"YETERLİLİK FAZLASI VAR" Narenciye üretiminde yaşanan sorunların çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) Meclis Araştırma Önergesi sunan Ayhan Barut, aynı konuyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı'na da soru önergesi verdi. Türkiye'nin yıllık 4-4.5 milyon ton civarında narenciye üretimi olduğuna dikkat çeken Barut, "Türkiye İstatistik Kurumu'nun yayınladığı Bitkisel Üretim Denge Raporları'na göre greyfurtta yüzde 200, limonda yüzde 250, mandalinada yüzde 200, portakalda ise yüzde 150 civarında yeterlilik oranımız bulunuyor. Yani ülke olarak tükettiğimizden fazlasını üretiyoruz ve bu alanda ihracata bağımlıyız" dedi.
"ÜRETİCİNİN SORUNLARI BÜYÜYOR" Narenciyede üretim fazlasına bağlı ihracat zorunluluğuna rağmen AKP iktidarının gereken adımları atmadığını ifade eden Ayhan Barut, şunları söyledi:
"Ne yazık ki komşu ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar, tutarsız dış politikalar ve anlaşmazlıklar, ilaç kalıntıları gibi nedenlerle ihracatta sorunlar yaşıyoruz. Son yıllarda ekonomik ve siyasi krize bağlı olarak artan döviz kurları, gübreden zirai ilaca, mazottan elektrik ve sulamaya tüm girdiler en az 3 ile 8 kat arttı. Ayrıca narenciye üreticilerimiz son yıllarda Akdeniz Meyve Sineği (AMS) zararlısı nedeniyle normalden 5-6 kat daha çok ilaçlama yapmak zorunda kalıyor. Bu durum nedeniyle üretim maliyetleri katlanarak artıyor. Ancak üretim girdileri bu kadar artmasına rağmen narenciye ürünlerinin dal fiyatları üreticileri mağdur ediyor. Çünkü çiftçinin maliyet artışındaki oran, ürün fiyatlarına yansımadığı için zarar eden çiftçi tarımdan uzaklaşmak zorunda kalıyor. Önceki yıl kuraklık ve doğal afetler, geçen sene pandemi şartları ve ihracat yasağı gibi nedenlerle mağdur olan ve edilen narenciye üreticisi bu sene maliyet yükündeki artışla beraber ekonomik krizin darbesini yedi. Örneğin üreticinin dalında kilogramını 30 kuruşa satamadığı limon dalında kaldı, çiftçinin çilesi büyüdü. Bahçesini temizlemek ve yeni sezona hazırlamak isteyen limon üreticisi bedava verdiği halde limonun yüzüne bakan yok. Portakalda ve mandalinada da benzer sorunlar var. Maliyet kalemlerindeki artışa oranla bu ürünlerin fiyatları çiftçimiz için yeterli değildir."
"ARADA 28 KAT FİYAT FARKI VAR" Türk çiftçisinin binbir emekle ürettiği ve çok düşük fiyatlarla sattığı narenciye ürünlerinin ihraç edilen Avrupa ülkelerinde çok pahalıya satıldığını aktaran Ayhan Barut, şunları kaydetti:
"Bizim 0.25 Euro'ya ihraç ettiğimiz bir mandalina çeşidi Avrupa'da 7 Euro'dan satışa çıkarılıyor. Neredeyse arada 28 kat fiyat farkı var. Bu gerçek ışığında bakılınca yerli çiftçimizin emeğinin ne kadar ucuza gittiği görülüyor. Bunu hak etmiyoruz. Bu bağlamda ülkemizde tarıma ve üreticiye destek verilmesi, üretimden satışa kadar ulusal ölçekte planlama yapılması gerektiği çok açık. Yurtdışındaki elçiliklerimiz ve konsolosluklarımız aracılığıyla fiyat takibi ve analizleri yapılarak ihracatta yerli üretim açısından avantajlar sağlanmalıdır. Yaşanan bu sorunların tam anlamıyla tespit edilmesi, çözüm için gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırması açılması gerekiyor."
"ARADAKİ FİYAT FARKI NEDEN OLUYOR?"
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut'un Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye yönelttiği önergede ise şu sorulara yanıt arandı;
"1- Narenciye üreticileri ve yerli çiftçimizi üretim maliyetlerindeki fahiş artış karşısında destekleyecek misiniz?
2- Akdeniz Meyve Sineği (AMS) zararlısıyla mücadelede entegre mücadele konusunda ulusal ve bölgesel çapta bir adım atacak mısınız?
3- Narenciye üretimindeki yeterlilik oranları gözetilerek kapsamlı bir üretim planı hayata geçirecek misiniz?
4- Narenciye ihracatında karşılaşılan sorunların yanı sıra ihracat kısıtı gibi uygulamaların son bulması için herhangi bir hazırlık yaptınız mı?
5- Türk çiftçisinin elinden kilogramı 0.25 Euro'dan alınan bir narenciye ürününün Avrupa'da 7 Euro'dan satılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Aradaki korkunç farkın çiftçimizin emeğinin ne kadar ucuza gittiğinin göstergesi değil mi?
6- Türk çiftçisinin ürününü neredeyse 'bedava' olacak şekilde ihraç edilmesini, bu haksızlık karşısında seyirci kalınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durumun önüne geçmek için bir adım atacak mısınız?"