Gerçek Muhabir

Erdoğan, yılbaşında sokağa çıkma yasağı olacağını açıkladı

GÜNDEM

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yılbaşında sokağa çıkma yasağı olacağını açıkladı. Erdoğan açıklamasından satır başları:

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunuyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

"Ülke ve millet olarak bölgesel ve küresel siyasi, ekonomik, insani nice krizle aynı anda mücadele verdiğimiz, inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. Kendimize ve dostlarımıza huzurlu bir gelecek inşa etmek için fedakarca gayret gösteriyoruz.

Bu samimi çabalarımıza her devletten, her kesimden destek beklerken maalesef haksız ve saplantılı ithamlara maruz kalabiliyoruz. Son dönemde Amerika'da ve Avrupa'da yaptırım söylemlerinin artmış olması üzüntü vericidir.

Halbuki Türkiye AB'den yıllardır geciktirdiği tam üyelik sözünü yerine getirmesini beklemektedir. Aynı şekilde ABD'nin de terör örgütüne karşı mücadelede destek bekliyoruz.

Biz ne komşularla ne de gerilim, çatışma peşinde koşan ülke asla değiliz. Tüm bölgemizin ve dünyanın huzuru, refahı, esenliği için mücadele ediyoruz. Ülke ve millet olarak hakkımızın, hukukumuzun, egemenliğimizin çiğnenmesi karşısında sessiz kalacağımız anlamına gelmiyor."

Kimsenin hakkını yemediğimiz gibi kimseye de hakkımızı yedirmeyiz. Libya'dan Doğu Akdeniz'e, Suriye'den Kafkasya'ya uzanan coğrafyada çok boyutlu çalışmalar içindeyiz. Nerede haksızlık varsa adaletin tesisi için çaba harcıyoruz. Ülkemizin istiklal ve istikbal mücadelesi bugün de mazlum ve mağdurlara umut veriyor.

Dağlık Karabağ'da yaşananlar ülkemizin kararlı duruşunun ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Türkiye tıpkı 1 asır önce Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu'nun yaptığı gibi Azerbaycanlı kardeşlerinin yanında yer almıştır.

Türkiye ve Azerbaycan bu hissiyatla bir kez daha öz kardeş olarak kucaklaşmış, maziden atiye uzanan yepyeni köprü inşa etmiştir. Azerbaycanlı kardeşlerimiz ülkemizin de desteğiyle 44 süren vatan muhaberesini hamdolsun zaferle taçlandırmıştır. 30 yıldır işgal altında tutulan topraklar kurtarılmış, Dağlık Karabağ hasreti son bulmuştur. Kazanılan zafer askeri, diplomatik, siyasi açıdan çok büyük anlamlar taşıyor.

Laçin'den Şuşa'ya, Fuzuli'den Kelbecer'e tüm Karabağ semalarını hamdolsun artık ezan-ı Muhammediler süslüyor. İnşallah bundan sonra bölgede merkezinde çatışma yerine barışın, gerilim yerine işbirliğinin, husumet yerine iyi komşuluk işbirliğinin olduğu yeni bir statüko kurulacaktır."

Azatlık Meydanı'nda yapılan zafer törenlerinde merhum Haydar Aliyev'in tek millet iki millet şiarının ete kemiğe büründüğünü yeniden gördük. Bakü sokaklarında Türkiye ve Azerbaycan bayraklarını taşıyan Azerbaycanlı kardeşlerimizin coşkusuna biz de heyet olarak ortak olduk. Şehit olan Azerbaycan askerini ve 100 sivil kardeşimizi rahmetle yadettik.

Ziyaretim sırasında yaptığımız görüşmelerde Karabağ konusunda uluslararası alanda ve diğer ülkeler nezdinde izleyeceğimiz yol haritasını ele aldık. Azerbaycan'ın işgalden kurtardığı topraklarında yeniden imar ve çeşitli kalkınma projelerini değerlendirdik. Vatandaşlarımıza kimlikle seyahat imkanını tanıyan protokolün yanı sıra medya ve yatırım alanlarında çeşitli anlaşmaların imzalanmasına şahitlik ettik. Artık kimlikle Azerbaycan'a gidip geleceğiz."

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üçüncü bütçesini küresel salgın, ekonomi krizinin yaşandığı dönemde hazırladık. Bu süreçte de ülkemiz ekonomisiyle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapılırken hep farklı yaklaşım içerisinde olduk. 2008 yılında gelişmiş ve gelişmekte ülkelerin tamamı ciddi finansal kriz yaşarken bu süreçten güçlü bir şekilde çıkacağımızı söylemiştik, hatırlayın o günleri.

Bu yıl için de aynısını söylüyoruz. Daha önce ülkemizle ilgili oldukça olumsuz tablolar çizen, uluslararası ekonomi kuruluşları değerlendirmeleri aşama aşama bizim dediğimiz yere getirmeye başladılar. Salgının hızlandırdığı siyasi ve ekonomik yeniden yapılandırma sürecinde ülkemizi hak ettiği seviyeye çıkarmaktır.

