CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da bir araya geldiği öğrencilere “Ben sizin gibi sıralarda otururken aklımda bugünleri hiç hayal edemezdim. Hele siyasete girmeyi filan hiç hayal bile edemezdim ama hayat getiriyor belli yerlere. Siz isteseniz de istemeseniz de” dedi. Kılıçdaroğlu üniversiteye hazırlanan gençlere, “Her saniyede birden fazla buluş var. O nedenle sizin üstünüzdeki yükün farkında olmanız lazım. Teknoloji ve bilimi geliştirme konusunda ne kadar güzel çalışırsanız ve emeklerinizi Türkiye’ye verirseniz, yani yurt dışına gideyim demezseniz çok daha güzel bir sonuç çıkacak” diye seslendi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’da Kemer Belediyesi tarafından üniversiteye hazırlanan öğrenciler için hizmet veren etüt merkezini ziyaret ederek öğrencilerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu burada etüt merkezindeki sınıfları gezdi.
Etüt merkezi yetkilisi “Üniversiteye hazırlık eğitimi alıyorlar. Bu sınıflardan hukukçular, tıp öğrencileri, diş hekimi, mühendisler yetişiyor. Başkanımız sağ olsun, tüm Kemer halkına ücretsiz yaptı” bilgisini verdi. Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Türkiye 5 binincisi olan, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne gitmek için tercih yapmayan öğrenciyi Kılıçdaroğlu’na gösterdi. Kılıçdaroğlu da kendisinin Gazi Üniversitesi Ekonomi ve Maliye Bölümü’nden mezun olduğunu dile getirerek, sınıftaki öğrencilerin hangi üniversitelere gitmek istediğini sordu. Etüt yetkilisi, “Türkçe- matematik sınıfı, hukukçular, PDR’ciler bu sınıftan çıkıyor” diye bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu’na bir öğrenci, ekonomik olarak zor bir dönemden geçirdiklerini kaydederek, “Diğer ülkeler ilerleme kaydederken, maalesef bizim geriye gittiğimiz bu dönemde kurtuluşu derste arıyoruz. Atatürk’ün de dediği gibi ‘Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur’. Bir şeyleri başarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
POTEMKİN ZIRHLISI TAVSİYESİ
Gençlere sanatla ilgilenmelerini, spor yapmalarını salık veren Kılıçdaroğlu, sinema tarihinde önemli bir film olan Sergey Ayzenştayn’ın yönettiği 1925 yılı Sovyet yapımı Potemkin Zırhlısı’nı da izlemelerini istedi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Bilgiye dayalı, teknolojiye dayalı, bir dünyayı artık hepimiz yakaladık ama biz henüz hayal ediyoruz. Bizim de yakalamamız lazım. Bilgiyi ve teknolojiyi içselleştirmemiz lazım. Farklı düşünmek kadar değerli bir şey yoktur, farklı düşündü diye arkadaşlarınızı asla suçlamayınız. Ne kadar farklı düşünebilirsek, hayatı sorgulayabilir ve yorumlayabilirsek o kadar güzel şeyleri keşfetme imkanımız olur. Hep şu örneği veririm, Newton diye bir adam ağacın altında yatarken kafasına elma düşer ve dünyanın en basit sorusunu sorar kendisine. Bu elma niye yukarıya doğru gitmedi de aşağıya doğru düştü. Dünyanın en basit sorusu ve yer çekim kanunu bu diyor. Oysa dünya kurulalı bu yana hep elma yere düşüyor. Kimse bu basit soruyu kendisine sormadı. Eğitim bu, merak duygusunu büyütüyor ve bu neden diye soruyorsanız, bu eğitim başarılı bir eğitim demektir. Eğitimi sanat ve kültür ile bir araya getirmek lazım. Yani sadece ders değil, sinema, tiyatroyu da, sanatın 7 alanıyla da mutlaka bağlantı kurmanız lazım. Ve spor ile. Sizi hayata bağlayacak olan budur. Dediğim gibi tek bir yere odaklanmayın, sanat, kültür ve sinema ile ilgilenin. Özellikle sinemada bazı filmler var. Bunlar dünya sinema tarihinin önemli filmleridir. Bunları mutlaka izlemeniz lazım. Mesela Potemkin Zırhlısı gibi. Bir dönem bunun müziği, bir dönem filmin kendisi yasaklandı. Ama bütün sinema severler bir şekliyle bu filmi izlerler. Sinematek dediğimiz kurum dünyanın en önemli filmlerini arşive alıp onu arzu eden izleyicilere gösteren bir merkez.
