Gerçek Muhabir

CHP'li Bankoğlu: Önceliğimiz, Öğrencilerin Sağlığı Olmalı

PARLAMENTO

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin denetim yetkisi ve işlevleri çerçevesinde, "liselerde, 8 Mart 2021 tarihinden itibaren yapılacağı açıklanan yüz yüze sınavlara" ilişkin pek muhtemel sorunları ve öğrencilerin, gençlerimizin haklı taleplerini dile getirdi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un yanıtlaması istemiyle Yazılı Önerge sunan CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, ailelerin ve elbette öğrencilerin haklı kaygılarını yansıtarak şu ana kadar alınan önlemler ve olası problemler karşısında izlenecek yol haritaları konularında Bakan'a sorular yöneltti.

Anayasa'nın 98. maddesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 96. ve 99. maddelerinin verdiği yetki uyarınca Milli Eğitim Bakanı'nın cevaplamasına yönelik Yazılı Soru Önergesi'ni sunan CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, bahse konu Önerge'de şu hususları dile getirdi:

"COVID-19 pandemi süreci, tüm dünyayı etkilediği gibi ülkemiz bakımından da özellikle, ilk vakanın görüldüğünün duyurulduğu 11 Mart 2020 tarihinden itibaren her kesimden yurttaşımızı derinden etkilemekte ve diğer alanlarla birlikte, eğitim alanında da yıkıcı tesirlerini maalesef hissettirmektedir.

Eğitim bakımından ülkemizde mevcut ve çözüm bekleyen pek çok sorundan biri de ortaöğretim düzeyinde, bir diğer ifadeyle liselerde, 8 Mart tarihinden itibaren yüz yüze gerçekleştirileceği açıklanan ilk dönem sınavlarına ilişkindir.

Sınavların bir biçimiyle yapılması gerektiği yönündeki ihtiyaca Bakanlığınız nezdinde yapılan açıklamada değinilmiş olmakla birlikte gençlerimizin ve elbette ailelerinin sağlık kaynaklı kaygıları üst düzeydedir. Bu noktada çizilen yol haritasının, herkese güven vermesi ve pandemi kaynaklı riskleri en üst düzeyde bertaraf etmesi gerekmektedir."

Bankoğlu, ortaöğretim düzeyinde "yüz yüze" gerçekleştirileceği açıklanan sınavlar konusunda, Milli Eğitim Bakanı'na aşağıdaki soruları yöneltti:

"1) 8 Mart tarihinden itibaren, illerin durumuna göre karar verilecek yapılacağı açıklanan "yüz yüze sınavlarla" ilgili Bakanlığınız tarafından, bulaş riskini önlemek maksadıyla hangi tedbirler alınmıştır? Alınması öngörülen bu tedbirlerin "yerinde" ve etkili denetimi konusunda, nasıl bir mekanizma öngörülmüştür? 

2) Sınavların gerçekleştirileceği süreç içerisinde öğretmen, öğrenci ya da okul personelleri içerisinde pozitif bir vakaya rastlanması durumunda, ne şekilde bir prosedür işletilecektir? Öte yandan, ilgili öğrencinin kendisinin haricinde, ailesi ve/veya yakın çevresi içerisinde pozitif bir vakaya rastlanması durumunda, öğrenciye ne gibi fırsatlar tanınacaktır?

3) Bakanlık olarak makro düzeyde bir risk değerlendirmesi yaptığınızda, yüz yüze sınavları başlatma konusunda nasıl bir değerlendirme ve karar verme süreci işlettiniz? Bu süreçte, diğer hangi ülkelerin çalışmalarını referans aldınız? Şayet varsa, referans alınan bu ülkelerdeki durum, Türkiye'deki gidişat ile ne tür benzerlikler içermektedir?

4) Öğrencilerin "çalışma yükünün artması" gerekçesi ile başta yine öğrencilerin ve ardından, bulaş riski sebebiyle öncelikle ailelerinin, sağlık hakkı arasındaki hassas denge sağlanabilmiş midir? Bu "son çare"ye başvurulana dek, çalışma yükündeki artışı önleyebilmek adına başkaca tedbirler değerlendirmeye alınmış mıdır? Online / çevrim içi verilen eğitimlerin sınavlarının da "online" olması mümkün değil midir?

5) Virüs kapma endişesi bir yana, uzaktan eğitimdeki büyük eksiklikler -örneğin, resmi verilere göre bile, 2 milyon 658 bin öğrencinin EBA'ya girememiş olması- hesaba katıldığında, "online" eğitime rağmen yüz yüze yapılacak bu sınavlar, ne kadar "objektif", "adil" ve "bilgi düzeyini tespit edici" olabilecektir? Sınav yapma zorunluluğunu gerçekleştirmek adına öğrencilerin ve akabinde toplumun sağlığı üzerinden alınan risk, oldukça büyük değil midir?

6) Ekonomik nedenler ve içinde bulunulan sosyal şartlardan dolayı internet bağlantısı ve/veya bilgisayarı, tableti dahi olmayan ve bu sebeple derslere dahi giremeyen gençler ile bu imkânlara sahip gençlerimiz arasındaki "fırsat eşitliği" nasıl sağlanacaktır? Yüz yüze eğitim olsaydı nispeten kapatılabilen bu uçurum, içinde bulunduğumuz "uzaktan eğitim" şartlarında nasıl giderilecektir? Yüz yüze yapılan sınavlar, hiçbir biçimde adil olmayan bu tabloyu ne şekilde çözecektir?

7) Eğitim sendikalarının da dile getirdiği üzere, yüz yüze yapılacak sınavlarda alınacak notların, giriş sınavları açısından OBP (Okul Başarı Puanı) hesaplamasında değerlendirmeye alınmaması yönünde bir çalışmanız mevcut mudur?

8) Öğretmenlere öncelik tanınarak yapılmaya başlanan aşılama çalışmalarında, hangi noktaya gelinmiştir? İşbu Önerge'ye cevaplanacağı tarih itibarıyla toplamda kaç eğitimci aşılanmıştır? Bu sayı, toplamda 1 milyon 249 bin personel içerisinde yüzde kaça tekabül etmektedir?"

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.