Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri, milyonlarca insanın sağlığını doğrudan etkiyecek ve yaşam kalitesini bir üst seviyeye taşıyacak bir teklifle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kapısını çaldı.
“YOKSUL MAHALLELERE GÜNEŞ ENERJİ PANELLERİ YAPILMALI”
12 derneğin imzasını taşıyan başvuruda, yoksul ailelere ücretsiz olarak dağıtılan düşük kaliteli kömür nedeniyle halkın fiziksel ve zihinsel sağlığı bozulduğu belirtilirken, elektrik enerjisindeki %35 arz fazlası da gözönünde bulundurularak, yoksul ailelerin bulunduğu semtlere güneş enerji santralleri yapılmak suretiyle ücretsiz elektrik verilmesi ve elektrik enerjisiyle ısınmanın sağlanması önerisinde bulunuldu.
Doğu Akdeniz Çevre Derneklerinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Yaptığı Başvuru Talebi ve Talebin Gerekçelerine Dair Detaylı Rapor Aynen Şu Şekilde;
T.C. AİLE , ÇALIŞMA ve SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI'NA
ANKARA
İLGİLİ KURUMLAR : 1) T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı -Ankara
2) T.C. Sağlık Bakanlığı -Ankara
TALEPTE BULUNANLAR :
Çevre ve Tüketici Koruma Derneği –Adana
Mersin Çevre Dostları Derneği
Antakya Çevre Koruma Derneği
İskenderun Çevre Koruma Derneği
Erzin Çevre ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği
Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği ,
Adana Tabip Odası ,
Ziraat Mühendisleri Odası ,
Erzin Ziraat Odası
Erzin Yeşilkent Sulama Kooperatifi
Erzin Turunçgil Üreticileri Birliği ,
EGEÇEP
TALEP KONUSU : Bakanlığınız tarafından yoksul ailelere ücretsiz olarak dağıtılan düşük kaliteli kömür nedeniyle halkın fiziksel ve zihinsel sağlığı bozulduğundan, ülkemizin üretim kapasitesi azalıp , sağlık hizmetlerinin maliyeti arttığından ;
I) Elektrik enerjisindeki %35 arz fazlası da gözönünde bulundurularak ve yoksul ailelerin bulunduğu semtlere güneş enerji santralleri yapılmak suretiyle yoksul ailelere ücretsiz elektrik verilmesi ve elektrik enerjisiyle ısınmanın sağlanması ,
II ) Kömür yardımının ivediyetle durdurulması ,
III ) Bakanlığınız tarafından yapılacak tüm yardımların fiziksel ve zihinsel yönden halk sağlığı gözetilecek şekilde, ilgili yardım konusunda Sağlık Etki Değerlendirme Raporu alındıktan sonra yapılması ve mer'i mevuzatın kamu yararına düzenlenmesi,
IV ) Kömür dağıtımının neden olduğu hastalıklar , bu hastalıkların tedavisi için harcanan kaynaklar ve emek ( para, ilaç, yakıt , ilaç ve makine ithalatı, hastane inşaatı , toplumun bilişsel yeteneklerinin ve üretim kapasitesinin zarar görmesi , psikiyatrik bozukluklar nedeniyle artan cinayet ve intihar vakaları v.s. ) , erken ölümler -rahatsızlıklar -psikolojik bozukluklar nedeniyle oluşacak işgücü ve üretim kaybı başta olmak üzere hesaplanarak , bu maliyetten yoksul halka ücretsiz elektrik dağıtılmasının maliyetinin çıkarılması suretiyle ortaya çıkacak TOPLUMSAL MALİYET ANALİZİNİN (YASAL SORUMLULUĞUNUZ GEREĞİ KAMU ZARARININ ENGELLENMESİ İÇİN ) YAPILMASI talebidir.
