Gerçek Muhabir

Türkiye'de Yaşayanların Yüzde Kaçı Koronavirüs Salgınına Yakalanacak? Onaylı Aşı Ne Zaman Bulunur?

GÜNDEM

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gaye Usluer, Koranavirüs salgının geldiği son nokta, ülkemizdeki seyri, bireysel ve kitlesel olarak alınması gereken önlemler konusunda Gerçek Muhabir’e çok özel açıklamalarda bulundu.

Gerçek Mubabir/ Ali Güneş

Koronavirüs’e karşı alınacak tedbirler neler olmalı? Hükümetin aldığı önlemler yeterli mi? Ne tip sabunlar kullanmalıyız? Sokağa çıkma yasağı bir seçenek mi? Maske kullanılmalı mı? Koronavirüs’ü atlatanların tekrar yakalanma riski var mı? Aşı çalışmaları ne zaman sonlanır? Enfeksiyon uzmanı Gaye Usluer, Koranavirüs hakkında tüm merak edilenlere tek tek yanıt verdi.

***Aşı Konusu Tartışmalarda Başı Çekiyor. Ne Zaman Bulunabileceğine Dair Bir Öngörünüz Var Mı?

“EN ERKEN 8 AY!”

“Şu anda çok sayıda olumlu gibi görülen aşı çalışmaları var ama bir aşının bir etkene karşı kullanılabilir hale gelmesi ki biz buna kullanım onayı diyoruz en az 8 ay. En erken 8 ay olmakla birlikte tahmini 1 yıllık bir süreç gerektiriyor. Bu arada aşıyı bulduk dedikleri noktada kullanımlar olacaktır ama bunlar hep deneysel düzeyde olacaktır. Bu zamana kadar onay almaya yönelik onay vermeyi sağlayıcı süreçler olamayacaktır.”

***Türkiye’de Yaşayanların Yüzde Kaçının Koronavirüs’e Yakalanacağına Dair Bir bilgi, Bir Çalışma Mevcut Mu?

“Burada bir rakam vermek söz konusu değil çünkü etken aynı etken ama her ülkedeki durum farklı. Ülkedeki korunma önlemlerine uyum sıklığı, vatandaşın bunu önemsemesi, ülke yönetiminin bunu önemseyerek ciddiyetle yapıp yapmadığı, ülkenin sağlık sistemi ve ülkedeki yaşayan insan sayısı gibi çok sayıda etken birleştiğinde farklı farklı sonuçlarla karşılaşıyoruz. Esas olan şu ki olguların yüzde 80'i bulgusuz geçiriyor. Hastalığı geçiriyor ama herhangi bir bulgu göstermediği için Covid-19 tanısını koyamıyoruz. Bu ne demek sessizce toplum bir yandan da bağışıklık kazanıyor demek. Yani bir gurup hastaneye başvuruyor, bir guruba Covid-19 tanısı konuyor onlar ayrı bir gurup ama bir yandan da yüzde 80 oranında belirtisiz enfeksiyon geçiriliyor ve kişiler bağışıklık kazanıyor. Bu neden peki? Tüm enfeksiyonlarımız için bir kuralımızdır bu; bir toplumda bir etkene karşı bağışıklık en az yüzde 70'e ulaştığında artık o enfeksiyon kontrol sürecine girmiştir. Çin'de ne oldu, çok mu iyi şeyler yaptılar? Hayır, o arada yakalanan yakalandı tabii ki önlemlerini aldılar daha çok kişi yakalanmasın, daha çok kişi ölmesin diye. Ancak hastalık seyrinin aşağıya doğru dönmesi yani Avrupa’nın şu anda merkez olup, vaka sayısının artması, ölü sayısının artması olayı Çin'de tam tersine dönmüş olmasının nedeni Çin'de bağışıklık oranının yüzde 70'in üzerine çıkmış olmasıdır.”

