CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi Yabancı Uyruklu Çocuklara Yönelik Cinsel Suç Atlası’nı açıkladı.
CHP’li İlgezdi ülkemizde 2014-2017 yılları arasında cinsel saldırıya uğrayan kız çocuğu sayısı’nın 51 bin 818 olarak kayıtlara geçtiğini hatırlatarak, “Aynı dönemde cinsel saldırıya uğrayan yabancı uyruklu çocuk sayısı 2 bin 792 oldu” dedi.
Gamze Akkuş İlgezdi çarpıcı verileri açıklayarak acı tabloyu gözler önüne serdi. “Veriler, ülkemizde sığınmacı nüfusun artmasıyla birlikte yabancı uyruklu kız çocuklarına yönelik cinsel şiddetin de arttığını gösteriyor. 2009-2018 yılları arasında cinsel şiddet uyguladığı gerekçesiyle sanık olan kişi sayısı 175 bin 662’ye yükselirken, şiddet uygulayanların 3 bin 340’ı yani yüzde 2’si yabancı uyrukluydu” diyen Gamze Akkuş İlgezdi, özellikle Suriye’deki iç karışıklıktan kaçan sığınmacı nüfusun artmasıyla birlikte Türkiye’de cinsel şiddete uğrayan yabancı uyruklu çocuk sayısında da patlama yaşandığını vurguladı.
Rapor 2014’te 170 olan cinsel şiddet mağduru yabancı uyruklu çocuk sayısının 2017’de yüzde 736 artışla, bin 421’e yükseldiğini ortaya koydu. Rapora göre, “2017 yılında cinsel şiddet mağduru olan toplam çocuk sayısı, 2016 yılına göre yüzde 43 oranında arttı. İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2016’da cinsel suç mağduru olan yabancı uyruklu çocuk sayısı 992’idi.”
HAFTADA 25 KIZ ÇOCUĞU
CHP’li İlgezdi’nin raporuna göre 2017 yılında haftada 25 yabancı uyruklu kız çocuğunun cinsel saldırıya uğradığı ortaya çıktı. 2017’de 1.300 olarak kayıtlara geçen cinsel istismar mağduru kız çocuğu sayısında bir önceki yıla göre yüzde 42 artış yaşandığı görüldü. Verilere göre 2016’da 916 yabancı uyruklu kız çocuğu cinsel şiddet mağdur olmuştu.
MAĞDURLARIN YÜZDE 90’I KIZ ÇOCUĞU
Veriler Türkiye’de cinsel istismara uğrayan yabancı uyruklu çocukların yüzde 90’ının kız çocuğu olduğunu ifade eden Gamze Akkuş İlgezdi, “2014’te 143 olan mağdur kız çocuğu sayısı yüzde 809 artışla 2017’de bin 300’e yükseldi. 2014-2017 yılları arasında cinsel şiddet mağduru kız çocuğu sayısı ise 2 bin 792 olarak kayıtlara geçti. Aynı yıllarda cinsel şiddete uğrayan oğlan çocuğu sayısında ise yüzde 348 artış meydana geldi. 2014’te 27 olarak kayıtlara geçen cinsel şiddet vakası, 2017’de 121’e yükseldi” diye konuştu.
HATAY İLK SIRADA
Rapora göre, “İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2014-2017 yılları arasında yabancı uyruklu kız çocuklarının en fazla cinsel şiddete uğradığı kent Hatay olarak kayıtlara geçti. Hatay’da 408 yabancı uyruklu kız çocuğu cinsel şiddet mağduru olduğu gerekçesiyle güvenlik birimlerine getirildi. Hatay’ı 241 mağdur yabancı uyruklu kız çocuğu ile Mersin, Gaziantep (205), İstanbul (204), Bursa (195), Kilis (151), İzmir (143), Konya (133), Adana (122), Şanlıurfa (116) takip etti.”
