Gerçek Muhabir

"Bu dava olumsuz sonuçlanırsa Rize’de içme suyu sıkıntısı yaşanacak"

GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın memleketi Rize'nin Güneysu ilçesindeki Gürgen Deresi üzerine yapılan Alicik-I ve Alicik -II hidroelektrik santrallerinin (HES) iptali istemiyle açılan dava Rize İdare Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada karar çıkmazken, avukat Remzi Kazmaz, davanın sadece Güneysu'nun değil, Rize'nin geleceğini ilgilendiren bir dava olduğunun altını çizerek, "Davanın olumsuz sonuçlanması durumunda, 3-5 yıl içerisinde Rize’de içme suyu sıkıntısının yaşanacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketi Rize'nin Güneysu ilçesindeki Gürgen Deresi üzerine yapılan Alicik-I ve Alicik -II hidroelektrik santrallerinin (HES) iptali istemiyle açılan dava Rize İdare Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada karar çıkmazken, avukat Remzi Kazmaz, davanın sadece Güneysu'nun değil, Rize'nin geleceğini ilgilendiren bir dava olduğunun altını çizerek, "Davanın olumsuz sonuçlanması durumunda, 3-5 yıl içerisinde Rize’de içme suyu sıkıntısının yaşanacak" dedi.

Güneysu'da yapımı süren Alicik-I ve II HES'lerinin iptali talebiyle bölge halkının açtığı dava Rize İdare Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada avukat Kazmaz, bölgede inceleme yapmak üzere 'üçüncü' kez bilirkişi heyeti taleplerini ilettiklerini açıkladı. 

Yoğun kar yağışı nedeniyle köylülerin duruşmaya gelemediğini fakat yetkililere ve şirkete sorular sorduklarını belirten Güneysu köyünden Orhan Kalender, "Güneysu Gürgen Köyü’nde yaklaşık 18 aydır hukuksuz bir şekilde çalışmalarına devam eden Alicik HES inşaatının durdurulması istemiyle Rize İdare Mahkemesi’ne açtığımız davanın duruşması bugün yapıldı" dedi.

"DERNEK OLARAK SESİMİZİ DUYURMAYA ÇALIKTIK"

Süreç içerisinde Gürgen ve Başköylü yurttaşlar olarak HES'e karşı hukuk mücadelesini sürdürdüklerini anımsatan Kalender, "Handüzü Yaylası ve Tabiat Varlıkları Koruma Derneği olarak bu süre içerisinde sesimizi çeşitli araçlarla kamuoyuna duyurmaya çalıştık. Ama bu defa bizimle buraya gelemeyen yaşlılarımızın, kadınlarımızın, çocuklarımızın ve gençlerimizin ilgili makamlara ve şirkete yönelttiği soruları sizinle paylaşmaya çalışacağım" diyerek köylülerin sorularını okudu. 

KÖYLÜLER YETKİLİLERE VE ŞİRKETE SORUYOR: 

Hüseyin Dayı soruyor, ‘5 metre yükseklikte bent yaptınız, dereniz karşısındaki arazime nereden geçeceğim?’

Çaycı Mustafa soruyor, ‘Derede su kalmadı, ortalık toz duman oldu, bu vadide artık çay yetişir mi?’

Genç Mehmet soruyor, ‘Bir balık tuttum, 1000 TL ceza kesildi, bu HES binlerce balığı katletti, bunun hesabını kim verecek?’

Ayşe Hala soruyor, ‘Ben fasulye, mısır nerede yetiştireceğim?’

Fatma Teyze soruyor, ‘İneklerim artık nerede su içecek?’,

Arıcı İsmail soruyor, ‘Bu toz dumanda bütün çiçekler toz altında kalıyor. Arılar nasıl bal yapacak?’

Murat soruyor, ‘Yaban hayvanlar bu yedi metre duvarın karşısına nasıl geçecek?’

Dursun soruyor, ‘Bu talan sizin köyünüzde yapılsa razı olur muydunuz?’

İkizdere HES’ten emekli olan gazeteci İsmet Köseoğlu da diyor ki, ‘Ben HES’e karşı değilim, birçok HES gördüm ama böylesini hiç görmedim. Bu talana kim izin verdi.’

Şimdi de ben şirket yetkililerine sesleniyorum, ‘Bu dereyi, bir yaşam alanını yok ettiniz, hiç mi vicdanınız sızlamadı?’

