"Yap-işlet-devlet modeli doğru uygulandığı zaman doğru bir model. Objektif ve rekabetçi bir ihaleyle doğru. Hazine garantili yatırımların bütçe dışında tutulması anlayışına sahip olanlar var. Bunu benim kamu maliyesi ve ekonomi anlayışım kabul etmez, bütçe disiplini içinde olmalı. Geleceğin giderini bugünden ipotek altına almamış olursunuz böylece. 3 sene sonra bütçede olacak bir şey bugünden oraya yazılmadı. Bugün bütçede bozulmaya sebep olan unsurlardan biri budur. Kısa dönemli maliyetler bütçeye dahil edilmezse bütçe dengesini koruyamazsınız. Faiz dışı bütçe açıkları ve politikalar temel kriterdir. Tedirgin edici tablolardan biri bütçe açığının yüzde 3'lere çıkmış olması. 2016'da bir bütçe açığı yüzde 1'in altındaydı. Buradaki temel sıkıntı da bu konuların bütçe dengesi dışına çıkmasıyla oluşuyor. Bugün ekonomide hem içeride güveni sağlayacak, hukuk ve diğer adımları atmak lazım, hem de rasyonel ekonomik politikalar uygulamak lazım. Ben de Merkez Bankası'yla çalıştım. İş birliğine dayalı bir ilişki lazım ama ekonomi kurumsal yapıların kendi doğasını değiştirdiğinizde yatırımcıları tedirgin edersiniz. Uluslararası serbest piyasa ekonomisinin doğasının akışına ters davranılamaz. Bir gelecek perspektifiyle bu bir problem teşkil etmez.
"Bahsettiğim sadece finansal ekonomik reform paketi değil. Bizi ekonomide en güçlü kılan nedir biliyor musunuz? Avrupa ve Asya hattını çizin, geri kalan bütün Avrasya'nın en büyük üretim alanı Türkiye'dir. Bizim ihtiyacımız olan bu üretim potansiyelini teknolojik dönüşüme uydurmak. Bunu yapmazsanız bu rekabet gücünü kaybedersiniz. Bunun için de Ar-Ge'ye ihtiyacınız var, geleceğimizin garantisi odur. Bu sanayi üretim kapasitesini destekleyebilecek bir finansal altyapıya ihtiyaç var. Şu an buna sahip değiliz. Bankacılık sistemimizin ciddi bir rehabilitasyona ihtiyacı var. Bunları tek tek ele almak lazım. Bir de ülkeyi dünyaya aşacaksınız, pazar. Biz 2009 krizini aşmak için Avrupa pazarı daraldığı için Afrika pazarına açıldık. Türkiye'yi hamasi bir söylemle dünyaya kapatan bir yönetim dili yükseliyor.
"Bir ekonomik reform ile reel sektörü ayağa kaldırıp, tarım sektöründeki tıkanmayı aşacak, bütçe disiplinini sağlayıp, hukuku üstün kılacak şeylerle ilgili bir perspektife ihtiyaç var.
"Ekonomiyle demokrasi arasında mutlak ilişki vardır. Demokrasi açığı olan yerde cari açık olur. Bakın tarihteki ekonomik havzalara, en temel şey yol güvenliğini sağlamaktı. Bugün de paranın, fikrin, mülkün özgürlüğü olmadan bir ekonomi kalkınamaz. Para dar bir yere sıkışmışsa orada ekonomik sıçrama yapamazsınız. Bunları şeffaf bir ekonomi yönetimiyle yapabilirsiniz.
"AK Parti içerisinde temas halinde olduğumuz arkadaşların hepsi benimle geçmişte beraberlik yaşamış, bir kısmıyla anlaşmazlık yaşamış olsak bile arkadaşımız. Bu arkadaşlarla ilişkimi tabii ki var. Ben herhangi bir arkadaşı çağırıp görevi bırak diye bir şey kesinlikle söylemedim. Çok sayıda arkadaş siz ayrıldıysak bizim de burada doğru değil dediler ama kimse istifa etmesin dedim. Çünkü ben kriz çıkmasın diye istifa ettim. Biz bir kriz çıkartmak için bu eleştirileri yapmıyoruz, kriz çözülsün diye yapıyoruz. Parti içindeki arkadaşlara doğru bildiğiniz şeyleri söyleyin diyorum. Bir parti kriz çıkarmaz için kurulmaz, fraksiyon oluşturmak için hiç kurulmaz.
Rus uçağının düşürülmesi
"Türkiye'nin sınır savunmasını korumak bir hükümetin görevidir. Başbakanlıkta da bunu düzenleme sorumluluğu vardır. Türkiye'nin bir uçağı düşürüldüğünde bir angajman kuralları yayınladı Recep Tayyip Erdoğan. Sınırımıza 5 km yaklaşıp dur emrine uymayan uçaklar vurulacaktı. Ben Başbakan olduğumda da bu angajman kuralı yenilendi. Kim uçağı olduğuna bakmıyor angajman. Rusya müdahil olunca Suriye'de, Rusya tarafına bu angajman kuralları bildirildi. Putin'e ifade edildi, Rus tarafı bütün bu kuralları biliyor. Milli Güvenlik Kurulu'nda Suriye'den girişlere izin verilmeyecek kuralları alınmış. Ben de bu talimatı almışım. Benim Rus uçağının gelişinden haberdar olup 7 saniye içinde bunu düşür talimatı verme imkanım var mı, yok. Der ki angajman kuralı, 5 km'ye yaklaşan uçak uyarılır, durmaması halinde vurulur. Bu talimat uygulanmıştır.