Usluer’in Konuya Dair Açıklamalarının Tamamı Aynen Şu Şekilde;

***Sokakta Panik Havası Giderek Hâkim Oluyor. Virüse Karşı Bireysel Tedbirler Neler Olmalı?

“EN AZ 20 SANİYE ELLERİN YIKANMASI ÖNEMLİ”

“Covid- 19'un tedavisi ya da aşısı olmadığı için bu kadar yaygın bir enfeksiyona karşı şu anda yapabileceğimiz en önemli iş, korunarak yayılmayı engelleyici önlemler üzerinde durmak olmalı. Önlemlerin toplumda yaygınlaşmasını sağlamak ve doğru bilgiyi çoğaltmak, mevcut aşamada en önemli yardımcı faktörlerden birisi. Ne yapalım ya da ne yapmalıyız noktasında gelen sorulara birinci olarak temas hijyenini sağlamak diyoruz. Çünkü ellerimizle çevredeki mikropları alıp ağzımıza, burnumuza, gözümüze sürdüğümüzde enfeksiyon çok rahat bulaşıyor. Bunu engellemek için akan suyun altında sabunla en az 20 saniye ellerin yıkanması çok önemli. Ne zaman ellerimizi yıkayacağız? Kalabalık yerlerde dolaştık, çok sayıda kişiyle el sıkıştık, sarıldık ve ya ellerimizin kirlendiğini düşündüğümüz her durumda, yemekten önce ve tuvaletten çıktığımızda ki zaten bu genel temizlik olarak hepimizin her zaman uyması gereken alışkanlıklar.”

“EVDE KULLANILAN SABUNLAR YETERLİ”

“Anti bakteriyel ya da anti septik içeren sabunlar var. Bunları da kullanmamıza gerek yok. Normalde kullandığımız evimizdeki kalıp sabun ya da sıvı sabun yeterli. Çünkü buradaki amacımız mekanik olarak virusu ellerimizden uzaklaştırmak.

“SU, SABUN YOKSA; ALKOL BAZLI EL DEZENFEKTANLARI KULLANILMALI”

“Ama şu süreçte tüm bunlara biraz daha katı uymamız gerekiyor. Eğer suya ve sabuna ulaşamıyorsak bulunduğumuz yerde su yok sabun yok, bu durumda alkol bazlı el dezenfektanlarını kullanabiliriz. Burada da temel koşul elimizde gözle görülür kirlenme olmaması. Elimizin kirli olduğunu düşünüyor ama gözle gözle görülür bir kir yoksa alkol bazlı el dezenfektanlarını kullanabiliriz.”

“HİÇBİRİ YOKSA KOLONYA AMA ÖNCELİKLİ TERCİH OLMAMALI”

“Yine el temizliğinde hiçbirini yapamıyorsak kolonya kullanabiliriz. Ama kolonyanın deriyi kurutucu etkisinin daha fazla olduğunu unutmamamız gerekiyor. Çok fazla kolonya kullanırsak el derimiz kurur, çatlaklar olur, egzama olur, dermatit olur. Bu nedenle öncelikli tercihimiz kolonya olmamalıdır. Alkol bazlı el dezenfektelerinin içinde deriyi yumuşatıcı gliserin gibi maddeler var. Birinci tercihimizin bu nedenle el dezenfektanları olması gerekiyor.”

“ELLERİMİZİ AĞIZA, BURUNA VE GÖZE DEĞDİRMEYECEĞİZ”

Su, sabun gibi temizleyiceler kullanmamızdaki temel amaç mikroorganizmayı mekanik olarak ellerimizden uzaklaştırmak. Bu nedenle de ellerimizi ağzımıza, gözümüze ve burnumuza bu süreçte hiçbir şekilde götürmeyeceğiz. Çünkü her durumda ellerimizin kontemine(kirlenme/pisliğe bulaşma) olma durumu var.”

