Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararına göre; olay, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde 6 Haziran 2016 günü yaşandı. Okuldan çıkıp evine giderken öğretmen Tahir Baykuşak’ı Tarlabaşı Bulvarı’nda durduran polisler kendisinden kimliğini istedi. Kimliğini vermesine rağmen polisin kendisine nereli olduğunu iki kez sorduğu Baykuşak da nereli olduğunun kimliğinde yazdığını söyledi. Bunun üzerine polis memuru, “sen misin polise karşı böyle cevap veren” diyerek Baykuşak’a tokat attı. Polis memuru tekrar vurmak istediğinde Baykuşak polis memurunun kolundan tutarak engel olmaya çalıştı. Bunun üzerine polisler Baykuşak’ı kolunu bükerek yere yatırdı ve zor kullanarak kelepçe taktı. Bu olay yaşanırken aynı okulda öğretmen olan 3 arkadaşı da Baykuşak’a yapılanlara tanıklık etti.
''OLAN OLDU SEN ÖĞRETMENSİN BİZ DE MEMURUZ OLAY KAPANSIN''
Bu sırada bir polis memuru, “Olan oldu sen bir öğretmensin biz de memuruz yakışık almaz, olay burada kapansın” demesine rağmen Baykuşak, şikayetçi olacağını söyledi. Bunun üzerine polisler Baykuşak’ı 10 dakika kadar olay yerindeki bir pastanede beklettikten sonra Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Burada Baykuşak hakkında doktor ile görüştürülmeden hakkında darp ve cebir izine rastlanmadığına ilişkin doktor raporu alındı. Baykuşak’ın bu rapora itiraz etmesi üzerine ilk muayeneden 4 saat sonra bu kez Haseki Eğitim Araştırma Hastanesine sevkedildi ve orada kendisine sol omzunda, iki el bileğinde, göğsünde çeşitli ekimoz (morarma) ve sıyrıkların bulunduğu şeklinde rapor verildi.
ŞİKAYET ETTİ SANIK OLDU
Öğretmen Baykuşak’ın polisler hakkında şikayetçi olmasının üzerine kendisine tokat attığını iddia ettiği polis memuru da Baykuşak’tan şikayetçi oldu. Polisler tarafından düzenlenen tutanakta; GBT kontrol yaptıkları sırasında Baykuşak’ın kimlik göstermemek için direndiği, kendisini uyarmaları üzerine polis memurunun boğazına yapışarak “siz kimsiniz benden kimlik istiyorsunuz” dediği, kelepçe takmak istedikleri esnada Baykuşak’ın kendini yere atıp yuvarlandığı, görevliyi engelleyerek darp ve hakaret ettiği ifade edildi.
Baykuşak hakkında İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından dava açıldı. Bu yargılama sırasında Baykuşak ile aynı okulda çalışan 3 tanık dinlendi. Tanıklar ifadelerinde, olay günü Baykuşak’ı polislere kimlik uzatırken gördüklerini, polisleri kimliği alıp Baykuşak’a tokat atarken gördüklerini anlattı. Tanıklar mesafe nedeniyle konuşmaları duymadıklarını söyledi. Mahkeme yargılama sonucunda 2017 yılında Baykuşak hakkında beraat kararı verdi.
SAVCILIK DOSYAYI KAPATTI
Baykuşak’ın bir polis hakkında yaptığı suç duyurusu ise savcılık tarafından incelendi ve “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşıldığına iddiası ile ilgili olarak müştekinin soyut iddiası dışında kamu davası açılması için yeterli ve elverişli deliller bulunmadığı anlaşıldığından” kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıktı.
Baykuşak, kötü muamele yasağının ihlal edildiği ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dosyayı görüşen Anayasa Mahkemesi, polisin Baykuşak’a okul çıkış saatinde meslektaşlarının da göreceği şekilde yaptığı muamele ile asgari ağırlık eşiğinin aşıldığı sonucuna vardı.
ANAYASA MAHKEMESİ SORUŞTURMADAKİ ÇELİŞKİLERE DİKKAT ÇEKTİ
Polislerin olayla ilgili düzenlediği tutanakta Baykuşak’ın kimliğini göstermediği için kendisine müdahale edildiğinin belirtildiğine dikkat çekilen kararda, aynı tutanakta Baykuşak’ın GBT sorgusunun yapıldığının da yazıldığı, Baykuşak’ın kimlik bilgilerine nasıl ulaşıldığının ise belirtilmediği vurgulandı.
Savcılığın, mahkemede de Baykuşak ile aynı yönde ifade vermesine rağmen ismini verdiği tanıkları dinlemediğini, alınan ikinci doktor raporunun dikkate alınmadığını, Baykuşak’ın muayene edilmeden verildiğini öne sürdüğü ilk doktor raporu ile ilgili, hekim hakkında da soruşturma yapılıp yapılmadığının anlaşılmadığını belirledi.
Olayı, “İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” olarak niteleyen Yüksek Mahkeme, ihlal kararının yerine getirilmemesinin ihlalin devamı anlamına geleceğini bildirerek, dosyanın yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine de hükmetti.