Fatih Altaylı, bugünkü "Yerli ve milli adalet lazım adalet" başlıklı yazısında, "bu kararla bir milletin onurunu, karizmasını çizdirirsiniz." dedi.
Altaylı, yazısında "Böyle bir hukuksuzluğa sevinen birisi benim arkadaşım falan olamaz!" ifadesini kullandı.
İŞTE O YAZIDün sorsanız, bugün ilk yazı olarak “Yerli otomobil hakkındaki düşüncelerimi yazarım” derdim.
Ne de olsa yıllardır beklediğimiz, merak ettiğimiz Türk Malı otomobil tanıtılacaktı ve bu işlere meraklı hatta belki de en meraklı gazeteci olarak bu konuda bir şeyler yazmam hem gerekirdi hem beklenirdi.
Fakat ne yazık ki, ilk ele alacağım konu yerli otomobil değil.
Nasıl ki yerli otomobilimiz bizi gururlandırdıysa, yazacağım konu da bizi çok daha fazla utandırdı.
Çünkü yerli otomobil nasıl ki geleceğimizi aydınlatıyorsa, bu yazacağım konu hem bugünümüzü hem de gelecek ile ilgili beklentilerimizi karartıyor. Bu konu bir mahkumiyet.
Sözcü gazetesi yazarlarının “Fetullah Gülen terör örgütüne üye olma suçlamasıyla yargılandıkları” davada mahkum edilmeleri Türk yargı tarihinin gelmiş geçmiş en büyük ayıpları arasında yerini aldı dün.
Bir yanda bir yerel gazeteci “Fetullah Gülen’e hakaret ettiği” için hapis cezasına çarptırılırken, diğer yanda bırakın Fetullah’ı, herhangi bir dinci yapının yakınından geçmesi mümkün olmayan Emin Çölaşan, Necati Doğru gibi isimler “Gülen örgütüne yardım ve yataklıktan” mahkum oluyor.
Buna karşılık örgütün tam göbeğinden yer alan isimler hem ticarette hem siyasette hem bürokraside aslanlar gibi yollarına devam ediyorlar, hatta saraylara girip çıkıyorlar.
Bu artık bir trajedi değil, bir komedidir.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Otomobili güvenilir bir ülke olmak iyidir.
Ama hukuku ve adaleti iyi bir ülke olmak çok çok daha iyidir.
Ben gerekirse otomobilin iyisini ithal edebilirim.
Ama adaletin iyisini ithal etme şansımız ne yazık ki yoktur.
Asıl onun kaliteli, güvenilir ve yerli ve millisi makbuldür.
Otomobili Pininfarina’ya çizdirebilirsiniz.
Ama bana adaletin resmini dışarda çizdirip getiremezsiniz!
Abidin bile çizemez.
Ama bu kararla bir milletin onurunu, karizmasını çizdirirsiniz.
Bir ülkede adalet bu noktaya gelmişse, otomobil yapsanız ne olur, uçak yapsanız ne olur!
Uzaya çıksanız kim takar
*
Sevinme her şey sırayla oluyor gördük
Bakın arkadaşlar.
Sözcü yazarları mahkum oldu diye sakın sevinmeyin.
Bir ülkede Adalet bu hale geldiyse...
Yarın öbür gün mesela Hayrettin Karaman’ı ateizm propagandası yapıp, misyonerlik faaliyeti yürütmekten yargılarlar.
Ki o bile bu yargılamadan daha makul olabilir!
Girişte söylediğim “Arkadaşlar” kelimesi lafın gelişidir.
Böyle bir hukuksuzluğa sevinen birisi benim arkadaşım falan olamaz!