YÜZDE 3 BİN 850 ARTIŞ
İlgezdi, “2014-2017 yılları arasında Gaziantep’te cinsel şiddet mağduru olan yabancı uyruklu kız çocuğu sayısında yüzde 3 bin 850 artış yaşandı. 2014’te 2 olan suç mağduru kız çocuğu sayısı 2017’de 79’e yükseldi. Gaziantep’i yüzde 2 bin 75 artışla Hatay, yüzde bin 933 artışla Ankara, bin 838 artışla Bursa ve yüzde bin 88 artışla İstanbul takip etti” dedi.
UTANÇ RAKAMI: 59.284
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin İçişleri Bakanlığı’ndan aldığı veriler Türkiye’de 2014-2017 yılları arasında cinsel istismara uğradığı gerekçesiyle güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısının yüzde 68 arttığını gösteriyor. 2014’te 11 bin 95 olan mağdur çocuk sayısı 2017’de 18 bin 623’e yükseldi. Söz konusu dönemde cinsel şiddete uğrayan çocukların yüzde 87’si kız çocuğuydu. 2014-2017 yılları arasında haftada 249 kız çocuğunun cinsel şiddet mağduru olduğu ortaya çıktı. Mağdur olan kız çocuklarının yüzde 5’ise yabancı uyrukluydu.
İçişleri Bakanlığı verilerini raporlaştırarak değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “Savaş, çatışma, kötü koşullar gibi değişkenlere bağlı olarak ülkelerinden kopartılarak, düzensiz göçmen konumuna sürüklenen söz konusu olduğunda şüphesiz bundan en çok etkilenen çocuklar olmaktadır” diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi şunları ifade etti:
“Şüphesiz çocuklar, göç süresince, kimi zaman ihmal ve yetersizlikler nedeniyle çoğu zamanda insan ticareti ve yasadışı kaçakçılık organizasyonlarının eline düşerek mağdur ediliyorlar. Ne yazık ki insani bakımdan kaldıramayacakları kadar ağır bir yükü üstlenmek durumunda kalan çocuklar, bu süreçte, kuma ve erken yaşta evlendirilmeye kadar varan cinsel istismar türlerine, uyuşturucu ticareti ve imali, dilencilik, ev hizmetçiliğinden diğer ağır işlere kadar farklı çalışma alanlarında işgücü olarak sömürüye maruz kalmaktadırlar.
İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik birimlerine getirilen çocuklar üzerinden hazırladığı veriler de ülkemizde özellikle Suriye’de iç savaşın yükselmesiyle birlikte cinsel şiddet mağduru olan yabancı uyruklu çocuk sayısında önlenemeyen bir yükseliş olduğunu ortaya koyuyor.
Ne yazık ki, bu rakamlar buz dağının sadece görünen yüzü. Özellikle Suriye’de süregelen çatışmalar esnasında aile bireylerini kaybeden ve ülkemize ‘refakatsiz’ olarak gelen yabancı uyruklu çocukların gerçek sayısına ve akıbetlerine ilişkin verilere ulaşmak imkansız. Bu rakamlar bizlerle paylaşılmıyor. Soru önergeleri ve Bilgi Edinme Talepleri yanıtsız bırakılıyor.
Ne acıdır ki, çocukların geleceği için bir şey yapma kaygısı taşıyan bizlerden saklanan veriler, insan tacirleri tarafından biliniyor. Çünkü göç olgusu, gelecek kaygısı, daha iyi bir yerde yaşama arzusu, göçmen konumuna düşen kişileri doğrudan suç örgütlerinin kucağına itiyor. Dolayısıyla her türlü istismara ve sömürüye açık biçimde savunmasız olan sığınmacı çocuklar büyük tehlike altındalar.
Elbette Geçici Sığınma Kampları ve Toplama Merkezlerinde güvence altına alınan refakatsiz çocuklar olduğunu biliyoruz. Onlar her şeye rağmen bir kap sıcak yemeğe kavuşabilen şanslı çocuklar. Tabii ki bu merkezlerde yaşanan istismar vakaları da bir sır değil. İçişleri Bakanlığı verileri de bu tezimizi doğruluyor. Bu bakımdan Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları illerde kız çocukları başta olmak üzere çocuklara yönelik cinsel suçlarda artış olması kaygı vericidir. Önlem alınmazsa, gelecekte bizleri çok daha karamsar ve acı bir tablo bekliyor”