Gerçek Muhabir

Bu Teklif AKP Ruhunun Silinemez Alamet-i Farikası Olmuştur!

PARLAMENTO

Görüşmeleri tamamlanan Anayasa Değişiklik Teklifi ile ilgili TBMM’de tarihi bir konuşma yapan CHP İstanbul Milletvekili Didem ENGİN, AKP'li milletvekillerini Yahya Efendi’nin Kanuni Sultan Süleyman’a söylediği “Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de “neme lâzım” deyip uzaklaşsalar, bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryâdı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür" sözlerini hatırlatarak uyardı.

Konuşmasına Kanuni Sultan Süleyman'a ait bir hatıratla başlayan Didem ENGİN, Kanuni'nin süt kardeşi Yahya Efendi'ye bir mektup göndererek “Sen ilahî sırlara vâkıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın âkıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlâle uğrar mı?” diye sorduğunu, Yahya Efendi'den gelen Neme lâzım be Sultânım!“ yanıtı üzerine verilen cevabın manasını anlamak için Beşiktaş'taki dergaha gittiğini söyleyen Didem ENGİN, "Yahya Efendi’nin cevabı sanki bugün ülkemizde yaşanan haksızlıkları, yolsuzlukları, zulümleri bilerek ve sanki bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anayasa değişiklik teklifine yapılan tüm ikazları “Neme Lazım” diye görmezlikten, duymazlıktan ve umursamazlıktan gelerek oy kullanan vekillerimizin hal-i pürmelal’ini görerek söylenmiş gibi ibret vericidir.

“Sultânım!” der Yahya Efendi, “Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de “neme lâzım” deyip uzaklaşsalar, bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryâdı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimâd ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlâl de, böylece mukadder hâle gelir...” dedi.

Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisini böyle ikaz eden bir âlime, memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükrettiğini belirten Didem ENGİN, "Dikkatinizi çekerim Yahya Efendi’nin ikazı için Kanuni Sultan Süleyman, Allah’a şükrediyor, sizin yaptığınız gibi ağzını açanı zindanlara atmıyor" diyerek AKP iktidarında günden güne gerileyen ifade özgürlüğüne dikkat çekti.

"AKP'nin Teklifi 800 Yıl Önceki Magna Carta'nın Bile Gerisinde Hükümler İçeriyor"

1215 yılında imzalanan ve dünyadaki Anayasa hareketlerine öncülük etmiş ilk metin olan Magna Carta'yı da hatırlatan Didem ENGİN, Magna Carta'nın "Gelecekte hiçbir memur, inanılır şahitler göstermeden, yalnız kendi açıklamalarına dayanarak bir kimseyi mahkeme huzuruna çıkaramayacaktır" ve "Kimseye hakkı ya da adaleti satmayacağız, men etmeyeceğiz ya da geciktirmeyeceğiz" maddelerini hatırlattı.

"Yıl 2017. Binlerce kişinin sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındığı, aylarca hâkim karşısına çıkmayı beklediği bir ülke halindeyiz. Ve şimdi halkımızın 1808’de Sened-i İttifak’la başlayıp bugüne kadar gelen demokratikleşme mücadelesi ile edindiği tüm kazanımları, bir kalemde çöpe atan ve 800 yıl önceki Magna Carta’nın bile gerisinde hükümler içeren bir Anayasa değişiklik teklifiyle karşı karşıyayız" diyen Didem ENGİN, iktidar milletvekillerinin yasama, yürütme ve yargıyı tek bir makamda birleştirecek, kuvvetler birliğini hedefleyen, tüm devlet kurumlarındaki yöneticileri tek başına, canının istediği gibi, istediği zaman, atama ya da görevden alma yetkisini Cumhurbaşkanı’na devreden, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu’nun işlevselliğini yitireceği, şeklen var olacağı, milletvekillerinin sözlü soru sorma imkânının dahi tamamen kaldırılacağı, ne parlamenter sistem, ne başkanlık, dünyada eşi benzeri görülmemiş tutarsızlıklar içeren bir teklifi Meclis’e getirdiğini söyledi.