İZAHI :I )Müvekkil tüzel kişiler çevre dernekleri ,çiftçi örgütleri ve meslek odaları olup ; halk sağlığına zarar veren ve başta kanser hastalığı olmak üzere milyonlarca insanın sağlığına olumsuz etki eden , toprak-su ve havayı zehirleyerek gıda güvenliğini ortadan kaldıran, yer altı sularını kirleten , küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açan başta kömürlü termik santraller ve nükleer santraller olmak üzere ülkemizin ve insanlığın geleceğini tehdit eden tüm kirleticilere karşı hukuki mücadele vermektedirler.
II ) Çevre Mühendisleri Odası 2018 "hava kirliliği" değerlerini inceleyerek 12.03.2019 tarihinde kamuoyuyla paylaşmıştır. Hava kirliliği ölçüm istasyonlarından alınan verilere göre Türkiye'de 60 milyon insan ( yani şehirlerde yaşayan nüfusun tamamı ) kirli hava solumakta olup ,sadece Artvin, Ardahan, Tunceli, Gümüşhane Gemilerçekeği ve Rize Ardeşen`in havasının diğer bölgelere göre daha az kirli olduğu raporda yer almaktadır. ( Bkz. //www.cmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=99281&tipi=67&sube=0)
"TTB’nin de bileşeni olduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayımladığı Kara Rapor’a göre Türkiye’de 2018 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait hava ölçüm istasyonlarından, hesaplamalar için yeterli sayıda ölçüm yapılan 73 ilin 72’sinde (yüzde 98,6) hava kirlidir. Başka bir ifadeyle bu kentlerimizde yaşayanların akciğer kanseri, solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere, hastalanma riskleri havası kirli olmayan kentlerde yaşayanlara göre çok daha fazladır.Son 3 yıldır hava kalitesinde hiç bir iyileşme olmayan ve ciddi hava kirliliği yaşayan 16 ilde (Afyon, Ankara, Burdur, Bursa, Çorum, Denizli, Erzincan, Mersin, Kahramanmaraş, Manisa, Mardin, Muğla, Niğde, Osmaniye, Sakarya ve Sivas) yıllık ortalama hava kirliliği (PM10) düzeyleri 90 μg/m3’e ulaşmıştır. Bu miktar DSÖ sınır değerlerinin 4,5 katıdır. Yapılan çalışmalar Türkiye’de 2017 yılında yaşanan her 100 ölümden 13’ünün başka bir ifadeyle, 50 binden fazla ölümün hava kirliliği nedeniyle gerçekleştiğini göstermektedir."( https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=311e34ca-0f61-11ea-934f-8246d66163ca
III ) Kömürle ısınmanın neden olduğu ( 10 mikron partikül madde ) PM 10 ve ( 2,5 mikron partkül madde ) PM 2,5 tıp literatüründe “dış ortam hava kirliliği “ ( outdoorairpollution ) olarak adlandırılmaktadır. DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ (WHO –WORLD HEALTH ORGANİZATION ) KANSER ARAŞTIRMA BİRİMİ”NİN 17.10.2013 TARİHİNDE YAYIMLADIĞI RAPOR”DA ( Bkz. / International AgencyforResearch on Cancer –World HealthOrganization –Lyon /Geneva , 17.10.2013 ) , DIŞ ORTAM HAVA KİRLİLİĞİ”NİN AKCİĞER KANSERİNE YOL AÇTIĞI , MESANE KANSERİ RİSKİ ARTIŞI İLE DE POZİTİF İLİŞKİSİ OLDUĞU BİLİMSEL OLARAK TESPİT EDİLMİŞTİR. BU RAPOR DIŞ ORTAM HAVA KİRLİLİĞİNİN KANSERE YOL AÇTIĞININ BİLİMSEL OLARAK İLAN EDİLDİĞİ DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ'NÜN ( WHO) İLK RESMİ RAPORU OLUP , ÇIĞIR AÇICI NİTELİKTEDİR. Dünya Sağlık Örgütünün dış ortam hava kirliliğinde SAĞLIĞA ZARARLI SINIR DEĞER olarak belirlediği oran ise yıllık ortalama olarak 20 mikrogram ( ug ) / m3 , günlük ortalama değer ise 50 mikrogram ( ug) / m3 'dür. Bu sınır değerlerin üzerinde hava soluyan herkes risk altındadır. ( Türkiye'de ise aşağıda örneklerini verdiğimiz üzere bir çok ilde 10 mikron partikül madde 700-800 mikrogr / m3 'lere kadar çıkmaktadır ) Örneğin Adana'yı ele alacak olursak , 2.01.2018 gece saatlerinde hava kirliliği nedeniyle göz gözü görmezken Devletin resmi internet sitesi olan www.havaizleme.gov.tr "den saat 22.00 itibariyle aldığımız verilere göre
- Adana Valilik ölçüm istasyonu- pm (10 ) 610 ug / m3 ( 10 mikron partikül madde -metreküpde 610 mikrogram )
-Adana Meteoroloji ölçüm istasyonu -pm (10 ) 793 ug / m3 ( 10 mikron partikül madde -metreküpte 793 mikrogram ) olmuştur.
