Önceki yıllarda Başbakanlık tarafından hazırlanan faaliyet raporu, 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle Cumhurbaşkanlığı tarafından kaleme alındı. Bu nedenle rapor, başkanlık sisteminin ilk altı aylık dönemini de kapsıyor.
DW Türkçe'nin haberine göre; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın hazırladığı rapor, devletin kasasından vakıf ve derneklere yapılan cari transfer 818 milyon lira harcadığını gösteriyor. Bu dernek ve vakıfların hangileri olduğuna dair bilgiyse yok. Daha önce de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) AKP’li yönetiminin Erdoğan ve ailesine yakın vakıf ve derneklere yüksek meblağda yardım yaptığı ortaya çıkmıştı. İBB'nin CHP'li meclisi üyelerinden elde edilen bir rapora göre belediye 2018 ve önceki dönemlerde söz konusu vakıf ve derneklere 847 milyon liradan fazla para harcadı.Raporun dikkat çekici bölümlerinden biri de merkezi yönetimlerin borçları için 73 milyar 961 milyon lira faiz ödendiği. Raporda faiz giderlerinin öngörülenden fazla gerçekleştiği, bunun sebebinin dövizdeki kur artışları olduğu belirtiliyor.Raporun faiz giderleriyle ilgili bölümünde de bütçe disiplininden sapıldığı gözlemleniyor. Faiz giderlerinin GSYH’deki (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) payı 2017’de yüzde 1.8 düzeyindeyken, 2018’de yüzde 2’ye çıkıyor.Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na göre bu durum devletin üzerindeki faiz yükünü de artırdı. Kozanoğlu, Türkiye’nin borçlanmada zorlanmasıyla borcu çevirmek için yüksek faizlerle borç aldığını, bu durumun da faizleri yukarı çektiğini söylüyor.
HARCAMALARIN YÜKSEK ÇIKMASI SURİYELİLERE BAĞLANIYOR
Rapor, sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetlerine yılsonu itibariyle 830 milyar 809 milyon 401 lira ödendiğini ve bunun da öngörülenden daha yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Söz konusu bölümde genel kamu hizmetleri, savunma hizmetleri, dinlenme, kültür ve din hizmetleri, sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri gibi kalemler bulunuyor. Harcamaların bu denli yüksek çıkması ile ilgili olarak raporda, "Ülkemizde meydana gelen afet ve acil durum olayları sebebiyle bu durumdan etkilenenlerin acil temel ihtiyaçlarını karşılamak ve alt yapılarda meydana gelen hasarları gidermeye yönelik giderler ile ülkemizde geçici koruma statüsünde barındırılan Suriye vatandaşlarına yönelik giderlerin öngörülenden yüksek gerçekleşmesidir." ifadelerine yer veriliyor.Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanmaya başladığı ilk altı aylık dönemde ekonominin tahminlerin altında büyüdüğü, işsizliğin tahminlerin üzerine çıktığı, kişi başına gelirin azaldığı, enflasyonun da yükseldiği görülüyor. Raporda büyüme hızının Ekim 2017’de açıklanan orta vadeli programda (OVP) yüzde 5.5 olarak öngörüldüğü, daha sonra 2018 Eylül’de ise 3.8 olarak güncellendiği görülüyor. Ancak rapora göre tahminlerin ikisi de tutmamış ve büyüme yüzde 2.6 olarak gerçekleşmiş. Buna bağlı olarak da yüzde 10.5 olarak öngörülen işsizlik oranının yüzde 11’e yükseldiği görülmekte. Yine OVP’de 11 bin 409 dolar olarak tahmin edilen kişi başına gelirin 9 bin 632 dolara gerilediği dikkat çekiyor.Raporda enflasyonun da öngörüler üzerinde gerçekleştiği görülüyor. Zira OVP’de yüzde 7 olarak öngörülen enflasyon 20.3 olarak gerçekleşmiş.2018’de görev zararlarına yönelik transferler için 55 milyar 849 milyon lira ödenek öngörülürken, yıl sonunda harcanan para 80 milyar 897 milyon liraya çıktığı da dikkatlerden kaçmıyor. Bu giderlerde harcamanın başlangıç ödeneğinden fazla olmasının temel sebepleri arasındaysa emeklilere dini bayramlar öncesinde yapılan ikramiye ödemeleri; sosyal güvenliği olmayanlara yapılan prim ödemeleri; özel bütçeli idarelerin emekli ikramiyeleri ile SGK’ya yapılan ek karşılık ödemeleri gibi başlıklar yer alıyor.
"TÜRKİYE MALİ DİSİPLİNDEN KOPMUŞ DURUMDA"
Muhalif partilerin ekonomi kurmaylarının değerlendirmelerine göre Türkiye, kurala dayalı ekonomiden uzaklaşarak kısa vadeli ekonomi politikalarına yönelmiş durumda. CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirmede ekonomiyi canlandırmak için alınan tedbirlerin kısa vadeli olduğunu ve Türkiye’nin mali disiplinden koptuğunu belirtiyor.Öztrak, "Türkiye’nin bütçe açığı bu yılın ilk beş ayında üçe katlandı. Tek seferlik gelirler çıkarıldığında açığın altıya katlandığını görüyoruz. Bu doğrultuda borçlanmaların öne çekilmesi de faiz yükünü artırdı. Erdoğan, 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce kendisine yetki verilmesi durumunda faizleri indireceğini belirtmişti. Ama Türkiye kendi ligindeki ülkelere göre negatif ayrışma gösterdi" ifadelerini kullandı.
"BÜTÇE AÇIĞI 80 MİLYAR LİRAYA ÇIKABİLİR"
İYİ Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz da sandıktan meşruiyet çıkarmak adına kısa vadeli politikalara yönelindiğini söylüyor. Raporu Deutsche Welle'ye değerlendiren Yılmaz, "Türkiye ekonomide kurala değil, duruma göre bir yönetim tarzı belirlemiş durumda. Koordinasyonsuzluk, belirsizlik ileri aşamada. Kurumların zayıfladığını görüyoruz. Ak Parti, 2002'de kendini iktidara getiren ekonomik koşulları bu sefer kendisi yarattı" diye konuştu.