CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Enflasyon ne gerçekleşirse onun üzerinde kamu çalışanlarımızı koruyan bir oranda ilave zam yapacağız” açıklamasına tepki gösterdi. Öztrak, “Memur maaşlarında yapılacak zamma, kendileri bir şey veriyormuş gibi ahkâm kesiyor. Bu zaten memurun hakkı. Yılın ilk beş ayında TÜİK’in ağır makyajına rağmen, yüzde 35’in üzerinde enflasyon var. Bunun sebebi hükümet. Şimdi millete verdikleri zararı yarım yamalak telafi edecekler. Bununla hava atıyorlar. Bunların tek bildiği yere düşseler bile bir avuç toprak almadan kalkmamak. Lafı eveleyip gevelemeyin, memura, emekliye, taahhüde bağlanmış zammın üzerine, siz ne vereceksiniz? Asgari ücret ne olacak? Eseriniz enflasyon canavarı, asgari ücreti yedi bitirdi” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulunan Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 27 Aralık 2021’deki “Bir uyuyun, altı ay sonra uyanın, Türkiye’de çok farklı noktalara gideceğiz” açıklamasını anımsattı. TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülecek olan ek bütçe kanun teklifine değinen Öztrak, son altı ayın ekonomik özetini çıkardı. Öztrak’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“MİLLETİN ELİNDE KALAN DÖVİZLERE GÖZ DİKTİ: Sarayın kibirlisi aldığı kararlarla ülkede döviz bırakmadı. Güya milli para değer yitirince; ihracat artacak, har vurup harman savurduğu döviz rezervleri geri gelecekti. Döviz bolluğunda TL değerlenecekti. Ama tam tersi oldu. İşler istediği gibi gitmeyen sarayın kibirlisi, şimdilerde milletin elinde kalan dövizlere göz dikti. Bu dövizlere el koymak için her gün kural değiştiriyor. Rahmetli Turgut Özal zamanında geçtiğimiz, serbest kambiyo rejiminde, Her gün bir başka gedik açılıyor. Kendilerine bırakılan oyun alanları, tek adamın emriyle her gün biraz daha daralan iş insanları, ‘Verelim anahtarı, gelsin fabrikalarımızı hükümet yönetsin’ demeye başladı. Türkiye ekonomisi her geçen gün rekabetçi piyasa ekonomisi görüntüsünden uzaklaşıyor. Hiç eğip bükmeye gerek yok, Türkiye’de serbest kambiyo rejimi artık kalmamıştır.
GİDERAYAK EKONOMİYİ DURDURMAYIN: Bugün firmalara zorla sattırdığınız dövizler nedeniyle belki kur bir parça düşer. Peki, el koyduğunuz bu dövizler de bitince ne yapacaksınız? Bu şirketler acil döviz ihtiyacını nasıl giderecek? Döviz tezgâh altına inince yurt dışına kaçınca ne olacak? ‘Ben dayanabildiğim kadar dayanayım, benden sonra tufan’ diyerek bu işi götürebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Döviz akışı aniden biterse ticari hayat birden durursa ticaret ve üretim zincirleri dağılırsa pahalılık daha da azarsa milletimiz bu yükün altından nasıl kalkacak? Sizleri bir kez daha uyarıyoruz. Aklınızı başınıza alın. Giderayak ekonomiyi durdurmayın. Zulmünüzü katmerli hale getirmeyin. En başta siz altında kalırsınız.
ŞAHSIM HÜKÜMETİ, AYNI ŞEYLERİ YAPMAKTA ISRARCI: Erdoğan önce paramızı pul etti. Milleti pahalılığa mahkûm etti. Döviz kurunu elden kaçırınca dövize çevrilebilir mevduattan bozma kur korumalı mevduat getirdiler. Bankaların ödeyeceği faizi dövize endekslediler, hazineyi de kefil yaptılar. Mevduat sahiplerine dövizlerini sattırmaya çalıştılar. Yetmedi. İhracatçının döviz gelirlerine el koydular. Milletten bu şekilde topladıkları dövizleri de yine Merkez Bankası’nın arka kapısından satıp bitirdiler. Son altı ayda, arka kapıdan satılan dövizler, 60 milyar doları buldu. Ne diyor Albert Einstein, ‘aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemek aptallıktır.’ Şahsım hükümeti, aynı şeyleri yapmakta ısrarcı. Piyasa nizamını, kambiyo rejimini param parça edip, milleti döviz satmaya zorlayıp, aldıkları her dövizi de satıp, farklı bir sonuç bekliyorlar.