21.12.2017 Adana Meteoroloji ölçüm istasyonu -pm (10 ) 871 ug / m3 ( 10 mikron partikül madde -metreküpte 871 mikrogram ) olmuştur.
İşbu dilekçeyi hazırladığımız an itibariyle ise ( 16.12.2019 22.00 ) Adana Valilik ölçüm istasyonu- pm (10 ) 280 ug / m3 ( 10 mikron partikül madde -metreküpde 280 mikrogram) olmuştur. Dilekçeyi hazırlamadan 2 gün önce 14 Aralık Cumartesi ise Adana Valilik ölçüm istasyonu- pm (10 ) 785 ug / m3 ( 10 mikron partikül madde -metreküpde 785 mikrograma kadar çıkmıştır.
IV ) Danimarka Aarhus Üniversitesi ile ABD Şikago Üniversitesinden bilim insanlarının 20 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanan akademik çalışmasına göre " HAVA KİRLİLİĞİ ; DEPRESYON , ANKSİYETE BOZUKLUĞU VE BİPOLAR BOZUKLUK GİBİ PSİKİYATRİK RAHATSIZLIKLARA NEDEN OLMAKTADIR.(Bkz.https://journals.plos.org/plosbiology/article?id=10.1371/journal.pbio.3000353 )
Kömür dağıtımına bağlı HAVA KİRLİLİĞİNİN en önemli etkenlerden olduğu RUHSAL RAHATSIZLIKLAR ÇOK ARTMIŞ , Türk halkının RUH SAĞLIĞI BOZULMUŞTUR. Türkiye'de toplumun ruh sağlığının bozulmuş olması nedeniyle intihar vakalarının arttığı , TÜİK verilerine göre 2002 – 2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50.378 kişinin hayatına son verdiği , her sene ortalama 2.963, her ay 246, her gün 8 kişinin intihar ettiği , 2018 yılında ise 3.161 kişinin intihar ettiği belirlenmiştir.( Bkz. //www.tuik.gov.tr/Start.do ) Bakanlığınız da intihar vakalarına ilişkin açıklama yapmış ve internet sitesinde yer almıştır.( Bkz. https://www.ailevecalisma.gov.tr/tr-tr/basin-aciklamalari/intihar-vakalarina-iliskin-basin-aciklamamiz/) TÜİK verilerine göre intiharların %37'sinin sebebi bilinmemektedir. Yani intihar edenlerin %37'sinin "intihar etmek için bir sebebi olmadığına " göre en azından bu intiharların yukarıdaki bilimsel çalışma ve istatistikler ışığında hava kirliliğiyle ilişkisinin olması kaçınılmazdır. Nitekim Türkiye'de 2003 yılında 14 milyon kutu antidepresan kullanılırken 2019 yılında antidepresan kullanımı 55 milyon kutuya çıkmıştır. ( //beyazgazete.com/haber/2019/11/23/antidepresan-kullanimi-artiyor-5337163.html)
Yukarıda belirttiğimiz istatistikler ve bilimsel delillerle ısınma amaçlı kömür kullanımına bağlı olarak halkımızın kanser başta olmak üzere fiziksel hastalıklara yakalandığı , kirli hava nedeniyle psikolojisi bozulan insanların antidepresan kullanımının ve intihar vakalarının sürekli arttığı sabittir. Bakanlığınız tarafından ihtiyaç sahibi ailelere toplumun fiziksel ve ruh sağlığının bozulmasına neden olacak şekilde kömür dağıtılmakta olup ( Bkz. https://www.ailevecalisma.gov.tr/sygm/programlarimiz/sosyal-yardim-programlarimiz/) yoksul ailelerin ısınma ihtiyacının güneş enerji santrallerinden elektrik üretilerek veya elektrik enerjisindeki %35 arz fazlası gözönüne alınarak maliyeti Devlet tarafından karşılanmak suretiyle ücretsiz elektrik verilmesi mümkündür.