“ÇEVRE TEMİZLİĞİNDE ÇAMAŞIR SUYU VİRÜSÜ ANINDA ÖLDÜRÜYOR”

“Peki, çevre temizliğini nasıl yapalım? Bununla ilgili de dezenfeksiyon, sterilizasyon gibi bir sürü kelime havada uçuşuyor. Bir kere çevrenin, cansız yüzeylerin sterilizasyonu diye bir şey yok. Böyle bir gereksinim de yok. Amacımız çevrenin temiz olmasını sağlamak ve kontemine olduğunu düşündüğümüz alanlarda dezenfeksiyon işlemi yapmak. Örneğin bir işyerinde temizlik işlemi günde bir kez yapılıyorsa bunu en az ikiye çıkarmak, hastanelerde kalabalık alanlarda temizlik işlemine daha özen göstermek, bir de çevrenin bu mikropla kirlendiğini düşünüyorsak ya da bu mikroba karşı genel bir önlem almak istiyorsak; 1/100 oranında sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlik işlemini yapmak çok etkili. Bir kaç dakika içerisinde virüs etkisini kaybediyor. Ama çevrenin kuvvetle bu mikropla kontamine olduğunu düşünüyorsak, örneğin hastanede yatan hasta ya da evde Covid-19 saptanmış hastanın çevresi için, çamaşır suyunu 1/10 oranında sulandırarak kullanmak gerekiyor. Tabii bazı malzemeler de çamaşır suyuna dayanıksız. Sonuçta çamaşır suyu bazı materyallerin bozulmasına neden olabiliyor. Eğer çamaşır suyundan zarar görecek, çamaşır suyuna dayanıksız bir malzemeyi temizlemek istiyorsak yüzde 70 alkol ile temizleyebiliriz.”

“YAŞLILAR VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BASKILAYICI İLAÇ KULLANANLAR SOKAĞA ÇIKMAMALI, ÇIKACAKSA DAHA DİKKATLİ OLMALI”

“Mümkünse özellikle yaşlı kişiler başta olmak üzere yüksek tansiyon, kalp hastalığı, akciğer hastalığı veya bağışıklık sistemlere baskılanmış, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananların evden sokağa çıkmamaları veya çok çok az çıkmaları gerekiyor ve bu oldukça önem arz ediyor.”

“SOSYAL MESAFE 1 METREDEN FAZLA OLMALI”

“Kişilerle sosyal mesafemizi belirlememiz lazım. Etkenin bulaşabildiği mesafe 1 metreden daha yakın mesafe. Bu nedenle kişilerle sosyal mesafemiz en az 1 metre, hatta 1 metrenin biraz ötesinde olması gerekiyor. Bu süreçte el tokalaşma alışkanlığımızı, bir birimize sarılma, öpüşme alışkanlığımızı da biraz ertelememiz gerekiyor.”

“HAPŞIRIRKEN VE ÖKSÜRÜRKEN KÂĞIT MENDİL, YOKSA GİYSİLİ KOLUMUZUN DİRSEK İÇİNİ KULLANMALIYIZ”

 “Solunum hijyeni yine oldukça önemli bir konu. Öksürürken, hapşırırken mutlaka kâğıt mendil kullanacağız. Ağzımızı burnumuzu kâğıt mendile temizleyeceğiz ve kullandığımız mendili hemen çöpe atacağız. Eğer elimizde kâğıt mendil yoksa giysili kolumuzun dirsek iç yüzeyini ağzımıza kapatarak hapşırabiliriz yahut öksürebiliriz.“

“SAĞLIKLI KİŞİLERİN MASKE KULLANMASINA GEREK YOK”

“Kimler maske kullanmalı ya da kimler maske kullanmamalı? Toplumda maske kullanımına yoğun ilgi var. Herkes bir şekilde bir maske alarak sokağa maskeli çıkmak istiyor. Hemen şunu belirtelim sağlıklı kişilerin maske kullanmasına gerek yok. Maske kullanacak 3 gurup var. 1. hastalar maske kullanacaklar çünkü kendilerinde olan mikrobu çevreye bulaştırmamaları için. 2.si sağlık personeli maske kullanacak. Özellikle bu hastaların olduğu, bu hastaların başvurduğu kliniklerde çalışan hekim ve yardımcı sağlık personelinin maske kullanması önemli. 3. olarak da hastanede ya da eve yolladığımız hastanın bakımından birincil derecede sorumlu aile bireyinin de hastayla temasta kendisini korumak adına mutlaka maske kullanması gerekiyor.”

