Ali İhsan Ökten, turizm ve ekonominin insan sağlığı ve bilimin önüne geçmemesi gerektiğini belirterek “Delta varyantı çok hakim, kesin oranları tam olarak bilmiyoruz. Aşılama oranlarımız düşük, kontrolsüz bir normalleşme yaşıyoruz. Her taraf çok kalabalık, maske-mesafe ve hijyene uyulmuyor. Kapalı alanlar özellikle virüs bulaşıcılığı açısından çok yüksek riskli alanlar. Şu anki tablo her açıdan endişe verici. Bayramda tokalaşma, el öpme, öpüşme, kalabalık ortamlarda uzak durmaya dikkat etmeli” uyarısı yaptı.
"Sağlık Bakanı'nın açıklamaları gerçeklikten çok uzaktır"Sözcü'den Latif Sansür'ün haberine göre, Delta varyantı giderek artığını, Sağlık Bakanlığı'nın Delta varyantının oranlarını gerçek rakamlarıyla bildirmediğini söyleyen Ökten “Dünyada tüm ülkelerde Delta varyantı yüzde 90-98.5 arasında görülürken, Sağlık Bakanının 36 ilde 750 vakada görüldüğü şeklinde açıklama yapması gerçeklikten çok uzaktır. Pandemide yine gerçekler söylenmiyor, yine şeffaf davranılmıyor” diyerek özellikle Delta varyantının yüzde 90 üzerinde olduğu Rusya'dan gelen turistlere karşı karantina gibi herhangi önlemler alınmamasına dikkat çekti.
"Turizm ve ekonomi, insan sağlığı ve bilimin önüne geçmemeli"Ali İhsan Ökten, sonbahara yeni bir dalga ve yükseliş yaşanmaması için şu önerileri dile getirdi:
– Sosyal ve ekonomik destek paketli kısıtlamalar getirilmeli.
– Maske-mesafe-hijyene herkesin çok çok dikkat etmesi gerekli.
– Aşılama oran ve hızları mutlaka arttırılmalı.
– Kapalı alanlarda mümkün olduğu kadar bulunulmamalı, açık alanlarda dahi maske takılmalı.
– Özellikle Delta ve Delta Plus varyantı açısından rakamlar Sağlık Bakanlığı tarafından gerçeklikle açıklanmalı.
– AVM gibi alanlara girişler çok sınırlı sayıda olmalı, aşı olmayanlar alınmamalı.
– Yurtdışından gelen turistlere PCR testi negatif olsa bile 14 gün karantina uygulanmalı.
– Özellikle Delta varyantının görülme oranının yüksek olduğu ve ölüm ve hastalanma oranlarının ağır geçtiği Rusya gibi ülkelere uçuşlar ve sınır geçişleri yasaklanmalı.
– Turizm ve ekonomi, insan sağlığı ve bilimin önüne geçmemeli.
"Aşı bulunmasına rağmen tehlike devam ediyor"Normalleşme için uygun koşullar oluşmadığı halde normalleşme sürecine girildiğini, geçtiğimiz yıl da aynı hatanın yapıldığını belirten Ökten, “Geçen Ekim-Kasım ve Mart-Nisan aylarında salgının çok ciddi artışı ile birlikte çok fazla ölüm ve hastalanma oranları işle karşılaştık. Şimdi aşı bulunmasına rağmen aynı tehlike devam ediyor. Özellikle ikinci doz aşılarda henüz yüzde 21'ler düzeyindeyiz. Bu toplumsal bağışıklığı sağlamamız için gereken yüzde 70'lik orandan çok uzaktayız. Ayrıca Doğu ile Batı arasında aşılama oranları arasında ciddi bir eşitsizlik mevcut. Aşı karşıtlığı veya aşıya olan tereddüttün hızlıca giderilmesi gerekir” dedi.