“HAYAL BİLE EDEMEZDİM”
Geleneklerimiz var. Geleneklerimize bazen yabancılaşıyoruz. Geleneklerimiz de çok önemlidir. Ata sözlerimiz çok önemlidir. Mesela hep aynı şeyi beraber düşünelim diye düşünürüz, oysa bizim babalarımız, dedelerimiz ne demiş. Akıl akıldan üstündür. Yani farklı şeyleri düşünmemiz ve tartışmamız gerekiyor. Bu imkanı sağladığı için hepinizin önünde belediye başkanımıza teşekkür ederim. Sizden en büyük arzum derslerinize çalışın, umarım arzu ettiğiniz yerlere gidersiniz ve kazanırsınız. Ülkeye önemli katkılarda bulunursunuz. Ben sizin gibi sıralarda otururken aklımda bugünleri hiç hayal edemezdim. Hele siyasete girmeyi filan hiç hayal bile edemezdim ama hayat getiriyor belli yerlere. Siz isteseniz de istemeseniz de. Birbirinizi sevmeyi, sağlıklı eleştirmeyi, sürekli övme değil yeri geldiğinde eleştirmeyi, eleştirilen arkadaşların da eleştiriyi dikkatle dinlemelerini isterim. Bu sizi hem yakınlaştırır, hem dostluklarınızın daha sağlam olmasına olanak sağlar.”
“YURT DIŞINA GİDEYİM DEMEZSENİZ ÇOK DAHA GÜZEL BİR SONUÇ ÇIKACAK”
Kılıçdaroğlu girdiği başka bir sınıfta da şunları belirtti:
“21. Yüzyıl teknoloji yüzyılı. Osmanlı sanayi devrimini kaçırdığı için battı. Şimdiki dünya teknolojide hızla ama hızla ilerliyor. Biz teknolojinin neresindeyiz? Ben MIT’ye (ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) gittim. Dünyanın teknoloji konusunda bir numaralı üniversitesi. Yine ABD’de 2 üniversiteye, Londra’da 3 üniversiteye. Üstelik bu üniversitelerin tamamı bilim ve teknoloji ile ilgiliydi. Bizde bilim ve teknolojinin gelişmediğini biliyoruz. Her biriniz cep telefonu kullanıyorsunuz. Cep telefonlarının hiçbirisi Türkiye’de üretilmiyor. Dolayısıyla katma değeri yüksek ürün üreten ülkelerin pazarı konumundayız. Pazarı değil üretmek zorundayız. Onun için son vizyon toplantısında ‘Ey dünya seninle rekabet etmeye geliyoruz’ dedik. Yani teknolojiyi Türkiye’ye getireceğiz, teknoloji burada gelişecek. Biz gelişmiş ülkeler ile rekabet edebilmeliyiz. Rekabet etmenin yolu katma değeri yüksek ürün üretmektir. O ürünü sizler üretiyorsunuz. Altyapıyı, bilimsel yapıyı sizler yani bu konuyu bilen, matematik, fizik, kimya neyse, o alanı bilenler yapıyor. Sanayici sizin ürettiğiniz bilgiyi elle tutulan metaya dönüştürüyor. Cep telefonları, oyun oynadığınız makinalar böyle.
İnsanoğlu tekerleği 1 milyon yılda keşfediyor. Şimdi her saniyede birden fazla buluş var. O nedenle sizin üstünüzdeki yükün farkında olmanız lazım. Teknoloji ve bilimi geliştirme konusunda ne kadar güzel çalışırsanız ve emeklerinizi Türkiye’ye verirseniz, yani yurt dışına gideyim demezseniz çok daha güzel bir sonuç çıkacak. Hepinize başarılar diliyorum."