"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın, Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit GÜL tarafından Anayasa’nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğü’nün 96 ile 99 uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 01.12.2017
Bakanlığınız tarafından Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen “gizli” ibareli yazı içeriğinde hâlihazırda Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sayın Selahattin Demirtaş’ın 14 Kasım 2017 tarihinde saat 14.00’da mahkemede hazır bulunmasının talep edildiği, ancak Demirtaş’ın duruşmada ciddi bir güvenlik riski oluşturacağı belirtilmiş olup ayrıca “Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan militan konumunda olan tutuklu” olduğu vurgulanarak yargılamanın SEGBİS yöntemi ile yapılması gerekliliği bildirilmiştir. Yazıda ayrıca bazı Yargıtay kararlarına atıfta bulunularak SEGBİS ile savunmasının alınmasının savunma hakkını kısıtlaması bağlamında “bozma” nedeni olmayacağı da belirtilerek Yargıtay ilamları doğrultusunda işlem tesis edilmesi bildirilmiştir. Sayın Demirtaş’ın devam eden yargılamalarında da kendisinin bizzat duruşmalara katılma istemleri reddedilerek zorla SEGBİS kararları alınmış; bazı mahkemelerce de SEGBİS ile duruşmalara katılmaması halinde “susma hakkı” sayılacağına ilişkin kararlar verilmiştir. Yazı içeriğinde ayrıca mahkemelerin “günsüz duruşma yapması” hususu da yer almaktadır. Bakanlığın benzer yazıları başka mahkemelere de göndermiş olduğu bilinmektedir.
Bu bağlamda;
Bakanlığınız tarafından savcılıklara ve mahkemelere gönderilen “gizli ibareli” bu yazılar ne anlama gelmektedir? Bu yazılar açık bir talimat mıdır? Bahse konu yazılar hangi dayanak ve gerekçe ile savcılık ve mahkemelere gönderilmektedir? Bakanlığınız tarafından mahkemelere gönderilen bu yazılar tarafsız ve bağımsız olan yargı makamlarını etki altında bırakma anlamına gelmiyor mu? Bakanlığınız tarafından gönderilen yazılarda kullanılan “Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan militan konumunda olan tutuklu” ifadesi masumiyet karinesini ihlal teşkil etmiyor mu? Hakkındaki yargılamalar henüz sonuçlanmadığı halde Sayın Demirtaş hakkında kullanılan ifadeler ile Bakanlığınız hüküm mü tesis etmiştir? Sayın Demirtaş hakkında Bakanlığınızca kaleme alınan yazı ile yargı makamlarının kararlarını bu yazıya göre mi vermeleri amaçlanmaktadır? Bakanlığınızca gönderilen yazı ve içeriği Anayasa’nın 138. Maddesine aykırı değil midir? Bakanlığınız neden bu Anayasal suçu işlemektedir? Yargı makamlarının tarafsız ve bağımsız yapısı neden yok sayılmaktadır? Sayın Demirtaş’ın mahkemede hazır bulunarak savunma hakkını kullanması neden engellenmektedir? Sayın Demirtaş’ın mahkemede bizzat savunma hakkını kullanması kendisine isnat edilen suçlamalar mesnetsiz olduğu için mi engellenmektedir? Sayın Demirtaş’ın yargılamalarına ilişkin “günsüz duruşma” yapılmasının istenme gerekçe ve dayanağı nedir? Bakanlığınız benzer yazıları başka hangi mahkeme ve savcılıklara göndermiştir? Hükümet Sayın Demirtaş’ın savunma hakkını engelleyerek neyin ortaya çıkması endişesini yaşamaktadır? Şayet bir endişe söz konu değil ise neden Anayasa hükümleri askıya alınarak yargıya açıkça talimat verilmektedir? Bakanlığınıza bu konuda talimat kim tarafından verilmiştir? Yargı makamları hükümetin memurları mıdır? Yargı makamları talimat üzerine mi yargılama yetkisini kullanmaktadırlar? Yargı makamlarının bağımsızlık ve tarafsızlıklarını koruma şeklinde tutum geliştirmeleri neden engellenmektedir? Bu konuda yargı makamlarına ne tür baskı uygulanmaktadır? Adalet Bakanı olarak yargı erkinin bağımsız ve tarafsız yapısının bozulması halinde toplumda meydana gelmiş/gelecek olan kırılmaları nasıl telafi edeceksiniz?"