HAZİNENİN İŞİNİ HAZİNE, BDDK’NIN İŞİNİ BDDK YAPMALIDIR: Hem milletin serbestçe döviz tutmasına kısıt getirip, kambiyo rejimiyle oynuyorlar hem de bunu gizlemek için işi BDDK’ya, bir kredi düzenlemesiymiş gibi yaptırıyorlar. Kambiyo rejimiyle ilgili bir kararı BDDK alamaz. Bu iş, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın işi. Bu yapılan yetki aşımıdır. Hazinenin işini hazine, BDDK’nın işini BDDK yapmalıdır. Bunları yapanları kriz döneminde Hazine Müsteşarlığı yapmış biri olarak uyarıyorum. Devlet kurumlarına yaptırdığınız, bu yetki aşımlarını, bu saçma sapan kararları gören vatandaşlar, panikleyip tehlikeli işlere kalkışırlarsa ne olacak? Durduk yere, bir de bankacılık krizini tetiklerseniz, bunun hesabını kim verecek? BDDK bunun altından nasıl kalkacak? Hiç eğip, bükmeye gerek yok. Türkiye’de serbest kambiyo rejimi kalmamıştır.
NEBATİ BAKANIN ALTI AYLIK UYKUSU, BU ÜLKEYE NEYE MAL OLDU: Bundan tam altı ay önce, 27 Aralık 2021’de, Nebati Bakan çıktı, ‘bir uyuyun, altı ay sonra uyanın, Türkiye’de çok farklı noktalara gideceğiz’ dedi. Nebati Bakanın altı aylık uykusu, bu ülkeye neye mal oldu? Altı ay önce, 11 lira 69 kuruş olan benzin, bugün 27 lira 38 kuruş. 11 lira 54 kuruş olan mazot; bugün 30 lira 10 kuruş. Altı ay önce, dolar kuru 11 lira 52 kuruştu. Bugün 16 lira 54 kuruş. Avro kuru 13 lira 23 kuruştu. Şimdi, 17 lira 50 kuruş. Altı ay önce, 12 kiloluk mutfak tüpü 218 liraydı. Bugün, 335 lira. Altı ay önce, 200 lira ile aldığınız mal ve hizmeti, bugün alayım deseniz, cebinizde 271 lira olması gerek. Altı ay önce; tüketici enflasyonu yüzde 36 idi. Şimdi yüzde 74. Üretici enflasyonu yüzde 80 idi. Şimdi yüzde 132. Bunlar da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla. Altı ay önce, enflasyonu ve krizi inkâr edip, milleti şükürsüzlükle suçluyorlardı. Şimdi kendileri şükürsüzlüğe düştü.
2022 BÜTÇESİNİN ÖMRÜ ALTI AY BİLE SÜRMEDİ: ‘Enflasyon sebep ek bütçe netice’ diyerek, 2022 bütçesi kadar bir bütçeyi daha getirdiler. 2022 bütçesinin ömrü altı ay bile sürmedi. Altı ay önce, ‘bütçeden faiz lobilerine 240 milyar lira vereceğiz’ diyorlardı. Şimdi üstüne 90 milyar lira daha koydular, ‘faiz lobilerine 330 milyar lira vereceğiz’ diyorlar. Altı ay önce, Nebati Bakan ‘kur korumalı mevduattan hazinenin sırtına tek kuruş binmeyecek’ diyordu. Vazgeçtikleri vergilerle, hazinenin sırtına 31 milyar liralık yük bindirdiler. O da şimdilik.
ESERİNİZ ENFLASYON CANAVARI, ASGARİ ÜCRETİ YEDİ BİTİRDİ: Sarayın Nebati Bakanı çıkmış halâ pehlivan tefrikaları anlatıyor. Çalışma Bakanı da memur maaşlarında yapılacak zamma, kendileri bir şey veriyormuş gibi ahkâm kesiyor. Memurla sözleşme imzalamışsın. Enflasyon farkının üzerine, yılın ikinci yarısı için yüzde 7 zammı vermeyi taahhüt etmişsin. Bu zaten memurun hakkı… Yılın ilk beş ayında TÜİK’in ağır makyajına rağmen, yüzde 35’in üzerinde enflasyon var. Bunun sebebi hükümet. Şimdi millete verdikleri zararı yarım yamalak telafi edecekler. Bununla hava atmaya kalkıyorlar. Bunları tek bildiği yere düşseler bile bir avuç toprak almadan kalkmamak. Lafı eveleyip gevelemeyin. Memura, emekliye; taahhüdünüzün üzerinde ne kadar zam vereceksiniz, onu söyleyin.
Asgari ücret ne olacak? Eseriniz enflasyon canavarı, asgari ücreti yedi bitirdi. Asgari ücret açlık sınırının altına düştü. Ülkede çalışanların yarısından fazlası asgari ücret seviyesinde para kazanıyor. Milyonlarca asgari ücretliyi, enflasyona ezdirmemek için siz ne yapacaksınız? Temmuzda asgari ücret ne olacak? Buradan bir de çağrı ve uyarıda bulunalım. Gelir vergisi dilimleri de enflasyonla beraber güncelliğini yitirdi. Adaletsiz hale geldi. Memurlara enflasyon telafisi için verilen zamdan fazlası vergiye gidecek. Çok acil bir güncelleme yapılması gerekiyor. Aksi takdirde memurun sağ cebine koyduğunuz hakkını, ‘öde bakalım gelirinin vergisini’ diyerek sol cebinden misliyle alacaksınız. Bu şekilde yapılacak bir maaş artışı, memuru kandırmaktan başka bir şey değildir. Tekrar uyarıyoruz. Gelir vergisi dilimleri, çalışanların alım gücünü dikkate alarak, yeniden düzenlenmelidir.