V) Hava kirliliğinin neden olduğu rahatsızlıkların genel görünümü "1. Akciğer Kanseri 2. Bronşit 3. Kroner Bronşit 4. Raşitizm 5. Eklem Romatizması 6. Kalp Hastalıkları 7. Göz Yanmaları 8. Nefes Darlığı 9. Çeşitli tozların vücuttaki birikiminden doğan iştahsızlık ve neticesinde, vücudun zayıf düşerek zafiyete uğraması ve hastalığın vücudun direncini zayıflatması 10.Kirli havanın altında yaşayan insanlarda aşırı derecede ihtiyarlama belirtileri görülmesi 11.Romatizma 12.Hava kirliliği içinde yaşan insanlarda cinsiyet bozukluğu başlaması 13.Suç işleme oranında artış, sinirlilik, ruhsal bozukluklar vb. 14.Kan zehirlenmesi " şeklindedir. ( Bkz. https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/makale/havakirliligi.pdf)
Hava kirliliğinin engellenmesinin toplumsal maliyet açısından çok daha kazançlı olduğuna ilişkin hesaplama ABD'de yapılmıştır.
“……………A.B.D’de 1970-1980 yıllarına tarihlenen araştırmalara göre tek bir kömürlü termik santraldan çıkan kükürt dioksit yılda 25 ölüme, 60 000 solunum yolu hastalığına ve 25 milyon maddi hasara yol açmakta; 200 000 otomobilin yayacağı azot oksitleri tek başına salmaktadır. A.B.D’de o yıllarda her yıl fosil yakıtlar kaynaklı hava kirliliğine bağlı 50 000 ölümün % 20’si (10 000) termik santrallardan kaynaklanmaktaydı (Cohen, L. B.; 1995:110 ve 128). 2000 yılında A.B.D’de yayımlanan “Ölüm, Hastalık ve Kirli Enerji: Termik Santrallardan Kaynaklanan Hava Kirliliğine Bağlı Ölümler ve Sağlık Sorunları”isimli rapora göre her yıl sadece termik santrallar nedenli Amerikalı ölümleri 30.000 kişiyi bulmuştur. Bu araştırmanın özelliği diğer hava kirliliği kaynaklarının dışta tutulmasıdır. (Keskin, M., Mert, A.;2001). USEPA’nün Temiz Hava Yasası’nda yapılan 1990 yılı değişikliklerinin A.B.D ekonomisine, halk sağlığına ve çevresine etkileriyle ilgili kongreye sunmak zorunda olduğu fayda/maliyet raporuna göre, yasada yapılan değişikliklerin, 2010 yılına kadar 23 000 Amerikalıyı erken ölümden koruyacağı; 1 700 000’nin üzerinde astım krizini ve kronik astımın ağırlaşmasını önleyeceği tahmin edilmektedir. Rapora göre, yasadaki alınan önlemler sayesinde A.B.D. 2010 yılına kadar 67 000 kronik ve akut bronşitten;91 000 solunum sıkıntısı olgusundan; 4 100 000 iş günü kaybından ve hava kirliliği sonucu oluşacak hastalıklara bağlı hareket kısıtlılığı ile geçecek 31 milyon verimsiz iş günü kaybından korunacaktır. Bunlardan başka söz konusu zaman içinde A.B.D.’de 22 000 solunum yolu, 42 000 kalp ve damar hastalığı nedenli hastane başvurusu ile astıma bağlı 4 800 acil servis başvurusu önlenmiş olacaktır. İşin ilginci A.B.D., Temiz Hava Yasası’nda yapılan 1990 değişiklikleri sonucu ‘bir