Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor.
Aşıda 3. doz uygulamalarına ilişkin konuşan Koca, yarından itibaren sağlık çalışanlarının ve 50 yaş üzeri yurttaşların 3. doz aşı olabileceğini açıkladı.
Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Bilim Kurulumuz, üçüncü doz aşıların gerekliliği konusunda değerlendirmelerde bulundu. 50 yaşından büyükler ve Sağlık çalışanlarının üçüncü doz olmalarının faydalı olacağını kararlaştırdık.
İki doz aşı olmuş 50 yaş üzeri ve sağlık çalışanlarımız yarından itibaren istedikleri aşılardan 3. doz aşı olabilecektir.
HASTALIĞI ATLATANLAR İÇİN YENİ KARARBilim Kurulumuzun gündemindeki bir diğer konu ise hastalığı geçirmiş olan vatandaşlarımızın ne zaman aşı olacakları konusuydu. Bildiğiniz gibi hastalığın üzerinden 6 ay geçtikten sonra aşı hakkı tanımlanıyordu. Bugünden itibaren bu süre 3 aya indirilmiştir. Hastalığı geçirmiş olan vatandaşlarımız hatırlatma dozu olarak aşıyı hastalığın üzerinden 3 ay geçtikten sonra olabileceklerdir. Bu durumun mevcut antikor seviyesini ve koruyuculuğu önemli ölçüde artıracağı değerlendirilmiştir.
Bugün itibariyle yaklaşık 50 milyon doz aşıya ulaşmış bulunuyoruz. İlk doz aşısını olan vatandaşlarımızla ikinci doz aşı zamanı gelen vatandaşlarımızın takvimleri birleştiğinde günde 1,5-2 milyon dolaylarında aşı yapıyor olacağız.
Aşılarımızı ne kadar erken dönemde olursak milletçe salgından o derece erken kurtulmuş olacağız. Aydınlık yarınların bizim olduğunu artık hepimiz görüyoruz.
Daha önce de ısrarla sizleri bu son dönemeçte temkinli ve teyakkuzda olmaya davet etmiştim. Bildiğiniz gibi koronavirüs bir rNA virüsü ve çok kolay mutasyona uğruyor. Eldeki aşılar mutasyonlara karşı da belirli seviyelerde koruyucu görünüyor. Ancak mutasyonlara fırsat vermeden aşılamayı tamamlamak salgını durdurabilecektir. Delta varyantının yayıldığı ülkelerden aşılamanın da yüksek seviyede olduğu yerler var. Bu durum bizi uyarıyor ve aşı olmada acele etmeye davet ediyor.
AŞI TEDARİKİAşı tedariki konusunda yapılan bazı değerlendirmelerin somut gerçekle hiç ilgisinin olmadığını üzülerek izliyoruz. Birileri aşı almaktan vazgeçtiği için Türkiye’nin aşıya ulaştığını iddia etmek en hafif ifade ile emek verenlere saygısızlık, devletimize güvensizliktir. Kimsenin buna hakkı yoktur.
9 aydır aşıya en doğru koşullarda ulaşmak için gayret eden bu devletin kurumlarıdır. Üretilmiş ve güvenilirliğini ispat etmiş her aşı ile ilgilendik ve yakından takip ederek en uygun şartlar ve doğru koşullarla ülkemize getirmeye gayret ettik.
Bu hizmetler elbette bizim sorumluluğumuz ve görevimizdir. Görevimizi yapmış olmak sebebiyle iltifat beklemiyoruz. Her bir eleştirinin de haklı bir tarafı olabilir diye düşünerek çalışmalarımızı gözden geçiriyoruz. Ancak, asılsız iddialar ile vatandaşımızın devletimize olan güveninin sarsılmasına müsamaha gösteremeyiz. Bu devlet gücünü ispata muhtaç olmayacak kadar büyük ve güçlüdür. Bu güce güvenin derken bu özgüvenle sesleniyoruz.
AŞI KARŞITLIĞISon günlerde aşı karşıtlığı konusu sıcak şekilde gündemde tutulmaya çalışılmaktadır. Çocukluk çağı aşılarında ülkemiz %98 gibi bir aşılama oranına sahiptir. Böyle bir ortamda aşı karşıtlığından bahsetmek sadece küçük bir zümreyi cesaretlendirmeye yarar.
Aşıya karşı olmayan ama aşı olmakta tereddüt eden vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum; Siz tereddüt eder ve geri durursanız bir kişi eksik kalacağız ve her bir eksiğimiz bizi toplumsal bağışıklık hedefimize ulaşmakta geciktirecektir. Aşıyı olan vatandaşlarımız olumlu tecrübelerini paylaşarak tereddüt yaşayan vatandaşlarımızı rahatlatmalı.
"YOLUN SONUNA YAKLAŞTIK"Emin olunuz, salgın koşulları altında geliştirilen tüm aşıları büyük bir hassasiyet ve titizlikle inceleyerek ülkemize getiriyor ve kullanıma alıyoruz. Bizler sizin adınıza bu tereddüdü yaşayıp ikna olduk ve inandığımız aşıları ülkemizde kullanıma sunduk.
Yolun sonuna yaklaştık. Elbette daha iyisini yapabilirdik. Fakat bilmenizi isterim ki zor günlerde büyük işlerin üstesinden birlikte geldik. Her bir vatandaşımız diğerlerinin aşı olmasını beklemeden aşısını olmalı ve toplumsal bağışıklık hedefinde mücadeledeki yerini almalıdır.''