BİZİM ÇAĞRIMIZ MİLLETİMİZE: Bir süredir şu gerçeğin altını çiziyoruz. Önümüzdeki seçim Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli seçimi olacak. Bu seçimde iki aday değil, iki anlayış yarışacak. Bir tarafta otoriter, baskıcı bir yönetim anlayışı diğer tarafta demokratik, özgürlükçü bir yönetim anlayışı. Bir tarafta ucube bir tek adam rejimi diğer tarafta çoğulcu demokratik bir yönetim. Bir tarafta millete yukarıdan bakan, kibirli bir zihniyet diğer tarafta milleti kucaklayan, mütevazı bir anlayış. Bir tarafta sözlerini tutmayanlar, millete taahhütlerini yerine getirmeyenler diğer tarafta da sözünün eri olan millete doğruları söyleyenler. Bizim çağrımız milletimize, ‘ülkemizde hak, hukuk, adalet olsun’ diyorsanız, bize katılın.”
Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun eşiyle ilgili sosyal medyaya yansıyan kayıtların sorulması üzerine Öztrak, “Sayın Erdoğdu’nun kendisi ve partimiz açısından en doğru kararı vereceğine inanıyoruz” dedi.
“BU EK BÜTÇE ENFLASYONUN İTİRAFIDIR”
TBMM gündemindeki ek bütçe kanun teklifinin ekonomik sıkıntıya çözüm olup olamayacağı yönündeki soruya Öztrak, “Bu ek bütçe, aslında ülkede yaşanan enflasyonun itirafıdır. Bu ek bütçe devletin enflasyon nedeniyle geçinemediğinin göstergesidir. Türkiye, ilk defa yılın ilk altı ayında bütçeyi tüketip ek bütçeye gitmek zorunda kalmıştır. Getirilen ek bütçede enflasyona, işsizliğe çözüm yoktur. Bu bütçede; emekliye, emekçiye hiçbir şey yoktur. Bu ek bütçe; faiz lobilerinin, saray ve saray beslemelerini bütçesidir. Ek bütçe ile 90 milyar lira faize, 40 milyar lira da kur korumalı mevduata tahsis edilirken; milletimizin sırtına akaryakıttaki ÖTV ile 47 milyar lira, motorlu taşıtlardaki ÖTV ile 70 milyar lira daha yük yüklenmektedir” dedi.
“ÖZDAĞ’IN İL SINIRINDAN SOKULMAMASI KABUL EDİLEMEZ”
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Hatay sınırından geçişine izin verilmemesinin sorulması üzerine Öztrak, “Gerçekten çok üzücü. Sayın Özdağ, bir siyasi partinin genel başkanı. Bir siyasi partinin genel başkanının bir ilimizin sınırlarından içeri devlet memurları tarafından sokulmaması kabul edilemez. Bir de üstüne üstlük sıfatı ne olursa olsun atanmış memurların, seçilmişlere, siyasi parti yöneticilerine had bildirmeye kalkması asla kabul edilemez. Bu ülkenin artık devlet aklıyla yönetilmesinin zamanı gelmiştir. Bu ülkenin artık troll aklıyla yönetilmesine milletimizin tahammülü kalmamıştır. Bu yaşadıklarımız, demokratik bir ülkenin standartlarına, Anayasa’ya uymamaktadır” yanıtı verdi.
“ERDOĞAN, HEMŞERİLERİNİN DERDİNE DERMAN OLABİLECEK YASAYI BİR TÜRLÜ ÇIKARAMIYOR”
Çay Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinin ertelenmesi hakkındaki soruyu Öztrak, “Çay üreticileri sıkıntı içinde. Rizeli olmakla övünen ve 20 yıldır iş başında olan Erdoğan, her seçimden önce vaat ettiği halde kendi hemşerilerinin derdine derman olabilecek bir yasayı bir türlü çıkaramıyor. Öyle teklifler getiriyor ki teklif bölgede infial uyandırıyor sonra geri adım atmak zorunda kalıyor. Biz CHP olarak, bölgenin, üreticinin menfaatlerine uygun bir kanun teklifine ihtiyaç olduğunu söylüyoruz. Bununla ilgili yasa tekliflerini zaman zaman veriyoruz. Genel Başkanımızın bu konuda özel bir hassasiyeti var. Öyle görünüyor ki, iktidara gelir gelmez, bu düzenlemeyi yapmak da bize nasip olacak” sözleriyle yanıtladı.