koyup dört’ alacaktır. Çünkü yasadaki hava kirliliği önlemlerini uygulamanın 27 milyar dolar olan 2010 yılı maliyetine karşılık A.B.D.’nin sağladığı yararın parasal değeri bunun yaklaşık dört katı (110 milyar dolar) olacaktır. Raporda ayrıca, şu andaki verilerle ekonomist ve bilim insanlarının dolar cinsinden söyleyemediği kanser yapıcı zehirli kirleticilerin, tarım ürünleri ve ekolojiye zarar veren ozon ve PM gibi kirleticilerin azalmasından gelen faydaların da yukarıdaki faydalara eklenmesi gerektiği bildirilmektedir. A.B.D. bu başarıyı hepsi de fosil yakıtlar kaynaklı şu altı dev kirleticinin dışatımlarında azalma sağlayarak elde edecektir: Uçucu organik bileşikler (Volatile organic compounds-VOCs), azot oksitler (NOx), kükürt dioksit (SO2), karbon monoksit (CO), solunabilir irikatı tanecikler (PM10) ve ince katı tanecikler (PM2,5)……”. ( Bkz. / Dr.Umur Gürsoy / Toplumsal Maliyetler ve Temiz Enerji Kaynakları"sayfa- 81 / https://www.ttb.org.tr/kutuphane/enerji.pdf )
Yukarıda belirtilen ve res'en nazar-ı itibara alınacak sebeplerle ;
I) Elektrik enerjisindeki %35 arz fazlası da gözönünde bulundurularak ve yoksul ailelerin bulunduğu semtlere güneş enerji santralleri de yapılmak suretiyle yoksul ailelere ücretsiz elektrik verilmesi ve elektrik enerjisiyle ısınmanın sağlanmasını ,
II ) Kömür yardımının ivediyetle durdurulmasını ,
III ) Bakanlığınız tarafından yapılacak tüm yardımların fiziksel ve zihinsel yönden halk sağlığı gözetilecek şekilde, ilgili yardım konusunda Sağlık Etki Değerlendirme Raporu alındıktan sonra yapılmasını ve mer'i mevuzatın kamu yararına düzenlenerek sosyal yardımların Sağlık Etki Değerlendirmesine ( SED ) tabi tutulmasını ,
IV ) Kömür dağıtımının neden olduğu hastalıklar , bu hastalıkların tedavisi için harcanan kaynaklar ve emek ( para , ilaç, yakıt , ilaç ve tıbbi makine ithalatı, hastane inşaatı , toplumun bilişsel yeteneklerinin ve üretim kapasitesinin zarar görmesi -milli gelir kaybı , psikiyatrik bozukluklar nedeniyle artan cinayet ve intihar vakaları v.s. ) , erken ölümler -rahatsızlıklar -psikolojik bozukluklar nedeniyle oluşacak işgücü ve üretim kaybı başta olmak üzere bu maliyetin çıkarılması suretiyle hesaplanan TOPLUMSAL MALİYETTEN , yoksul halka ücretsiz elektrik dağıtılmasının maliyetinin çıkarılması suretiyle ortaya çıkacak TOPLUMSAL MALİYET ANALİZİNİN (YASAL SORUMLULUĞUNUZ GEREĞİ HALK SAĞLIĞININ KORUNMASI VE KAMU ZARARININ ENGELLENMESİ AMACIYLA ) YAPILMASINI ve tarafımıza bildirilmesini talep ediyoruz. 24.12.2019
İdari Başvuruda Bulunanlar
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri v.d.
( kendi adına asaleten müvekkillere vekaleten )
Av. İsmail Hakkı Atal