Erdoğdu, bugün açıklanan resmi enflasyon rakamlarına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, gıdadaki enflasyonu yıllık olarak İTO’nun yüzde 22.55, Türk-İş’in yüzde 22.19 olarak tespit etmesine karşın, TÜİK’in yüzde 17.22 olarak açıkladığına dikkat çekti. TÜİK’in bu enflasyon hesabına kimsenin inanmadığını kaydeden Erdoğdu, “Türkiye, 2018 yılının son çeyreğindeki ortalama yüzde 22,4 enflasyon ve yüzde 2.8 küçülmeyle birlikte slumpflasyona girmişti. Dün açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamlarına göre de yüzde 1,5 oranında küçüldük. Yani enflasyon içinde küçülme demek olan slumpflasyon hala devam ediyor. Ekonomi hala dipte sürünüyor” diye konuştu.
TÜİK’in Aralık 2018’de açıkladığı rakamlardan sonra Ocak 2019’de fiyat alınan işyerlerinde ve ağırlıklarında değişikliğe gittiğini hatırlattı. Bu durumun TÜFE’de yapay bir enflasyon düşüklüğüne neden olduğunu kaydeden Erdoğdu şöyle devam etti:
“TÜİK böylece hem aylık hem de yıllık artış rakamlarını aşağı doğru çekti. Bu yöntemle zamların enflasyona etkisi birer ay ertelendiği gibi, sokaktaki hayat pahalılığının enflasyon hesabına yansıması masa başında engellenmiş oldu. Ocak ayında fiyat derlenen işyerlerinde yapılan değişiklik ile ucuzluk marketlerindeki satılan ürünlerin fiyatlarının ağırlıkları artırıldı. Böylece AKP dünyada görülmeyen bir model yarattı. Ülkede çaydan sigaraya, elektrikten doğalgaza, ulaştırmaya kadar vatandaşın her gün kullanmak zorunda olduğu her şeye yüzde 15-20’ler dolayında zam geliyor ama enflasyon rakamları düşüyor.”
Daha önceden Bölge Müdürlüklerinin gözlemlerine göre yapılan fiyat derlenecek iş yerleri tespitinin, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ciro verilerine göre yapılmaya başlanması ile hangi işyerlerinin ağırlığının ne kadar düştüğü, hangi iş yerlerinin ağırlığının ne kadar arttığının açıklanmadığına işaret eden Erdoğdu, şunları söyledi:
“Örnekleme sonradan dahil edilen zincir marketlerden derlenen fiyatların ortalama madde fiyatlarında olağandışı düşüşlere neden olup olmadığı da açıklanmadı. Ancak, TÜİK’in TÜFE’de yaptığı bu değişikliklerin üzerinden 9 ay geçti ve yayınlanan fiyat verileri üzerinden TÜFE’nin aşağı yönlü tökezletilmesi daha iyi gözlemlenebilir hale geldi. Örneğin TÜİK’in TÜFE veri tabanındaki 134 gıda maddesinden 47’sinin ve 6 adet temizlik-kişisel bakım ürününün fiyatları Aralık 2018, Ocak 2019 ve Ağustos 2019 verileri esas alınarak incelendi. Bu toplam 53 kalem ürünün TÜFE sepetindeki toplam ağırlığı yüzde 10,13. Rakamlara baktığınızda TÜFE hesaplamasının yaklaşık onda birlik kısmının Ocak 2019’dan beri ciddi şaibeler barındırdığı görülüyor.
Örnek vermek gerekirse, Ocak 2019’da Aralık 2018’e göre salam yüzde 29,5, sosis yüzde 22,5, sucuk yüzde 16,3 ve dana eti yüzde 8,5 ucuzlamış. Et ve et ürünlerindeki bu çapta bir ucuzlama yaşanıp yaşanmadığını vatandaşımız yaşayarak biliyor. Bu ürünlerin ucuzlaması söz konusu olmadığına göre, bu fiyat düşüşü iddiaları ile yapılan TÜFE hesaplaması şaibelidir. Maalesef artık inanırlığı kalmayan TÜİK, adeta hükümetin Titanik kemancısı gibi vatandaşın market raflarında yaşadığı zamları gizleme çabası içinde. Ama onlar rakamlara yansıtmaktan kaçınsa da halk enflasyonu fazlasıyla hissediyor.”