Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Cumhurbaşkanlığında yaptığı ortak basın toplantısında, "İsrail-Filistin meselesine adil çözüm bulunmadığı takdirde Ortadoğu'da barışın olamayacağı iyice anlaşılmıştır. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin devletinin tesis edilmesi gerekir. Sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her geçen gün artan işgal uygulamalarının amacı sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Cumhurbaşkanlığında bir araya geldi. Erdoğan Abbas'ı resmi törenle karşıladı. İki lider, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"7 Ekim'den bu yana masum insanlara karşı İsrail'in saldırıları sonucunda 32 bin Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu'nun gözü dönmüş yönetimi Filistinlilere apaçık soykırım uygulanmaktadır."
"İSRAİL, ULUSLARARASI ADALET DİVANI ÖNÜNDE YARGILANMAKTADIR"
Netanyahu ve cinayet ortaklarının her damla kanın hesabını hukuk ve mahşeri vicdan önünde mutlaka vereceğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye olarak bunun için çalışmaya, tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. 26 Şubat'ta Adalet Divanı'nda meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumumuzu beyan ettik. İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde yargılanmaktadır. Alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen, İsrail yönetimi kadın çocuk demeden kardeşlerimizi öldürmeyi sürdürmektedir.
İsrail'in bu şımarıklığının ve hukuk tanımaz tavrının en büyük sebebi Batılı güçlerin holokosttaki günahlarından dolayı İsrail'e verdikleri destektir. Elbette burada İslam dünyasının vahdet olamamasının büyük payı vardır. Türkiye'nin Filistin halkına olan güçlü desteği bellidir. Yaptığımız her görüşmede, her yurt dışı ziyaretimizde işgal edilmiş topraklardaki İsrail saldırıları gündemimizin ilk sırasında yer almıştır."
900'den fazla hasta ve refakatçinin Türkiye'ye getirildiğini belirten Erdoğan, Gazze'de sahra hastanesi kurulması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
"SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ"
İsrail-Filistin meselesine adil çözüm bulunmadığı takdirde Orta Doğu'da barışın olamayacağının anlaşıldığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin devletinin tesis edilmesi gerekir. Sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her geçen gün artan işgal uygulamalarının amacı sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır. Topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri çözümün önündeki en büyük engellerden biridir. Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Türkiye olarak bu bağlamda garantörlük çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Yaklaşmakta olan Ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz."
"TÜRKİYE'NİN ROLÜNÜ ÖNEMSİYORUZ"
Filistin Devlet Başkanı Abbas da şu açıklamayı yaptı:
"İsrail, insani yardımların Gazze'ye girmesine engel oluyor. İsrail işgal devleti her türlü vahşeti orada yürütmektedir. Batı Şeria, Kudüs'te Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsallara karşı pervasızca saldırılarını devam ettirmektir. İsrail'in bu tutumundan dolayı ve Mescid-i Aksa'ya saldırıda bulunmaları görünen bir hal haline gelmiştir. Filistin'e uluslararası korumanın sağlanması için çabaların güçlendirilmesi gerekiyor. Arzuladığımız şey, Filistin'in BM'de daimi üyeliğe sahip olması, Güvenlik Konseyinin kararıyla böyle bir durumun ortaya çıkması arzuladığımız bir şeydir ve özellikle Batı ülkeleri Filistin'i tanımalıdırlar. Bu çabalar bağlamında Türkiye'nin rolünü önemsiyoruz. Filistin halkının Gazze'den, Batı Şeria'dan bir şekilde tehcir edilmesini kabul etmiyoruz. İsrail bunu yapmak istiyor. Oraları tamamıyla yakıp yıkmak suretiyle bu projesini hayata geçirmek istiyor."
"FİLİSTİN'İN DEVLET OLMA HAKKI VAR"
Gazzea'nin Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Abbas, İsrail'in planlarının kabulünün mümkün olmadığını ifade etti. Abbas, şöyle devam etti:
"Gazze'nin ve Kudüs'ün Filistin devletinden ve Batı Şeria'dan bölünmesi mümkün değildir. Barış ve güvenlik sadece İsrail işgalinin son bulmasıyla mümkündür. Filistin'in, başkenti Doğu Kudüs olan bir devlet olma hakkı vardır. Bizler Filistin toplumunun bileşenlerini ve tüm kesimlerini bir araya getirmek için elimizden gelen çabayı harcayacağız. Sayın Cumhurbaşkanı, sizlere ve kardeş Türkiye halkına selamlarımı ve teşekkürlerimi belirtmek istiyorum.
Türkiye'nin Filistin halkına, Gazze'ye göndermiş olduğu yardımlardan dolayı en içten minnettarlığımızı ifade etmek istiyoruz. Türkiye tarihi sorumluluğuyla Filistin ve Filistin halkına karşı bütün sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmektedir. Şu andan 120 binden fazla Filistinli yaralı ve ölümüz var. Batı Şeria'da da aynı şekilde İsrail katliamlarına devam etmektedir."