Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta inşa edilen 36 katlı Türkevi'nin açılışında, binanın New York'ta bir cazibe merkezi olarak faaliyet göstereceğine inandığını söyledi. Erdoğan, "Ülkemizde de sık sık tekrarladığım atasözümüzü burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Atalarımız, ‘şerefü'l mekan bi'l mekin.’ Yani bir mekâna şeref katan oradaki insanlardır diyor" dedi. Erdoğan, gururlu olduklarını ifade ederek, "Gururluyuz, çünkü bu eserle New York’un siluetine tarihi ve geleneksel mimarimizin güzelliklerini ve zarafetini yansıtıyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 76’ncı Genel Kurulu’na katılmak için ABD’nin New York şehrine gitti.
Dün “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabının tanıtımı yapan Erdoğan, daha sonra ABD'deki Müslüman toplumunun temsilcileri ile bir araya geldi. Erdoğan, yarın katılacağı BM 76'ncı Genel Kurulu öncesinde bugün de Manhattan’da inşa edilen 36 katlı Türkevi’nin açılışını yaptı.
Erdoğan’ın Türkevi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmadan öne çıkan başlıklar şöyle:
“TARİHİ VE GELENEKSEL MİMARİMİZİN GÜZELLİKLERİNİ YANSITIYOR: Bugün haklı bir gurur yaşıyoruz. Gururluyuz. Çünkü devletimize, milletimize kalıcı bir eser daha kazandırıyoruz. Gururluyuz, çünkü bu eserle New York’un siluetine tarihi ve geleneksel mimarimizin güzelliklerini ve zarafetini yansıtıyoruz. Gururluyuz, çünkü mimarlarımızın, mühendislerimizim, işçi kardeşlerimizin alın teriyle muhteşem bir eserin inşasını tamamladık. Bu göz kamaştırıcı binanın inşasında kullanılan malzeme ve tefrişat unsurları büyük ölçüde Türkiye’den getirildi. Mimarinin ve mühendisliğin en son imkanlarının kullanıldığı binamızın tasarımı, iklim değişikliğini konuştuğumuz bu dönemde çevreye duyarlılık esasına göre yapıldı. Böylece Türkiye, bu eserle beraber büyüklüğünü, birikimini ve artan gücünü yansıtan bir başyapıt ortaya çıkardı.
DAHA ADİL KÜRESEL BİR DÜZENİ SAVUNUYORUZ: Burası BM Nezdindeki Daimî Temsilciliğimize ve New York Başkonsolosluğu’muza ev sahipliği yapacak. KKTC New York Temsilciliği de Türkevi’nde faaliyet gösterecek. BM binasının tam karşısında bu denli önemli bir eseri hayata geçirmemiz ayrı bir anlam taşıyor. Türkiye, BM’nin kurucu üyelerinden biri olarak uluslararası barışın ve güvenliğin tesisi için gösterilen çabalara aktif katkı sağlıyor. Uluslararası misyonlarda üstlendiğimiz sorumlulukları başarı ile yerine getirdik, getiriyoruz. Küresel sorunların çok taraflılık temelinde çözülmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü daha kapsayıcı ve daha adil küresel bir düzeni savunuyoruz.
BM VE ÜYE ÜLKERİN FAALİYETLERİNE DE HİZMET VERMEYE HAZIR: Temeline bırakmış olduğum mektubumda da vurguladığım üzere, binamız Türkiye’nin başarı hikayesinin sembollerinden biri olarak inşallah uzunca bir süre hizmet verecektir. Yeni Türkevi, sunduğu imkanlarla BM’nin ve üye ülkelerin faaliyetlerine de hizmet vermeye hazırdır.
ATALARIMIZ, 'ŞEREFÜ'L MEKAN, Bİ'L MEKİN' DİYOR: Türkevi ABD'de yaşayan vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, akraba ve dost topluluklara yeni bir çatı olacaktır. Genişleyen imkanlarımız sayesinde başkonsolosluk hizmetlerimiz burada çok daha verimli bir şekilde yürütülecektir. Siyasi, ekonomik ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapacak yeni binamızın gerçek bir cazibe merkezi olarak faaliyet göstereceğine inanıyorum. Ülkemizde de sık sık tekrarladığım atasözümüzü burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Atalarımız, ‘şerefü'l mekan bi'l mekin.’ Yani bir mekâna şeref katan oradaki insanlardır diyor. Türkevi'nin de içinde çalışacak ziyarete gelecek insanların samimiyetle sahiplenmesiyle arzu ettiğimiz konuma geleceğini düşünüyorum.
HERKESE AÇIK: İşte bunun için Türkevi binamızın kapılarının herkese açık olduğunun altını bir kez daha çiziyorum. Dışişleri Bakanlığı’mızın da binanın işletmesini, bu kucaklayıcı anlayışla yürüteceğinden şüphe duymuyorum. New York'un örnek binalarından biri olacak Türkevi'nin devletimize, milletimize, New York’a hayırlı olmasını diliyorum. Bu binanın inşasında emeği geçen tüm kurumlarımızı, yüklenici firmaları, herkesi tebrik ediyorum.”