Dünya ekonomide daha dengeli bir üretim ve ticaret dağılımı arayışı içindedir. Türkiye pek çok avantajıyla bu ülkelerin başında geliyor. Önümüzdeki büyük potansiyeli dikkate alarak yönetiyoruz. Yeni dönemde de en önemli rehberimiz ve yol göstericimiz 2023 hedeflerimizdir. Bu anlayışla 2021 bütçesini üretim, yatırım, istihdam, ihracat, büyüme esasları üzerine bina ettik. Bütçemizin şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Salgınla başlayan sağlık krizi gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke ayrımı yapmaksızın tüm makro ekonomik dengeleri derinden sarsıyor. Pek çok gösterge tarihin en kötü seviyelerine ulaştı. 2020'de küresel ekonominin yüzde 4'ün üzerinde küçülmesi bekleniyor. Türkiye ekonomisi her türlü zorlu teste, yeni gelişen fırsatlara, farklı senaryolara karşı hazırlıklı durumdadır."

Her durumda vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Ekonomimizin güçlü ve kırılgan yönlerini gayet iyi biliyoruz. Güçlü yönlerimizi sağlamlaştırırken, kırılganlıklarımızın üzerine gidip gereken tedbirleri alıyoruz. Vatandaşlarımdan müsterih olmalarını, sürekli karamsarlık aşılayanlara inat bize ve ekonomi yönetimimize güvenmelerini istiyorum. Uyguladığımız politikalar, kredi genişlemesi ve normalleşme adımlarının etkisiyle yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 büyüdü. Böylece Türkiye, AB, G20 ve OECD ülkeleri arasında üçüncü çeyrekte en fazla büyüyen ülke oldu.

Bizi fazlasıyla memnun eden makina, teçhizat yatırımlarındaki yıllık yüzde 23,5'u bulan artış oldu. Organize sanayi bölgelerimizde 851 yeni fabrika üretime başladı. İmalat sanayi siciline 13 bin 546 tesis kayıt yapıp üretime geçti. Üretim tarafındaki bu güzel gelişmelerin istihdama etkilerini de görüyoruz. Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz istihdam destekleri sayesinde Eylül'de işsizlik oranı geçen seneye göre yüzde 12,7 olarak gerçekleşti. Henüz ülkemizin istihdam potansiyelini yeteri kadar harekete geçiremediğimizi biliyoruz.

Her kesimde istihdam oranlarını çok daha yukarı seviyelere çekecek politikalara öncelik vereceğiz. Asıl önemli olan büyümenin dengeli, kaliteli ve sürdürülebilir olmasıdır. Hiç şüphesiz daha düşük büyüme oranlarıyla makro ekonomik istikrarı sağlamak mümkündür. Ama biz büyüme ve istikrarı birlikte gerçekleştirmek için çalışıyoruz.

Talep cephesindeki daralmalara bağlı olarak herkes gibi bizim dış ticaretimiz de küresel gelişmelerde etkileniyor. Yatırım, istihdam ve üretimi sürdürmek için tedbirlerimizi almaya devam edeceğiz. Tüm vatandaşlarımızla birlikte esnafımızın, tüccarımızın, iş insanlarının yanında olduk. Sosyal koruma kalkanı başlığı altında karşılıksız nakit desteklerinin tutarı 45 milyar lirayı buldu. Ayrıca istihdam ve üretimi desteklemek için kredi imkanlarını genişletmeye yönelik pek çok paketi hayata geçirdik. Gerçekten çalışmak, üretmek, işini sürdürüp, büyütmek isteyip de devletten bekleyip de alamadığını söyleyen hiç kimse yoktur.

Biz dün olduğu gibi bugün de samimiyetle esnaf ve tüccarlarımıza destek olmayı sürdürüyoruz. Halkımızın tasarruflarını TL olarak değerlendirmesini teşvik etmek istiyoruz. TL mevduat ve katılım hesaplarıyla ilgili faiz ve kar paylarındaki stopaj oranlarını düşürmüştük. Stopaj oranları 6 aya kadar vadeli hesaplarda yüzde 5, 1 yıla kadar vadeli olanlarda yüzde 3, 1 yıl üzerinde olanlar içinse yüzde 0 olarak Mart sonuna kadar uygulanmaya devam edecek.

Son zamanlarda TL cinsi varlıklara olan güveni arttırmak için kurumlarımız tarafından piyasa dostu adımlar atıldı. Kasım ayından itibaren sermaye girişlerinde artış, risk primlerinde düşüş ve TL'de değerlendirme yaşandı. Vatandaşlarımızın döviz talebi de azalma eğilimine girdi. Tüm vatandaşlarımızdan birikimlerini dövizden TL'ye çevirerek üretim ve istihdama katkı sağlayacak yatırımlara yönelerek mücadelemize destek vermelerini bekliyorum."

"31 Aralık Perşembe saat 21:00'den 4 Ocak saat sabah 05:00'e kadar kesintisiz uygulanacaktır."

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.