEKKÜR ETTİ

Bu noktada Türkiye için hayırlı bir kampanya yürüten Cumhuriyet Halk Partisinin yanında, Saadet Partisine, Vatan Partisine, Demokratik Sol Partiye, Devlet Bahçeli ve etrafındaki bir avuç yönetici dışındaki Milliyetçi Hareket Partisinin açık açık “hayır oyu vereceğini haykıran tabanına, yine Mustafa Destici’ye rağmen “Önce vatan!” diyerek “hayır” mücadelesine katılan Büyük Birlik Partisi tabanına ve ismini sayamadığım diğer partilere teşekkür ediyorum. Hiçbir parti ayrımı yapmadan Türkiye’nin geleceğinden ve milletin bekasından yana tavır alan her bir yurttaşımıza şükranlarımı sunuyorum.

ANITKABİR’DEKİ MEHMETÇİK GİBİ NÖBET TUTACAĞIZ

Buradan bir çağrıda bulunuyorum, Anıtkabir’de Atatürk’ün başında nöbet tutan Mehmetçik gibi bizler de Mustafa Kemal’in askerleri olarak sandıkların başında nöbet tutacağız. Yılmayacağız, yorulmayacağız! Ve mutlaka kazanacağız. Her bir yurtsever sandığa gitmeyen sadece 1 kişiyi bile sandığa götürürse göreceksiniz tarihi bir farkla “hayırlı bir Türkiye’ye” uyanacağız. 17 Nisan sabahı daha hayırlı bir Türkiye’ye uyanacağız. Daha hayırlı bir Türkiye mümkün, bu düzeni de millet değiştirecek ve 80 milyon hep beraber kazanacağız.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.