“TIBBİ CERRAHİ MASKENİN KULLANIM SÜRESİ 4-6 SAAT”

“Bir başka soru hangi maske kullanılmalı? Piyasada bir sürü maske var fiyatları farklı farklı ve insanlar bunları hücum ediyorlar. En ucuz olanı bizim tıpta tıbbi cerrahi maske dediğimiz, adeta üzerinde pileler olan yarı kâğıt yarı kumaş görünümündeki maskeler. Biraz önce söylediğim hasta, sağlık personeli, hasta yakını için kullanılması gereken, kullanılacak maskeler tıbbi cerrahi maskelerdir. Bu maskelerin kullanım süresi 4 ila 6 saat arasıdır. Yani maskeyi tak, sonra cebine koy, sonra çıkar tekrar tak böyle bir şey yok. 4-6 saatte maskenin geçirgenliği, filtre edici özelliği bozuluyor. Maske ıslanmış yada nemlenmişse bu süre beklenmeden yenisiyle değiştirilmesi gerekiyor. N95, N99 gibi isimleri olan özel maskeler çok pahalı. Bu maskeleri sadece hastanın ağız, burun çıkartılarıyla temas etme riski yüksek, bir metreden daha yakın mesafede hastayla temas edecek sağlık personeli ile laboratuvar personelinin kullanmaları gerekiyor.

***Hükümetin Aldığı Önlemler Yeterli Mi?

“KRİZ ANINA KADAR SÜREÇ İYİ İŞLETİLDİ, BUNDAN SONRASINI GÖRECEĞİZ”

“Bu işin 3 boyutu var; sağlık boyutu, sosyal boyutu ve ekonomik boyutu. Sağlık boyutunun sorumlusu Sağlık Bakanlığı. Sağlık Bakanlığının izlediği süreci de kendi içerisinde kriz öncesi süreç, kriz anı ve kriz sonrası süreç diye 3'e ayırmak lazım. Kriz öncesi süreçte biliyorsunuz bir bilim kurulu oluşturuldu. Alınacak önlemler korunma olsun, temas önlemleri olsun bunların hepsi bilim kurulu ile birlikte yürütüldü ve doğru işletilen bir süreç. Doğru bir planlamadan bahsediyoruz. Ancak kriz anı yani hastanın ortaya çıkması ve bundan sonra krizin doğru yönetimi önemli. Yeni hastaların ortaya çıkmasının önlenmesi, hastaların tedavileri, sağ kalımlarının sağlanması mevcut sağlık sistemimiz için bir sınav olacak. Bu aşamada patronaj Sağlık Bakanlığında ama tek kontrol edicinin, tek karar vericinin Sağlık Bakanlığı olmadığını da bilmeliyiz.”

“UMRE ZİYARETLERİ NEDENİYLE PEKÇOK ŞEHİRDE KİTLESEL HASTALAR ORTAYA ÇIKABİLİR”

“Örneğin 21 bin kişi umreden dönecek dendi. 2 gün önce ancak gördük ki aslında o 21 bin kişinin 16 bini dönmüş zaten ve 10 gündür Türkiye'deler. Dikkatler son gelen 5 bin kişiye çekildi ve bir anda yurtlarda karantina altına alındılar. Buradaki esas soru şu; bir umre ziyareti en kısa 11 gün, en uzun 24 gün. Dünya 3 aydır bu salgınla yatıp bu salgınla kalkıyorsa, dünya 3 aydır bu salgını konuşuyorsa bu umre iznini kim verdi? Ya da umreye gidişi kim engellemedi? Kim ertelemedi? Bu noktada gözlerimizi Sağlık Bakanlığına değil de bu izni veren başka mercilere çevirmemiz lazım. Sağlık Bakanlığı işin sağlık boyutunda tabii ki denetlenmeli, doğru işlemler uygulanıyor mu uygulanmıyor mu bunları irdelemeliyiz ama bütüne baktığımızda siyasi erkin hangi aşamalarda kaçak oluşmasına neden olduğuna da bakmamız gerekiyor. Özellikle umre dönüşü kontrol edilemeyen hareketliliğin pek çok şehirde kitlesel hastaların ortaya çıkmasına neden olma tehlikesi mevcut. Kriz sürecinde ortaya çıkacak hasarları da nereden olduğu konusunda hep beraber göreceğiz ve izleyeceğiz.”