"SADECE GÜNEYSU'YU DEĞİL, BÜTÜN RİZE'Yİ İLGİLENDİRİYOR"

Davaya ilişkin açıklama yapan avukat Kazmaz, Rize'de geleceği ilgilendiren tarihi bir duruşma olduğunu belirterek, "Uzun zamandır Güneysu’da yapılmaya çalışılan hidroelektrik santrallerle ilgili bu dava aslında sadece Güneysu’yu değil, bütün Rize’yi ilgilendiriyor. O nedenle önemi burada yatmaktadır" dedi. 

"CANLILARA YAŞAM HAKKI TANIMADILAR"

Güneysu ve Salarha havzasında 12 adet HES bulunduğunu söyleyen Kazmaz, "Handüzü Yaylası’ndan başlayıp Karadeniz’e kadar suyu borulara almak kaydıyla, suyu hapsedenler o yaylada, bölgede, vadide yaşayan halkı hiç düşünmediler. O bölgede yaşayan canlılara, yaşam hakkı tanımadılar" diye sitem etti. 

“3-5 YIL RİZE’DE İÇME SUYU SIKINTISI OLACAK”

Davanın olumsuz sonuçlanması durumunda, 3-5 yıl içerisinde Rize’de içme suyu sıkıntısının yaşanacağına dikkat çeken Kazmaz, şunları söyledi:

“Bu açık açık söylüyorum. Güneysu davası demek sadece Güneysu’yu ilgilendiren bir dava değil aynı zamanda Rize ilinin içme suyuyla ilgili olan bir davadır. 12 tane HES’le ilgili birbirinden tamamen kopuk, habersiz, sorumsuz yöneticilerin peş peşe vermiş olduğu ‘ÇED gerekli değildir’ raporlarıyla beraber oluşturulan bu olayda suç işleniyor. O vadide mutlaka ama mutlaka bir bütüncül havza planlaması yapılması gerekiyorken maalesef yetkililer, yöneticiler birbiri ardına derelerin suyunu borulara hapsettiler. 

“O DAVAYI GÜNEYSU HALKI KAZANDI”

Birinci dava Güneysulular’ın lehine sonuçlandı, o davayı Güneysu halkı kazandı. Neden? Çünkü, bilirkişiler onurlu bir şekilde raporlarını verdiler ve sayın mahkeme de o bilirkişi raporuna dayanarak Alicik-1, Alicik-2 regülatörünü iptal etti. Ama Baro Enerji buna aldırmadı. Çünkü onların derdi rant, bizim derdimiz geleceğimiz. Onlar tekrar bir ÇED gerekli değildir raporu aldı ama ilk raporla arasında hiçbir fark yoktu.

“DERE AYNI DERE AMA RAPOR AYNI RAPOR DEĞİL”

Birinci ‘ÇED gerekli değildir’ raporun bilirkişi heyetinin incelemeleri sonucu hazırlanan rapor doğrultusunda mahkeme tarafından iptal edildiğini hatırlatan Kazmaz, “Ama ikinci rapor ne hikmetse, dere aynı dere ama rapor aynı rapor değildi. Ekosistemin bozulduğu, küresel ısınmanın arttığı, kuraklık ve susuzluğun alabildiğine yoğunlaştı, bizim bölgemizde bile (Karadeniz) 6 gün güneş vurduğu ve susuzluğu mahkum olacağımız bir yerde bilirkişinin burada vermiş olduğu rapor HES olabilir raporuydu”

“HES’LERLE İLGİL KAMU YARARI DÜŞÜNEREK VERİLECEK RAPOR, DOĞRU RAPOR OLACAKTIR”

Kazmaz, vicdanın, hukukun ve yasanın olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Biz bu raporun doğrultusunu kabul etmedik ve mahkemeye bunu söyledik. Sayın mahkemeden talebimiz şuydu; Gerçekten eli vicdanında, hukuki anlamda bilirkişilerin buraya gelip, üçüncü bir bilirkişinin bu davayla ilgili rapor hazırlaması ve ondan sonra sayın mahkemenin karar vermesi. Buna dayanak olarak yapılacak karar bize göre geçerli bir karar olmaz. O nedenle şaibeye gerek yok. Halk, hukuka, mahkemesine güveniyor. Bu nedenle biz inanıyoruz ki hukuk devleti devam ettiği sürece Güneysu havzasındaki bütüncül havza planı yapılmadan yapılan ve aynı zamanda Rize’yi susuzluğa boğacak olan bu HES’lerle ilgili kamu yararını düşünerek verilecek rapor, doğru rapor o." 

Köylüler, bölgelerinde yapılan HES'lerin iptalini talep ediyor. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.