Dikta’nın Ayak Seslerine Alkış Tuttunuz!

İktidar milletvekillerini Dikta'nın ayak seslerine alkış tutmakla suçlayan Didem ENGİN, "Ordumuz ülke dışında ağır kış şartlarında bir savaş yürütürken, ekonomik sorunlarımız her geçen gün daha da derinleşirken, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından öngörülemez bir ülke haline gelirken, terör olayları kontrol edilemez boyutlara ulaşırken, sizler yapılan bütün görüş ve önerilere “Neme lazım” diyerek Anayasa’mızı değiştirme gayretkeşliğinde, diktanın ayak seslerine alkış tutuyorsunuz" diye konuştu.

Bad-el Harab-ül Suriye!

"Kibirli ve mezhepçi dış politikanızla İslam dünyası liderliğine soyunduğunuzda, Türkiye’yi Orta Doğu bataklığına sürüklemeyin diye uyaran Cumhuriyet Halk Partisi’ne, “Artık kendine güvenen bir Türkiye var, oyunu biz kuracağız ve Orta Doğu’nun yeni haritasını biz çizeceğiz, Emevi Camii’nde namaz kılacağız” diyordunuz, şimdi ise Suriye politikasının baştan beri büyük yanlışlarla dolu olduğunu söylüyorsunuz" diyerek iktidarın dış politika başarısızlığını vurgulayan Didem ENGİN, "Suriye bir enkaza dönüştükten, yüz binlerce kişi hayatını kaybettikten ve milyonlarca aile yerini yurdunu sefalet içinde terk ettikten sonra gelen, acı bir itiraf" dedi ve durumu "Bad-el Harab-ül Suriye!" sözleri ile özetledi.

"Kendi ellerinizle besleyip büyüttüğünüz FETÖ’nün de, Suriye yanlışlarınızın sosyal yapımızda yaratmış olduğu travmanın da, ülkemize ekonomik maliyetinin bedelini de, halkımız elbet ilk sandıkta size ödetecektir. Sanmayınız ki hafıza-i beşer nisyan ile maluldür!" diyen Didem ENGİN, AKP'nin bugün ise daha vahim bir girişimde bulunarak, demokrasimizi rafa kaldıracak bir Anayasa değişiklik teklifiyle affedilmez bir hata daha yaptığını belirtti.

"AKP Ne İleri Demokrasiyi Umursuyor, Ne Halkın İradesini!"

"Bu teklifi hangi argümanlarla süslerseniz süsleyin, milli duyguları ne şekilde istismar etmeye çalışırsanız çalışın, bu yolun diktaya çıktığı gerçeğini değiştiremeyeceksiniz. Güneşi asla balçıkla sıvayamazsınız" diyen Didem ENGİN, AKP'nin Anayasa’nın ilk 4 maddesini tartışmaya açtığını da hatırlatarak "İstediğiniz kadar parti görüşümüz değildir deyin, cin bir kez şişeden çıkmıştır. Türkçemizde güzel bir deyim vardır, “Dervişin fikri neyse zikri de odur” derler. Bugüne kadar hep millet iradesinden ve ileri demokrasiden bahseden AKP, şimdi demokratik kazanımlarımızın geri alınması mücadelesi ve ilk 4 maddenin değiştirilmesi niyetiyle suçüstü yakalanmanın telaşı içindedir. Demek ki dervişin fikri, ne ileri demokrasi ne de halkın iradesiymiş" sözleri ile laiklik tartışmalarına tepki gösterdi.

Bu “Defolu” Anayasa Değişiklik Teklifi Demokrasi Tarihimize Bir İbret Vesikası Olarak Geçmiştir!

AKP'nin bu “defolu” Anayasa değişiklik teklifiyle üzerine yapışan kapkara lekeyi asla silemeyeceğini belirten Didem ENGİN, "Teklif bu Meclis’ten geçsin ya da geçmesin, demokrasi tarihimize bir ibret vesikası olarak zaten geçmiştir!" dedi.