*** Alınabilecek Önlemler Konusunda Sokağa Çıkma Yasağı Bir Seçenek Olarak Dillendirilmeye Başlandı. Bu konudaki Görüşleriniz Nelerdir?

“SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KİMSEYİ KORKUTMAMALI”

“Birçok ülkede OHAL ilan edildi. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Tabii ki krizin büyüklüğü, derecesi, alınacak önlemlerin şiddeti, bunların hepsi bu düşünceleri ve ya bu aktiviteleri gündeme getirecektir. Sokağa çıkma yasağı aslında kimseyi korkutmamalı çünkü bir anlamda bir zorunluluk getiriyoruz. Yani keyfe göre değil, zorunluluk içerisinde. Sağlık Bakanlığının bu konuda alacağı kararları izleyeceğiz, eksikse tamamlayıcı olacağız.”

“SÖZÜN SAHİBİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DEĞİL, SAĞLIK BAKANLIĞI OLACAK”

“Restoranlar, içkili yerler, barlar, diskolar vb kalabalık toplu alanlar ile birlikte, toplu yapılan ibadetlerin de denetlenmesi, ertelenmesi gerekiyor. Tüm bu kararların alınmasında, tedbirlerin hayata geçirilmesinde sözün sahibi Diyanet İşleri Başkanı olmayacak. Sözün sahibi Sağlık Bakanlığı olacak çünkü nasıl korunulacağına dair bakanlık karar veriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, bakanlığın aldığı önlemler çerçevesinde ibadethanelerle ilişkili doğru kararların alınmasını sağlayan kurum olarak görevini yapmalı.”

*** Yine Merak Edilen Konulardan Birisi Koronavirüse Yakalananların Tedavi Sonrası Vücutlarında Bir Tahribat Kalıyor Mu? Tedavi Sonrası Hastalığı Yenenlerin Tekrar Virüse Yakalanma Durumu Söz Konusu mu?

“VİRÜSE TEKRAR TEKRAR YAKALANMAK ŞİMDİLİK SÖZ KONUSU DEĞİL”

“Bir kez enfeksiyonu geçirenlerde bağışıklık oluşuyor. Dolayısıyla bir daha enfeksiyona yakalanmak gibi bir durum söz konusu değil. Bu tabii ki bizim bildiğimiz genel bilgiler ışığında bugün için verebildiğimiz yanıt. Virüs mutasyon geçirebilir ve mutasyon geçirdiği takdirde sonuçları daha başka olabilir. Bunu da hatırda tutmak gerekli.”

“HASAR KALIP KALMAYACAĞINI ÖNGÖREMİYORUZ”

“İyileşen kişilerde genelde hasar bırakmayacağını, tam olarak iyileşeceklerini düşünüyoruz. Sonuçta solunum sistemi ve diğer organlar etkilendiğinde kalıcı sekeller oluşabilir. Zaman içinde göreceğiz. Hep şöyle diyorum yeni bir salgının öyküsünü yazıyoruz şu anda. Yeni bir etken, yeni bir etkenin oluşturduğu enfeksiyon ve bunun sonuçları derken şu anda bu öykü devam ediyor . Öykünün tamamını, öykü tamamlandığında doğru yazabileceğiz. Ne oldu, nasıl oldu, kimler iyileşti, tekrarlayan vakalara rastlandı mı gibi soruları belki de öyküde değişikliklerin olup olmadığını öykünün tamamı yazıldığında konuşabileceğiz.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.