Gerçek Muhabir

Yassıada Teklifine HDP Şerhi; Darbeler Arası Seçicilik

PARLAMENTO

HDP’nin, Yassıada yargılamalarının geçersiz kılınmasına yönelik kanun teklifine düştüğü muhalefet şerhinde, “darbeler arasında seçici davranılmaması ve darbelerin hem siyasi hayat hem de hukuk mevzuatından tümüyle silinmesi” önerildi. Şerhte; 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’den 4 Haziran 2020’de üç ismin vekilliklerinin düşürülmesine kadar örnek verilerek, “darbe pratiklerinin devam ettirildiği”ne vurgu yapıldı.

HDP, Adalet Komisyonu’ndan geçen Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının ortadan kaldırılmasını öngören, “Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi”ne muhalefet şerhi düştü.

“‘Darbelerden darbe beğenmek’ darbe mekaniğini canlı kılar”

HDP’nin darbe ve darbecilerin karşısında olduğuna vurgu yapılan şerhte, “Bir kez daha, Milli Birlik Komitesi’nin 38 üyesi başta olmak üzere, 27 Mayıs darbesini gerçekleştirenleri ve Adnan Menderes ile arkadaşlarının idamına giden yolun taşlarını döşeyenleri, bu kararı verenleri demokrasi ve özgürlükler adına kınıyoruz. Çeşitli iktidar araçları ile halk iradesini hedef alan tüm darbelerle yüzleşmek gerekmektedir. Ne yazık ki, Türkiye siyasi tarihine bakarken ‘darbelerden darbe beğenmek’ sadece ve sadece darbe mekaniğinin canlı kalmasına sebep olacaktır” ifadelerine yer verildi.

“1980 darbesi de onarılmaz yaralara sebep oldu”

Darbelerle yüzleşmek için darbeler arasında “seçici” davranmama ve darbelerin hem siyasi hayat hem de hukuk mevzuatından tümüyle silme önerisi yapılan şerhte, “27 Mayıs askeri darbesi nasıl hukuk sisteminde yaralara neden olmuşsa, daha sonra gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve onun ürünü olan 1982 Anayasası da hukuk sisteminde onarılmaz yaralara neden olmuştur. 1982 darbe anayasasının üzerine inşa edilen bugünkü sistem de söz konusu yaraları derinleştirmekten başka bir işleve sahip olamamıştır” denildi.

“Darbe pratikleri devam ettiriliyor”

Yargısal süreçlerin, darbenin devamı olduğu ifade edilen şerhte, şu örnekler verildi: 49’lar davası, 27 Mayıs Darbesi sonrası kurulan Yüksek Adalet Divanı, 12 Eylül Darbesi sonrası kurulan Sıkıyönetim Mahkemeleri, 90’lardaki Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 2000’li yıllarda kurulan Özel Yetkili Mahkemeler, 20 Temmuz darbesi sonrası kurulan OHAL Komisyonu.

Darbe araçlarının bazen mahkeme kararı bazen de yürütme erki tarafından çıkarılan bir kararname olabileceği ve darbe pratiklerinin bugün de devam ettirildiği belirtilen şerhte, Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesinden örnek verildi.

“Apoletli veya kravatlı her türlü darbenin karşısındayız”

Şerhte, “18 yıldır iktidarda olan AKP’nin darbelerle yüzleşme, ortak tarihte buluşma ve demokratik geleceği inşa etme niyetinin olmadığı açıktır. HDP, siyasetçilerin tümüne yapılan zulümlere karşı olduğu gibi, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesine de karşıdır. Demokrasiyi kesintiye uğratan ister ‘apoletli’ isterse ‘kravatlı’ her türlü darbenin karşısındadır” ifadeleri kullanıldı.

Şerhte, 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan, idam edilen, cezalandırılanların yakınları ile 1960, 1971, 1980, 1997 yıllarında yapılan askeri darbeler ile 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sırasında çıkarılan KHK’ler ile yürütülen iş ve işlemlerden mağdur olan tüm yurttaşlar ve toplumsal kesimlerden, maddi ve manevi anlamda zarar görmüş herkesten aileleri de dâhil olmak üzere özür dilenmesi, geçmişe yönelik özlük hakların verilmesi talep edildi.

Askeri darbe ve darbe girişiminde bulunanların isimlerinin kamu kurum ve kuruluşları, eğitim kurumları, meydan, cadde, park, sokak, tesis ve bunun gibi kamuya ait alanlarda kullanılmaması, darbeleri çağrıştıran mevcut isimlerin değiştirilmesi önerildi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.