"Peki o sabah ne oldu? Saat 9.30 civarında Hulusi Akar beni aradı, 'bir Rus uçağını düşürdük' dedi. Ben de kendisine 'kesinlikle açıklama yapmayın, yaparsanız Rus uçağı demeyin, biz düşürdük demeyin, kimliği belirsiz bir uçağın sınırımızda düştüğü görülmüştür deyin' dedim. Bu sırada toplanalım, raporları getirin, diplomatik görüşme yürütelim. 10-15 dakika sonra Cumhurbaşkanlığı'ndan bir açıklama basına düştü: Bir Rus uçağını düşürdük. Bu açıklama talimatını kim verdi bilmem ama o andan itibaren krizi çözmek imkansızdır. Genelkurmay Başkanımızı aradım, 'bu açıklamayı çekin' dedim. 10 dakika sonra bu açıklama geri çekildi ama bütün dünya bunu duydu. Kimseye karşı bir kasıt falan yok. Rus uçağı gelip İskenderun'u bombalasaydı bunun hesabını kim verecekti.
"Bunlar kolay bir süreç değil, böyle kolay izah edilebilecek bir süreç de değil, oradaki subayın göreviydi. O gün basın toplantısı yaptık, bu subayın 'FETÖ' elemanı olabileceği yönünde suçlamalar olunca Akar 'Verilen talimattan kasıt angajman kuralları, görev yapan bir pilota yaklaşan tehlikeye ateş etti diye böyle suçlamalar yapılırsa TSK'da kimse bir daha tetiğe basmaz' dedi. Ben de 'Bana bu pilotun geçmişiyle iligili teferruatlı bir bilgi getir, altımızda görev yapan kimse böyle bir şeyle karşılaşamaz' dedim. Daha sonra böyle bir irtibatın olmadığını tespit ettik. Daha sonra bunun benim talimatımla yerine getirildiğini açıkladım. Sınır güvenliğini korumak bizim görevimiz, aksi takdirde görev yapamazsınız. TSK'nın operasyon yapabilme kabiliyetine güç vermektir benim açıklamam.
"Eğer bu konularda bana bir suçlama olmasaydı bu konular benimle birlikte mezara giderdi. Ortak akılla aldığımız konularla ilgili ben kimseyi suçlamadım. Bana Rus uçağıyla ilgili söylenenler eleştiri değil iftira.
"Bakanlar Kurulu toplantısı yaptık, Numan Kurtulmuş'un açıklamalarına bakın. Dedi ki 'Rus uçağı olduğunu bilseydik böyle olmazdı'. Benden habersiz mi yaptı o açıklamayı? Krizi yönetmek için yaptık bu açıklamayı. Benim Başbakanlığı bıraktığım döneme kadar tek bir açıklama göstersinler bana Rusya'yı kötüleyen.
"O zaman katliam yapan biriyle görüştüğüm için suçluyorlardı, şimdi niye görüşmedin diye suçluyorlar"
"Çok hata yaptım, hepimiz hata yaparız. Suriye'de değerlendirme zaafı gösterdiğimiz husus şu oldu, demokrasi ilkelerini çok iyi benimsediğimiz için demokrasiyi savunacağını zannettiğimiz ülkelerin katliamlara bu kadar kayıtsız kalacağını öngöremedik. Mesela Sn. Esad'la son görüşmeyi yaptım ya, geldim ve bütün Güvenlik Konseyi ülkelerini aradım, süre verin diye. O zamanki arkadaşlar katliam yapan biriyle görüştüğüm için suçluyorlardı, şimdi niye görüşmedin diye suçluyorlar. Bir anayasa reformu ilan edilecek ve bazı bölgelerden askerler çekilecekti. ABD bir hafta daha bekleyelim dedim. Biz iki hafta da beklerdik, bir ay da beklerdik ama ne oldu biliyor musunuz? Büyükelçimizi hakem tayin ettik, aradı ve dedi ki 'askerleri çektiler ama Hama'yı yerle bir ettiler'. Ona rağmen biz ilişkiyi kesmedik. Ondan üç gün sonra Suriye'den bir heyet geldi. Hama'dan çektikleri tankları başka bir yere soktular. Asker kullanmıyorlar ya, polis eğitimi verelim ve onlar plastik mermiyle güvenliği sağlasınlar. Heyetle görüşürken Lazkiye'yi denizden topa tuttular. Ondan sonra biz nasıl görüşelim. Bir hafta sonra ABD, Esad'ı gayrimeşru ilan etti. Biz yine ilişkiyi kesmedik ve baktık ki oyalamaya çalışıyorlar."