Bu Teklif AKP Ruhunun Silinemez Alamet-i Farikası Olmuştur!

"Kapalı kapılar ardında dar bir kadro tarafından hazırlanan metni görmeden imzalayan milletvekilleriyle, eleştiri ve önerilerin görmezden gelinmesiyle, konuşmaların televizyondan canlı yayınlanması talebimizin gerekçesiz reddedilmesiyle, sivil toplum kuruluşlarına, Anayasa hukukçularına, akademisyenlere söz hakkı verilmemesiyle, kifayeti müzakere önergeleriyle, gizli oylamada açık evet oyu kullanılmasıyla, bu teklif artık AKP ruhunun silinemez alamet-i farikası olmuştur" diye konuşan Didem ENGİN, kapalı kapılar ardında hangi pazarlıkların yapıldığının elbet bir gün ortaya çıkacağını söyledi.

"Aylardır devam eden Olağanüstü Hal sürecinden istifade ederek ve tüm devlet imkânlarını kullanarak propaganda yapmayı, teklifin içeriği konusunda sağlıklı bilgi alma olanaklarını kısıtlayarak halkımızı yönlendirmeyi amaçlıyorsanız, yanıldığınızı referandum sonunda göreceksiniz" diyen Didem ENGİN, partisi tarafından Meclis Başkanlığı'na sunulan grup önerisine de değindi.

Halkımız Hatalarınızın Hesabını Elbet Sandıkta Soracaktır!

Konuşmasında partisinin Meclis’e sunduğu önergeyi de açıklayan Didem ENGİN "Meclis Başkanlığı'na bugün Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak sunduğumuz araştırma önergemiz esnaflarımızın ve sanatkârlarımızın sorunlarına tüm partilerin bir araya gelerek çözüm bulması için hazırladığım kapsamlı bir önerge. Hatalı ekonomik politikalarınız nedeniyle içinde bulunduğumuz ağır ekonomik koşullardan en fazla etkilenen kesimlerdendir esnaflarımız ve sanatkârlarımız. Ama sizler bu önergemize de biraz sonra "red" oyu vererek, tıpkı diğer önergelerdeki tavrınız gibi, bu konuların Meclis'te araştırılmasını istemeyeceksiniz" sözleri ile AKP’nin muhalefetten gelen tüm önergeleri reddetmesine değindi.

Kadınlarımız, gençlerimiz, emeklilerimiz, esnaflarımız, işçilerimiz, emekçilerimiz, çiftçilerimiz, engellilerimiz için; kısacası toplumumuzun her kesiminin sorunlarının çözümü adına Meclis'e sunulan her önergenin otomatik bir refleksle AKP tarafından reddedildiğini söyleyen Didem ENGİN, "Halkımız görmüyor sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz! Görüyorlar ve elbet sandıkta hesabını soracaklar!" dedi.

Halkımızın Karşısına Hangi Sandığı Çıkartırsanız Çıkartın, İster Referandum İster Erken Seçim, Bu Sandık Demokrasi Irmağında Akıntıya Karşı Kürek Çeken AKP’nin Çöküş Sandığı Olacaktır!

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün “Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” sözünü hatırlatan Didem ENGİN "İşte bizler o nesilleriz! Aklı, vicdanı ve ülkemizin kaderini kontrolsüz ve denetimsiz olarak tek bir kişiye emanet etmek için hazırladığınız bu teklife elbet “Hayır” diyeceğiz! Tüm baskılarınıza rağmen, bu topraklarda şehit olanlara manevi borçlarımızı ve gelecek nesillerimize bırakacağımız mirası hatırlayarak oy kullanacağız ve Cumhuriyetimize sahip çıkacağız!" dedi.

Didem ENGİN konuşmasını "Halkımızın karşısına hangi sandığı çıkartırsanız çıkartın, ister referandum ister erken seçim, bu sandık demokrasi ırmağında akıntıya karşı kürek çeken AKP’nin çöküş sandığı olacaktır!" sözleri ile tamamladı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.